Beklemek: Antep'te Suriyeli İki Sanatçı

Beklemek: Antep'te Suriyeli İki Sanatçı

Hala İsmail (fotoğrafta solda) ve Ziad Znklow Antep'te yaşayan Suriyeli iki genç sanatçı. Kültür-sanat alanında faaliyet gösteren Kırkayak Kültür, 28...

A+A-

Hala İsmail (fotoğrafta solda) ve Ziad Znklow Antep'te yaşayan Suriyeli iki genç sanatçı. Kültür-sanat alanında faaliyet gösteren Kırkayak Kültür, 28 Şubat'tan itibaren bir haftalığına bu iki genç sanatçının desenlerinden oluşan “Beklemek” adlı sergiye ev sahipliği yapıyor.

Serginin açılışı Kırkayak Kültür Merkezi'nde, eski bir Antep evi olan üç katlı taş binada gerçekleşti ve yoğun bir ziyaretçi akınına uğradı. Sergi açılışına üniversite öğrencileri, öğretim üyeleri, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, yerel ve uluslararası sivil toplum kuruluşları çalışanları ve pek çok sanat sever ilgi gösterdi.

Hala İsmail, ziyaretçilerin tepkilerini sorduğumuzda daha çok sorularla karşılaştıklarını anlatıyor ve eklemeden edemiyor: "Ama hoşlandılar". Hala ve Ziad'ın karışık teknik kullanarak yaptıkları desenler hem kırılgan hem de güçlü bir etkiye sahip. Her iki sanatçının on ikişer deseninin bulunduğu serginin adını "Beklemek" koymuşlar çünkü çizdikleri onlara göre kendi durumlarını, daha doğrusu yurdundan edilen Suriyelilerin durumunu anlatıyor. Bekliyorlar. Dört yıldır daha iyi bir hayata kavuşabilmeyi, geri dönebilmeyi, kim bilir daha neleri.

Beklerken hatırlamak

Ziad'ın canlı detaylarla çizdiği objeler, balkondaki sandalye, bahçe kapısı, üstünde şamdanlar olan işlemeli eski sandık, sobada demlenen çay,  koltuğun üstündeki okuma gözlüğü ve şişinde yarım kalmış örgü, hepsi de sahipsiz, hüzünlü. Bir şeyi beklerken hafızamıza başvurduğumuzu, hafızamızda kalan iyi anları tahayyül ettiğimizi söylüyor.

Desenlerdeki objeler Ziad'ın Suriye'ye dair kişisel hatıralarına işaret ediyor. Objeleri tek tek sorunca anlatıyor. Mesela şuradaki onun evinin bahçe kapısı, şu evin havuşundaki (avlu) çeşme. Balkondaki sandalye otururken içine çektiği yasemin kokularını hatırlıyor mesela. Özellikle Yasmin-i Şemi, yani Şam yaseminleri kokusuyla meşhurmuş. "Hatırlıyoruz ama her şeyi değil", diye açıklıyor Ziad, "sadece bazı anları". Çizimlerinde kişi yok çünkü Suriye'de kimse kalmadı ve hafızasındaki yerler boş kaldı. Anlayacağınız, o objeler de sahiplerini bekliyor.

Enstrümanları dinlerken

Hala ise yeni bir hayat beklentisi içinde olmayı anlatmak için hamile bir kadını resmetmeyi seçmiş. Yeni hayatı beklemeyi, bunun sancılarını gebelikten daha iyi ne anlatabilir?

Hala desenlerinde kırmızı rengin kanı, şiddeti çağrıştıran bir sembolizme de başvuruyor. “Kuşkusuz şiddetten kaçınamayız”, diyor Hala, “çünkü Suriye'de çok insan öldü”.

Öte yandan, desenlerde hamile kadına eşlik eden müzik enstrümanları çizimlere yansıyan sancının kesifliğini hafifletiyor. Enstrümanlar bilinçli bir gönderme; Hala bu enstrümanları dinlemenin, beklerken, ona daha iyi hissettirdiğini anlatıyor.

Beklemek sergisi, Hala ve Ziad'ın ilk sergileri değil. Daha önce de Antep'te faaliyet gösteren Suriyelilerin kurduğu bir derneğin yerinde açılan sergileri, Suriyelilerden ilgi görmüştü. Geçtiğimiz yıl Hala İsmail'in çizimlerini İstanbul'daki işgal evi Don Kişot Sosyal Merkezi’nde sergilemesini saymazsak; Türkiyeli izleyiciyle bu ikinci sergileriyle buluşmuş oldular.

Faşal; bir fanzin

Hala ve Ziad uzun zamandır çiziyor. Gerçi karikatürün Suriye'deki Esad yönetimi zamanında özgür olmadığını söylüyorlar. Sözgelimi Ziad çizdiklerinden ötürü rejim güçlerinin tehdidi altında olduğunu belirtiyor. İkisi de Halep Üniversitesi Güzel Sanatlar mezunu olan Hala ve Ziad, birbirlerini yıllar sonra tekrar Suriye'deki çatışmaların başlamasından sonra kaçıp geldikleri Antep'te bulmuş.

