Alevi Nüfusu

Alevi Nüfusu

Türkiye’nin renklerinden en önemli ve belirginlerinden biri de hiç şüphesiz Alevilerdir. Ancak bu halk kitlesinin nüfus oranı ve kompozisyonu ise her zaman...

A+A-

Türkiye’nin renklerinden en önemli ve belirginlerinden biri de hiç şüphesiz Alevilerdir. Ancak bu halk kitlesinin nüfus oranı ve kompozisyonu ise her zaman tartışma konusu olmuş tam bir netlik içinde ortaya konamamıştır. Çoğu zaman anketlere dayalı olarak ülke nüfusunun % 5’ler civarında olduklarını söyleyen araştırmalar yanında,[1] % 30’a kadar ulaşan rakamlar ileri sürülebilmektedir.[2] Oranlar arasındaki bu farklılık alevi nüfus üzerine spekülasyonlar yapılmasına neden olmakta ve net bir rakam verilmesini zorlaştırmaktadır. Alevi nüfusu hakkında fikir verebilecek hususlardan birisi hiç şüphesiz alevi yerleşim yeri sayısı ve bunu esas alınarak yapılan tahminlerdir. Ancak hangi köylerin yada yerleşim yerlerinin alevi olduğuna ilişkin resmi yada gayrı resmi güvenilir bir kaynak da bulunmamaktadır. Bu durumda bu konularda Alevilerce yapılan amatör çalışmalar tek kaynak durumunda olmaktadır. Her ne kadar bu amatör çalışmalar net ve kesin bir bilgi ortaya koymasa da yapılacak bir çalışmada başlangıç için değerli veriler ortaya koyabilmektedirler. Ayrıca bu verilerin en önemli kullanım alanı aleviler üzerine yapılan farklı çalışmaların test edilmesidir. Bu çalışmada, alevi forum siteleri yada bireysel amatör çalışmalardaki veriler esas alınarak, 1- Alevi yerleşim yerlerini gösteren haritalar 2-Alevi toplumunun genel nüfusu oranı 3-Alevilerin etnik yapısı analiz edilmeye çalışılacaktır.

Türkiye’de alevi nüfus denildiğinde temel olarak Anadolu Alevileri anlaşılmakla birlikte bazen Anadolu Aleviliği dışında görülen Tahtacı nüfus ile birlikte Hatay, Mersin ve Adana illerinde yoğunlaşmış olan Arapça konuşan Alevileri de genel alevi nüfus içine dahil edilmektedir. Anadolu Alevileri önyargı içeren tanımlamalar yanında Alevi nüfus yöresel olarak Çepni (Balıkesir), Türkmen (Kars-Ardahan-Çanakkale), Aşiret (Sungurlu, Pazarcık), Tahtacı (Akdeniz ve Ege bölgeleri) gibi farklı şekillerde adlandırılabilmektedirler. Bu çalışmada Alevi toplumu bir bütün olarak ele alınmış Alevi nüfusun alt gruplarına değinilmemiştir.

Alevi yerleşim yerleri temel olarak iç kuzey doğu Anadolu bölgesinde yoğunlaşmakla birlikte tüm Türkiye’ye dağılmış bir yapı göstermektedir. Bununla birlikte Güneydoğu Anadolu bölgesi ile Doğu Karadeniz ve batı Karadeniz’de alevi yerleşim yeri bulunmayan iller bulunulabilmektedir. Tablo ve Haritalarda görüleceği üzere Alevi nüfus Ardahan, Çorum ve Kahramanmaraş üçgeninde yoğunlaşmıştır. Bu üçgen (Sivas, Erzincan, Tunceli, Tokat, Çorum, Kahramanmaraş, Malatya, Amasya, Erzurum, Yozgat, Bingöl, Adıyaman, Elazığ, Muş, Kars, Ardahan, Bayburt) alevi nüfusun % 75’inden fazlasına kaynaklık etmektedir. Her ne kadar Alevi nüfusun büyük çoğunluğu bu bölgede orjinli olsa da Alevilerin çoğunlukta olduğu il sayısı sadece bir adet olup (Tunceli) Alevilerin çoğunlukta olduğu ilçe sayısı 14’dür. (Damal, Yedisu, Arguvan, Hozat, Pertek, İmranlı, Nurhak ve İmranlı gibi) Tunceli dışındaki illerin hiçbirinde alevi nüfus %30-35’ten fazla değildir.

