Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına neden olan haber

Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına neden olan haber

Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına gerekçe olarak sunulan MİT TIR’ları haberini yeniden paylaşıyoruz.29 Mayıs’ta Cumhuriyet Gazetesi’nde...

A+A-

Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına gerekçe olarak sunulan MİT TIR’ları haberini yeniden paylaşıyoruz.

29 Mayıs’ta Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan ve bugün gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmasına gerekçe olarak sunulan haberi yayınlıyoruz. İşte MİT TIR’ları ile katillere taşınan silahlarla ilgili 29 Mayıs tarihinde Cumhuriyet’te yayınlanan o haber:

11 Mayıs 2013 tarihinde Reyhanlı’da bomba yüklü iki aracın patlaması sonucu 52 kişi ölmüş, bu olay, “Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör eylemi” olarak kayda geçmişti. O günden sonra bomba yüklü araçların

sınırdan geçebileceği kaygısıyla gümrüklerde teyakkuza geçirilmiş ve ihbarlar başlamıştı.

1 Ocak’ta Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde benzer bir ihbar üzerine bir TIR polis ekiplerince durdurulmuş, valiliğin devreye girmesiyle arama yapılması engellenmişti. TIR’ın yükü, tutanağa “insani yardım malzemesi” olarak geçerken, CHP’liler TIR’da silah bulunduğunu iddia etmiş, MİT ve hükümet kontrolünde Suriye’ye silah ve mühimmat sevk ettiğini söylemişlerdi.

Herkes işini bilecek

Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı, “Suriye’ye giden her şeyi x-ray’den geçiriyoruz. Bu durumun bizimle ilgisi yok” derken, o gün göreve başlayan ve Meclis’te yemin eden İçişleri Bakanı Efkan Ala, TIR’da Türkmenlere giden yardımlar olduğunu iddia etmiş ve gazetecileri tehdit etmişti:

“Herkes işini bilecek. Siz TIR’ın içini biliyor musunuz?”

Silah çekmişlerdi

Bu olaydan 18 gün sonra, bu kez 3 TIR yine ihbar üzerine Adana Ceyhan Sirkeci gişelerinde, jandarma tarafından durdurulmuştu. TIR’lara eşlik eden MİT görevlileri, sonradan gelen çevik kuvvet polisleri ve Adana İl

Jandarma Komutanı’nın emrindeki 250 kişilik jandarma görevlileri arasında büyük gerginlik ve restleşme yaşanmış, karşılıklı silahlar çekilmişti.

TIR’ların aranması için izin veren Adana Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı, daha sonra mahkemede verdiği ifadede, olay yerine gittiğinde MİT görevlisi olduklarını iddia eden, hırpani tipli ve kirli sakallı birkaç kişinin bağırıp çağırdığını, küfür ettiklerini söylemişti.

İldeki mülki makamların, MİT bölge başkanının ve kolluk birimlerinin bilgisi dışında seyahat ettiği ortaya çıkan TIR’lar, savcının talimatı doğrultusunda Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı’na çekilmek istenmiş, bu sırada MİT personeli, araçlarını TIR’ların önüne kırarak bunu engellemeye yeltenmiş, şoförlerden anahtarları alarak araziye atmış ve TIR’ların hareketine engel olmuşlardı.

‘Ağzına kadar silah’

Savcı Takçı, yaşananları şöyle aktarmıştı:

“Gidip malzemelere baktım. Ağzına kadar çakılı silah ve mühimmatı ben de gördüm. Olay yerine gelen jandarmaya, bunları tespit etmelerini, görüntülerini ve numaralarını almalarını söyledim. Bu esnada Adana

Valisi Hüseyin Avni Coş ve Emniyet Müdürü, yaklaşık 300-400 kişilik özel harekât ve çevik kuvvet polis ekibi ile olay yerine geldi. Konuyu çözmek için Adana Valisi ile görüştük. Bana bu TIR’ların MİT’e ait olduğunu, bırakılmaları için ölümüne her şeyi yapacağını, Sayın Başbakan’ın (Erdoğan’ın) arayıp ‘Bu konuda yasa çıkaracağız, savcı bunları bıraksın’ mealinde sözler söylediğini, aynı şekilde İçişleri Bakanı’nın da kendisini aradığını söyledi.”

