2 Temmuz 2008: Yeni Bir Dönemin Başlangıcı..

2 Temmuz 2008: Yeni Bir Dönemin Başlangıcı..

2 Temmuz 2008: Yeni Bir Dönemin Başlangıcı…Fazla değil, bundan dört yıl önce, yani 2004 yılında Sivas sokaklarında katliamı protesto...

A+A-

2 Temmuz 2008: Yeni Bir Dönemin Başlangıcı..2 Temmuz 2008: Yeni Bir Dönemin Başlangıcı…

Fazla değil, bundan dört yıl önce, yani 2004 yılında Sivas sokaklarında katliamı protesto için yürüyenlerin sayısı topu topu beş yüz kadardı. Yürüyüşü kontrol eden polis sayısı protestoculardan bile fazlaydı. Sivas esnafı yürüyüşe katılanlara su bile vermiyor, balkonlardan insanlar yürüyenlere sırıtarak bakıyor, Madımak Oteli’nin altındaki kebapçı, protestolara rağmen sanki bir şey olmamış gibi 35 insanın yandığı ve o yangının kokularının devam ettiği otelde vicdanlarını tümüyle yitirmiş insan müsvettelerine kebap satmaya devam ediyordu. Sanki o katliam orada olmamış, sanki o katliama Sivaslı göz yumarak ortak olmamış gibiydi. Bir çok şey can sıkıcı ve yaralayıcıydı. Üstelik kamuoyuna ‘bu işi artık kaşımayın, olan oldu, unutun gitsin’ yaklaşımı hakimdi. Yani o günlerde Sivas sokaklarında katliamı protesto için yürüyenlerin arasında olmak psikolojik bir dayanıklılığı da zorunlu kılıyordu. Bir avuç insan bütün bu olumsuzluklara rağmen ısrarla Sivas’ta olmayı öne çıkarmaya devam ettiler. Siyasi mücadelede tekrarların önemli olduğunu bilen bu insanlar, katliamlardan ve yenilgilerden kurtulmanın, yenilgilerin yaşandığı kaleleri yeniden zapetmekle mümkün olacağını tekrarlayıp durdular. Zaman içinde, bu siyasi tekrar, kararlılık ve inat kök salmaya ve hayat bulmaya başladı.

İlk kez 1994’de Ragıp Zarakolu tarafından ‘Sivas 1993’ kitabında dillendirilen ‘Madımak Müze Olsun’ fikri 2005 yılında bir kampanyaya dönüştü. Türkiye’nin bin aydını, sanatçısı, yöneticisi ‘Madımak Müze Olsun’ kampanyasına destek verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunulmak üzere düzenlenen imza metinleri, kendisi kampanyayı yapan Alevi kuruluşlarını muhatap almadığı için dönemin Başbakan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener’e verildi. Şener ‘Madımak Müze Olabilir’ desede sonradan bunu unuttu. Onlar unutsa da, yok saysalar da, 62 milletvekili ilk kez meclise ‘Madımak Müze Olsun’ yasa tasarısını sundu. Ve bütün bu gelişmelere paralel o yıl Madımak önüne karanfil bırakma cesaretini gösterenlerin sayısı 2 bine ulaştı. İlk kez protesto için yürüyenlerin sayısı, onları ‘korumak’ için çevrede yürüyen polis sayısını aşmıştı. O dönem farkedilmesede bu çok önemli bir gelişmeydi ve bu gelişme aslında yeni bir dönemin ilk işaretini veriyordu. Sonra Alevi televizyonlarının ortaya çıkması ve özel olarak YOL tv’nin ısrarlı çabaları, haftalara yayılan ‘Madımakta Yakılmak’ programları katliamı kınama eylemlerine katılanların sayısını hızla artırmaya başladı. 2006 yılında Sivas Madımak Oteli önünde katliamı lanetleyenlerin sayısı 10 bine, 2007’de 20 bine ulaşmıştı. Televizyonlarda katliamı protesto edenlerin sayısının giderek arttığını gören binlerce kişi, korkularını yenerek katliamı lanetlemek için Sivas sokaklarında yürümüye başlamışlardı. Bu gelişmeler Alevi hareketinin  bir bütün olarak davayı sahiplenmesiyle bu yıl tam anlamıyla bir sıçrama yaptı.

Israr, kararlılık ve hedefe kilitlenme bu yıl Sivas sokaklarında 50 bin insanı buluşturdu. Bütün Türkiye’ye ‘bırakın bu işleri kaşımayı, unutun’ diyenler bile katliama karşı gelişen bu dalgayı görmezden gelemediler. Hürriyet Gazetesi protesto yürüyüşüne katılanların sayısını 25 bin, Sabah 35 bin, Vatan, Radikal, Cumhuriyet gibi bir çok gazete 50 bin olarak verdiler.

2 Temmuz 2008 katliamını protesto edenlerin sayısının 500’lerden 50 binlere ulaşması kuşkusuz çok önemliydi. Türkiye’nin İstanbul, Ankara, İzmir gibi en önemli ve kalabalık kentlerinde onlarca siyasi partinin ve kuruluşun biraraya gelerek yaptığı etkinliklere, yürüyüşlere bile bu kadar insan katılmazken, üstelik buluşulan kent üzerinde halen dumanların olduğu kent Sivas’ken ve buluşma günü hafta içine denk gelmişken 50 bin insan çok önemliydi. Yürüyüşe ve mitinge katılanların önemli bir bölümünün Sivaslı olması ve kalabalıklar giderek artarken, geçmiş yıllarda hem vicdansız oluşları, hem de yürüyenlerin sayılarının az olmasından dolayı sırtanların artık sırıtmalarını kapı arkalarında yapmak zorunda kalmaları da diğer önemli belirlemeler olarak tarihe not düşüldü...

Bütün bu belirlemelerin önemine rağmen bu yıla damgasını vuran ise bir başka gelişmeydi: Türkiye’de ilk kez beş siyasi parti genel başkanının DSP, SHP, ÖDP, EMEP ve DTP’nin, DİSK, KESK, Eğitim Sen ve PEN gibi kuruluşların Genel Başkanları Alevi hareketinin yöneticileriyle kolkola Madımak önüne yürüdüler.

‘Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak’ sloganları eşliğinde 35 insanımızın yakıldığı yer olan Madımak Oteli önü, 2 Temmuz 2008’de yapılan görkemli yürüyüşle bütün Türkiye’ye bir kaç mesajı birlikte verdi. Birincisi, gerçek anlamda laik ve demokratik bir Türkiye’nin yeniden inşası Madımak önünde başlamıştır. İkincisi bu gelişmeyi sağlayacak ve geniş bir laik, demokratik blok hareketinin dinamiği ve toplumsal tabanı başta Aleviler olacaktır. Üçüncüsü, Madımak’ı müze yapmama ısrarının bitmesinin yolu da kitlesellikten, gücümüzü ortaklaştırmaktan ve ne kadar çok olduğunu göstermekten geçer...

Artık suyu tersine akıtmak mümkün olmayacak ve 2 Temmuz 2008, Çarşamba günü Sivas’ta yapılan yürüyüş siyasette yeni bir dönemin başlangıcı olarak tarihe geçecek.

NECDET SARAÇ
BİRGÜN - 8 Temmuz 2008

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.