Türkiye’de alevi yerleşimlerin coğrafi dağılımlarını gösteren haritalardan nispi olarak en başarılı bulduğumuz ve daha az başarılıdan daha başarılısına doğru sıraladığımız haritalardan da görüleceği üzere alevi nüfus ülke geneline dağılmış olarak gösterilmektedir. Ayrıca ciddi olduğu varsayılan Milliyet gazetesinin yayınladığı biz kimiz adlı araştırmanın da “Üçte biri İstanbul’da yaşayan Alevilerin daha sonra en yoğun olarak bulundukları bölgeler Ortadoğu Anadolu (Bingöl, Elazığ, Malatya, Tunceli, Bitlis, Hakkâri, Muş, Van) ve Akdeniz.” Şeklinde ifade ile büyük hata yaptığı görülmektedir.[6]Bu araştırmanın iddiasının aksine Hakkari, Van, Bitlis illerinde hiçbir alevi yerleşiminin bulunmadığı gibi Alevi nüfus barındıran diğer vilayetlerin (Bingöl, Elazığ, Malatya, Tunceli) iki katından fazla alevi yerleşim yeri Tokat, Sivas, Amasya, Erzincan ve Çorum illerinde bulunmaktadır.

Genel Alevi Nüfus Oranı

Türkiye’de 38 bine yaklaşan köy ve küçük belediye sayısı dikkate alındığında Alevi nüfus bulunduran yerleşim yeri sayısı toplam yerleşim yerlerinin % 9’u civarındadır. Bu orandan hareketle Türkiye’de Alevi sayısı hesaplanmaya çalışıldığında 400 civarında olan karışık olan yerleşim yerlerinin dikkate alınması, alevi nüfusun yoğun yurtdışına göçü, alevi yerleşim yerlerinin kütük nüfus olarak daha az nüfus barındırması, Türkiye’ye dışında çok az alevi nüfus bulunduğundan Türkiye’ye komşu coğrafyalardan gelen göçmenlerin tamamına yakının alevi olmaması gibi hususlar dikkate alınarak; alevi oranının %9 oranından 1-3 puan düşürülmesi gerekmektedir. Bu itibarla Alevi nüfusun toplam Türkiye nüfusu içindeki oranın % 6-8 arasında olduğunu söylemek hata olmayacaktır.

Alevilerin Etnik Yapısı

Ülkemizde yaşayan Alevi nüfus (Anadolu Alevileri) Türkçe, Zazaca ve Kürtçe konuşmaktadırlar. Yerleşim yerleri esasında sınıflandırıldığında kabaca 500-550 Alevi yerleşim yerinde Kürtçe (Sivas: İmranlı, Zara, Divriği gibi çevresi, Kahramanmaraş: Pazarcık, Malatya: Akçadağ gibi), 600-650 yerleşim yerinde Zazaca (Tunceli –büyük çoğunlukla, Muş, Erzurum -güneyi, Erzincan –güneyi- gibi) 2250 yerleşim yerinde ise Türkçe (Diyarbakır ve Ardahan’dan Edirne’ye geniş bir alanda) konuşulmaktadır. (Alevi yerleşim yerlerinin diline ilişkin yaptığımız çalışma kaba bir incelemeye dayanmaktadır. Kesin bilgi olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.)

