İmam Bozuntusu Dedelere

İmam Bozuntusu Dedelere

“Yetmiş iki millete aynı nazarda bakmayan bizden değildir” deyimi Alevilikte ırk, inanç, cinsiyet vb. farklılıkları eşdeğerde görüldüğünün beyanıdır....

A+A-

“Yetmiş iki millete aynı nazarda bakmayan bizden değildir” deyimi Alevilikte ırk, inanç, cinsiyet vb. farklılıkları eşdeğerde görüldüğünün beyanıdır. Bu anlayış üzerinde şekillenmiş Alevi inancı herkesin inançsal, insansal ve yaşamsal haklarına saygılı olmayı değişmez düstur kabul etmiş, içinde yaşadığı toplumdan tek istediği, birey veya toplumun bu düstura kendisi gibi uyması ve toplumsal barışın sürekliliğinin sağlanmasıdır.

Ancak hassasiyetle üstünde durulması gereken nokta; Alevi sözcüğünün önüne Türk ve Kürt kavramları eklenmesiyle zaman içinde Alevilik duygusunun, milliyetçi duygu gölgesinde silikleşeceği kurgusu, devletin Aleviliği ırkçı anlayışla yok etme planı olduğu bilinmelidir. “Yol cümleden uludur” deyimi, toplumda sıfatı, unvanı, makamı, soyu, kabilesi, cinsi vb. ne olursa olsun, bilge kişilerin bilgisine saygı dışında hiç kimsenin ayrıcalık veya üstünlük hakkı olmadığı Alevi Yol Erkanının temel hükümlerindendir.

Kırklar Meclisine peygamber sıfatıyla değil, sıradan insan olarak kabul edilen Muhammet’e Erkanın bu hükmü uygulanırken, nasıl oluyor da Muhammet’in yedinci göbekten torunu Musa Kazım’ın soyundan olduğunu iddia eden, fakat Yol-Erkan yürütmeye ehil olmayan dedelere ocak soylu diye ayrıcalık veya üstünlük tanınıyor? Alevi Erkanının soysuzlaşması, Yol Cümleden Uludur hükmünün işlevsiz kaldığı yerde başlar. Aleviliğin içsel sorunları başka yerde değil kendi içindedir ve SORGULAMA yöntemiyle aşılır.

Alevi süreğinde ki ocak kültünün temeli, kana bağlı genetik değil, Dört Kapı Kırk Makam düsturu içinde Tarikat kapısında Musahip, Marifet kapısında Aşina, Hakikat kapısında Çiğindaş tutup ikrar vermiş, Sırrı Hakikat kapısında olgunlaşmış Hakk’la Hakk olmuş Mürşit makamına dayanır. Alevi inancında ocak soyluluk, bir mürşit makamından EL almak (destur-izin) anlamındadır. Dört Kapı hiyerarşisi içinde inisiye olmamış (ketum-sır saklama eğitimi) kişiler Alevi sırlarına yeteri kadar vakıf değildir; dolaysıyla, yol yürütmeye de ehil değildir. “Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder” deyimine uygun düşen dedeler, Aleviliğin Alevilikten başka her şeye benzemesinde önemli katkıları olduğu, Aleviliğin içinde bulunduğu kafa karışıklığının en çok da bu tip dedelerin aktardığı yanlış bilgilerle oluştuğu bilinmektedir.

Bu kafa karışıklığını daha da derinleştiren bir başka gerçek, dedeliği rant alanı gören ve bu amaçla çok şey biliyormuş havasına kendini kaptıran bazı dedeler, Aleviliği Kuran ayetleri ile açıklamaya çalışıyorlar. Muhammet’in ölümünden sonra derlenen mücahit İmam Ali’nin sağlığında karşı çıkmadığı Kuran’a “Osman Kuran’ı” diyenlere soralım; Halife Osman’ın derlediği kuran ne zaman Aleviliğin Kuran’ı oldu? Veya Kuran’ın orijinalini nerede buldunuz? Size Kuran’dan Ehl-i Beyt le ilgili bir alıntı da ben vereyim.

Tathir Ayeti: “Allah yalnızca siz Ehl-i Beyt’ten her çeşit pislik ve kötülüğü giderip sizi temiz kılmak ister” (Ahzab 33). Bu Ayet Muhammet’in karılarının temiz olduğunu söylemiyor; ancak ayetin içeriği, peygamberin eşleriyle ilgilidir. Ahzab 30,31,32 Ayetlerinde temiz kılma şartları sıralanıyor “Ey Peygamber hanımları” diye başlayarak, onlara örtünme, sadakat, evden çıkmama, edalı olmama ve namaz kılmayı emrediyor ve bunu yapmaları halinde “iki kat ödül” vaat ediyor.

Altını kalınca çizerek belirtmek gerekiyor ki bu ayet indiği zaman, Alevilerin Ehl-i Bayt’in ‘Taç’ı olarak kutsadığı Muhammet’in kızı Fatma evli değil, çocukları Hasan ve Hüseyin de dünya da değiller. Anlamadığı Kuran’dan ukalaca alıntı yaparak Alevilik anlatan İmam kafalı dedeler cem evlerinden uzaklaştırılmalı. Bu tip dedelerin Yol Erkan yürütmesine fırsat verilmemeli; İmam bozuntusu dedeler, devletin Aleviliği İslam’a asimile etmede kullanılan kınalı kekliklerdir.

Bu zihinsel karmaşa ortamından, ancak SORGULAMA yöntemiyle çıkılır ve Alevilikte Öze Dönüş SORGULAMA yöntemiyle sağlanır. Ancak, Osmanlının Alevilere kılıcıyla gösterdiği cami yolunu, ‘Telli Kuran’ sazıyla kapatan, yaz-kış kır-bayır demeden her cefayı göze alarak ve çetin badireler geçirerek Yol Erkanı günümüze taşıyan dedelere hiç şüphesiz saygımız sonsuzdur.

Bekir Özgür. 24/01/2016

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.