Önce Suriyeli çocuklara yönelik kısa çizgi filmler yapacakları bir animasyon stüdyosu kurarak başlamışlar. Çizdikleriyle genelde Suriye toplumuna yönelik mesajları işliyorlar. Bu nedenle olsa gerek stüdyonun adını "Zihnini Aç" koymuşlar. Gelgelelim profesyonel bilgisayar gibi gereksinimlerini Halep'te bırakmak zorunda kaldıkları için para ve zaman gerektiren bu uğraşı sürdüremeyip şimdi çıkarmakta oldukları fanzin Faşal'ı (Anahtar) hazırlamaya başlamışlar.

Halihazırda iki haftada bir çıkardıkları Faşal'da Türkiye'de yaşayan Suriyeli toplumda gördükleri sorunları işleyerek kendi memleketlilerini yaşanan savaş ve acılardan ötürü olumsuzlukları meşru görmemeye ve eleştirmeye, hatta tutum değişikliğine davet etmek istediklerini anlatıyorlar.

"Develerle ve çadırda yaşadığımızı sanıyorlar"

Hala, Suriyeli birinin yaşadığı sorunlar yüzünden davranışlarının değişebildiğini söylüyor. Etraflarında gözlemledikleri gerçek hikayelerden yola çıkıp bunu bir kişi üzerinden ve gerçek isimleri değiştirerek resmetmeye çalıştıklarını belirtiyor.

Çizdikleriyle Suriyeli toplumdaki kötü örnekleri yermeye çalışıyor; örneğin Faşal'ın son sayısında Suriyelilerin açtığı kimi okulların yaptığı yolsuzluğu, ailelerden toplanan paraların eğitime harcanmadığını işliyorlar. Böylelikle yaşanan sorunların kötü davranışlara gerekçe olmaması gerektiğini anlatmak istiyorlar. Yaşananlar birini kötü yönde değiştiriyorsa, iyi yönde de değiştirebilir. Hatta yaşanan başarısızlar davranışı değiştirmenin anahtarı olabilir. Fanzinin adı da kuşkusuz buradan geliyor.

Yine de Faşal hem Arapça hem Türkçe yayınlanıyor. Öyleyse Suriyeli topluma yönelik mesajları Türkiyeli izleyiciyle paylaşmak niye? Hala ve Ziad, bütün Suriyelilerin dikkat çektikleri kötü örnekler gibi olmadıklarına dikkat çekmeyi amaçlıyor. Kişi kötü bir şey yapsa bile neler yaşadığının anlaşılmasını istediklerini dile getiriyorlar. "Hem buradakiler Suriye'de hiçbir şeyin olmadığını sanıyor", diye ekliyor Hala, "bizim develerle ve çadırda yaşadığımızı sanıyorlar".

"Birbirimizi bulamıyoruz"

Antep'te Hala ve Ziad'ın kendileri gibi başka sanatçı arkadaşları da var. "Ama hepimizin hayatımızı idame ettirmek için para kazanması gerekiyor", diyorlar "arkadaşlarımızın kimi mobilya firmasında, kimi tavuk şirketinde çalışıyor ve sanatlarını yapamıyorlar".

Geçtiğimiz Temmuz ayında Antep'te bir araya geldikleri bir toplantı gerçekleştirmişler. Bir kültür merkezi kurup birbirlerini finansal olarak destekleyebilecekleri bir yer haline getirmeyi amaçladıklarını aktarıyorlar. Hala orayı çalıştırmayı başaramadıklarını, tüm zamanlarını oraya vermiş olsalardı işlerini kaybedeceklerini söylüyor.

Aralarında Halep Üniversitesi’nden deneyimli hocalarının da olduğu on kişi destek aramak için Suriye Muhalefetinden bir kuruluşla görüşme yapmış. Kuruluş temsilcilerinin onlara kendi binalarında küçük bir oda vermeyi kabul ettiğini, sanatı desteklemek dediklerinde Suriyeli ve Türkiyeli sanatçıların bir parka gidip çocukların yüzünü boyamasını anladıklarını belirtiyor. Ziad Suriye'de sanatçıların buluşma mekanları olduğunu, birbirini nerede bulacaklarını bildiğini hatırlatıyor: "Burada herkes dağıldı, birbirimizi bulamıyoruz".

Hala ve Ziad kendileri gibi fanzin çıkaranlarla buluşmak, sergilerini çeşitli şehirlere taşıyıp dayanışma içinde olacakları inisiyatif ve kişilerle bir araya gelmek istiyorlar. Yeni bir hayata başlamayı beklerken üretmeye devam edecekler. Anlatmak ve gerçekleştirmek istedikleri çok şey var. Bizden söylemesi... (HPŞ/HK)

Not: Sergi Kırkayak Kültür’de 8 Mart’a kadar gezilebilecek.

Faşal fanzin facebook sayfası: https://www.facebook.com/fashalmagazine/info?tab=page_info

Faşal fanzin e-posta adresi: fashal.magazine1@gmail.com

Kırkayak internet sitesi: www.kırkayak.org

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.