Bu uyarılar üzerine TIR’lardaki malzemeler hakkında bir işlem yapılamamıştı.

Devlet sırrıydı

Olaydan sonra önce hükümet cephesi, TIR’lardaki malzemenin “devlet sırrı” olduğunu söylemiş, Başbakan Erdoğan malzemenin Türkmenlere gittiğini iddia etmiş, ancak Türkmenler, kendilerine bir şey gelmediğini

açıklamıştı.

Ahmet Davutoğlu ise “birileri”nin, Milli İstihbarat Teşkilatı’na “kumpas” kurmaya kalkıştığını, “Bunun hesabının sorulacağını” söylemişti.

Buna karşın, AKP’nin Siirt milletvekili adayı Yasin Aktay,  TIR’lar içinde silah bulunduğu iddialarını doğrulamış, “Onlar Özgür Suriye Ordusu’na gidiyordu” demişti.

Görüntülerde ne var

Cumhuriyet’in ulaştığı görüntüler, MİT’e, jandarmaya ve polise ait olduğu tahmin edilen üç ayrı kamera tarafından tespit edilmiş.

TIR’ların durdurulmasından sonra, askeri araçların ve jandarmanın, çevreyi kontrol altına aldığı görülüyor. Olay yerine getirilen patlayıcı eğitimi almış köpeklerin havlamaları duyuluyor.

Savcılığın talimatıyla TIR’lara el koyan görevliler, ellerinde eldivenler olduğu halde 3 TIR’daki toplam 6 ayrı çelik konteynırın vidalarını kerpetenlerle sökmeye başlıyor.

Savcının nezaretinde çelik kapaklar açıldığında, altından karton kutular çıkıyor. Üzerinde “Dikkat kırılır” damgası bulunan kutulardaki kolilerde ilaç paketleri olduğu görülüyor. Çoğu antibiyotik olan bu ilaçlar da kameralarca tespit ediliyor.

Ancak asıl sürprizin, ilaç paketlerinin altında gizlendiği anlaşılıyor.

Kutular kaldırılınca, altına dizilmiş havanlar ortaya çıkıyor.

Görevliler çelik kasaları açıp saymaya başlıyor:

3 TIR’daki 6 kasadan, toplam 1000 adet 100mm’lik top mermisi, 50 bin adet makineli tüfek mermisi, 30 bin adet ağır makineli tüfek mermisi (12.7 mm) ve 1000 adet havan mühimmatı çıkıyor ve bunlar kayıt altınam alınıyor.

Bazı mühimmatın üzerindeki tahta kutularda “Tripoli” yazdığı görülüyor.

Savcılık talimatı ile alınan numuneler, jandarma kriminal laboratuvarında inceleniyor ve mühimmatın Rus menşeli olduğu ve eskiDoğu Bloku ülkelerinden temin edildiği ve herhangi bir çarpışma anında infilak etme riski taşıdığı ortaya çıkıyor.

Herhangi bir kaza anında bir şehri uçurabilecek malzemenin, hükümetin gizli bir operasyonuyla, devletin ilgili birimlerinden habersiz sınırdan geçirilmeye çalışıldığı böylece anlaşılıyor.

Sonra ne oldu?

Olaydan sonra hükümet, TIR’larla Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD’e) yardım için silah ve mühimmat taşındığı iddialarını ısrarla reddetti. Bu konunun soruşturulması taleplerini reddederken, skandalın ortaya çıkarılmasını sağlayan kamu görevlileri hakkında soruşturma açtırdı.

Bu çerçevede Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, başsavcı vekili Ahmet Karaca, savcılar Aziz Takçı ve Özcan Şişman ile eski Adana İl Jandarma Komutanı Albay Özkan Çokay görevden alınarak “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçundan tutuklandılar.

TIR’ları Adana’da durdurmakla suçlanan 13 askeri personel için de müebbet hapis istemiyle dava açıldı.

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.