Hacı Bektaş Çeşmesinden Şeriatın Değirmenine Su Taşınmaz

Hacı Bektaş Çeşmesinden Şeriatın Değirmenine Su Taşınmaz

Cemevlerine Büyük Engel: Diyanet ve UlemaNurettin Karsu*  Altısı yapıldı, şimdi Kızılcahamam da yedincisi yapılıyor. Üç günden...

A+A-

Hacı Bektaş Çeşmesinden Şeriatın Değirmenine Su TaşınmazCemevlerine Büyük Engel: Diyanet ve Ulema

Nurettin Karsu* 

Altısı yapıldı, şimdi Kızılcahamam da yedincisi yapılıyor. Üç günden beri bir bakan başkanlığında iki taraf kampa çekilmiş. Sorun, bu Alevilerin inançlarını, kimseyi ürkütmeden, Emevi İslamını uygulayan Diyanet çizgisine nasıl getirebiliriz.

Taraflar: Bir tarafta, Diyanet’in hiçbir zaman Alevi inancını benimsemeyen, Cemevlerini dışlayan Diyanet yetkilileri ve İlahiyat fakültelerinde Emevi İslamın öğreticisi bulunan ve Yavuz’un Şeyhülislamı Ebu Suud’un ardılları olan Ulema.

Diğer tarafta, önceki Çalıştaylara katılıp Sayın Bakandan iyi not almış ( önder olduğunu savlayan) kimi Alevi dostlar olmalı. Zaten son zamanlarda ortaya çıkan ve kendisini “Dede” ve “Alevi önderi” sayanların da çalıştay sayısına uyum sağlamak için oldukça artış gösterdiği gözden kaçmıyor. Alevi/Türkmen inancı ve kaderi üzerinde yapılan bu pazarlıkta kendini “önder” sayanların da bu yetkiyi kimden adlıkları sorgulamaya değer.

Biz pazarlığın özüne gelelim: Benim inancımı pazarlık konusu yapmak Diyanet’in de, Ulemanın da, oraya katılan “Alevi önderiyim” diyenlerin de haddi de değil, hakkı da hiç değil. Alevi/Türkmen’in Orta Asya’dan getirdiği, Anadolu toprağında başak vermiş, özde Türkçe olarak yorumlanan Özgün bir inancı vardır. Bu inancını bin yıldan beri Anadolu harmanında ( çileli de olsa, saklı-gizli da olsa) kelle pahası yaşayarak gelmiştir.

Şimdi bunu özgürce yaşamak ödülüne sayıp, Emevi İslamın kurallarına bağlayarak, Cemevlerini Camileştirmek, Dedeleri de (nema payı ile) İmamlaştırmak ve bunu Alevilere duyumsatmadan, onları Emevi İslama uygun ümmet haline getirmek. Tüm amaçları bu.
Türkmen/Kızılbaş/Alevi; Emevi İslamını değil, bu ülkede Demokratik Laik Sosyal Hukuku içeren Anayasaya uygun olarak özgün inancını saklamadan gizlemeden özgür bir şekilde yaşamak istiyor. Bin yıldır çektiği çileye son vermek istiyor.

Bunun için bu denli giz içeren toplantıların yapılmasına ne gerek ne de yarar var. İktidar ve Diyanet baklayı daha fazla oyalamadan, çıkarmalıdır. Dinde zorlama yok diyen Diyanet, Alevilerin inançlarını yaşadığı yer olan Cemevlerine karşı çıkmakla, dinde zorlama yaptığını kanıtlamış olmuyor mu?

Aleviler, bu temel hak ve özgürlük temelindeki inançlarını tartışma ve pazarlık konusu yapmayı onur kırıcı ve Alevilere saygısızlık saymaktadır.

İbadetini yaptığı Cemevlerine yasallık ve Alevi çocuğuna kendi inancına uygun eğitim vermesi olanağını sağlayamayan bir iktidar için de Demokratım diyebilen bir ülke için de, yirmi birinci yüzyılda en büyük bir ayıptır.

Evrenin Dönüşünü temsilen, cem müziği eşliğinde, Yaratanla birliğini Semah dönerek aşk içinde Cemevinde yorumlanmasının kime ne zararı var. Herkes inançlarında özgür değil mi?
Pir Sultan ne diyor: Dönen dönsün ben Dönmezem yolumdan!

Hacı Bektaş Çeşmesinden Şeriatın Değirmenine Su Taşınmaz.

Nurettin Karsu  
*(15.-16. Dönem Erzincan milletvekili)

KAYNAK : Alevihaber.com - 2 Şubat 2010

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.