Alevi nüfus içerisinde üzerinde tartışılan gruplardan biri de Kürtçe konuşan Alevilerdir. 500’den fazla yerleşim yerinde Kürtçe konuşuluyor olması “Kürt Alevi”lerin var olmadığına ilişkin popüler iddianın tutarsızlığını ortaya koymaktadır. Bununla birlikte Kürt nüfusun yoğun bulunduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki vilayetlerde (Bitlis, Ağrı, Van, Iğdır, Batman, Şırnak, Mardin, Siirt, Hakkari, Şanlıurfa ve Diyarbakır) hiç bir alevi Kürt köyünün bulunmaması Kürtlükle Aleviliği ilişkilendirmeye çalışan Kürt milliyetçisi argümanı da çürütmektedir. Ayrıca Kürtçe konuşan Alevi nüfusun Zaza bölgeleri ile Türkçe konuşan bölgeler arasında yaşıyor olması da Kürt milliyetçisi argümanı iyice zayıflatmaktadır.

Anadolu alevilerden farklı inanç ve ritüellere sahip bulunan Arapça konuşan Alevi nüfus genel olarak Hatay, Adana ve Mersin illerinde yaşamaktadırlar. Bu grubun yerleşim yeri sayısı her ne kadar toplam yerleşim yeri sayısına göre oldukça küçük olsa da (100 civarı) toplam nüfus içindeki payı bu yerleşim yerlerinin daha büyük nüfus barındırmasından dolayı daha yüksektir.

Sonuç olarak internette yer alan forumlar yada farklı internet sitelerindeki bilgiler Türkiye’deki alevi yerleşim yerlerinin coğrafi dağılımı ve alevi nüfusu hakkında genel bir çerçevede bilgi sunduğundan şüphe yoktur. Bununla birlikte yerleşim yeri sayısı esasına dayanan bu çalışmamızın sınırlılıkları olduğu da bilinmelidir. Özellikle yoğun iç ve dış göç Türkiye genelinde sosyal dokuyu büyük ölçüde değiştirmiş daha önce mutlak ekseriyette kırsal alana yerleşmiş olan Alevi nüfusun büyük şehirlerde yoğunlaşmasını getirmiştir. Böylelikle kırsal alanda alevi yoğunluğu azalırken büyük şehirlerde bu yoğunluk artmıştır. Bu durum tablolarda bulunan yerleşim yeri sayısının o ildeki alevi oranını belirlemek için kullanılamayacağını belirtmek açısından önemlidir. Örneğin, Ankara’daki yaşayan Alevi oranı, il içindeki Alevi yerleşim yeri sayısından daha fazla iken bu yapı Sivas ilinde tersi durumundadır.

Türkiye'de etnik ve dini grupların sayısı ve nüfusunu bilmek toplum, devlet ve istihbarat örgütlerinin bir numaralı ilgi kaynağı. Prof. Dr. Salim Cöhce ve Prof. Dr. Şaban Kuzgun Türkiye'nin dini coğrafyasını çıkarmak için yaptıkları çalışmada kendilerini ajanlar ağının içinde buldu. Bir ara kamuoyuna MGK'nın yaptırdığı araştırma olarak orta çıkan ve "10 milyon Alevi var" diyen araştırmanın hikâyesi polisiye romanı gibi. Salim Cöhce, çalışmanın hikâyesini şöyle anlatıyor:

"MGK bir ara bu çalışmaya karşı olduğunu belirtti birtakım yetkililerle. Önce üzerimizde baskı bile kuruldu. Bizim öğrencilerimizi Erzincan'da şurada burada tutukladılar. Rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu devreye girdi ve bizi destekledi. Sonra Prof. Dr. Şaban Kuzgun, Ankara'da MGK yetkilileriyle görüştü. Onları ikna etti. Nihayetinde üzerimizden bu baskı kalktı. Çalışmalarımız Şaban Kuzgun'un bir trafik kazasında şaibeli bir şekilde ölmesine kadar devam ettik."

Araştırma, Cöhce, Kuzgun ve öğrencileri tarafından finanse edilerek 1994-2000 yılları arasında yapıldı. Türkiye'de yaşayan farklı dinlere, mezheplere mensup insanların il, ilçe, köy veya mahalle bazında sayılarını tespit eden araştırmanın yüzde 88'i tamamlanabildi. Araştırma verilerine göre, Alevi nüfus 8 milyon 750 bin civarında. Projenin tamamlanmamış kısmı da hesaba katılırsa yaklaşık 10 milyon Alevi var.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.