İsmail Cem ÖZKAN : 12 rakamı üzerine

İsmail Cem ÖZKAN : 12 rakamı üzerine

İsmail Cem ÖZKAN : 12 rakamı üzerine…12 deyince aleviler için önemli bir rakam oluyor, aynı durum Hıristiyanlar içinde geçerlidir. ...

A+A-

İsmail Cem ÖZKAN : 12 rakamı üzerineİsmail Cem ÖZKAN : 12 rakamı üzerine…

12 deyince aleviler için önemli bir rakam oluyor, aynı durum Hıristiyanlar içinde geçerlidir.  Yılın ay sayısı, günün saati de 12'dir. 12 tam vurduğunda gün döner, yıl döner, takvimler eskir. Bizim için 12 sayısının başka anlamları vardır, çünkü 12 baskı demektir, ölüm demektir. Ölenlerin arkasından anmak demektir.  12 günü gelince insan neler neler düşünülür, bir daha yaşanmak istenmez. Kimse acı çekmesin denir, çekilenler artık son olsun denir.

12 Eylül, 12 Mart gibi günler tarihimiz içinde önemli dönemeçlerdir. Bu dönemeçlerin sonucunu bugün yaşamaya devam ediyoruz. Bugün 12 Mart olduğuna göre yazımızın sınırlarını Mart ile sınırlayalım demekteyim.  Bir dönüşüm ayıdır, bu dönüşüm bizde acı olarak yansıyor. 12 Mart denince ilk aklımıza eskiden sadece askeri darbe gelirdi, şimdi ise sadece askeri darbe değil, Gazi ve Ümraniye olayları da gelmektedir. Bundan 13 yıl önce (1995) gazi mahallesinde başlayan bir katliam vardır, o katliam tam üç gün ülkenin değişik yerlerinde çatışmalar ile sürer. Olay Gazi ile sınırlı değildir, Ankara ve İstanbul'un bir Mayıs mahallesi olarak bildiğimiz yerde de polis alevi ve solcu olarak gördüğü kesime saldırır, bu saldırı sonucunda 17 yüreği bahar kokan insanımızı kaybettik. Onlar ki ateşe semaha duran Sivas'ın çocuklarıydı. Onlar ki, yaşamalarını kaybettiler ama hep suçlu görüldüler, saldırı karşısında direndikleri için. Katillerin hepsi cezalandırılmadı, o olayları yönetenler bugün yine görevlerinin başında olduğu, onların yargılanmasını isteyen Pir Sultan Abdal dernekleri ve Alevi Bektaşi Federasyonu açıklamasından öğreniyoruz. Gazi olaylarında yaralananların ve travma içinde yaşamaya mahkum edenlerin sesi her sene olduğu gibi bu senede yükseliyor, yüreklerde kor olarak bulunan alev, bugün tekrar yükselmektedir. O yükselen alevi duymak ve unutmamak için bugün yaşam radyo'da sokaktaki yaşam programımda gündeme getireceğim.

12 Mart askeri darbesi Deniz ve arkadaşlarının ölüm sürecini başlatıyordu. 68 kuşağının önemli liderlerinin vücutlarının ortadan kaldırılması sürecinin başlangıcıdır. 12 Mart ordunun yüzünün hangi tarafa döndüğünü göstermesi açısından da önemlidir. Sol ve o düşünceyi savunanların hem ordu içinden hem de toplumdan tavsiyesi olarak okunabilinir. 12 Eylül sürecinin başlangıcı olarak okunabilinir. 12 Mart aydınların hücrelerde ağırlandığı dönemdir. O dönem içinde işkenceden ve hapishaneden geçmeyen aydın kalmamış gibidir.

Emil Galip Sandalcı bundan iki gün önce (1993) ölmüştü, bugünde onun sonsuzluk uykusuna doğru yolculandığı gündür. Cemal Süreya onun için, "Emil Galip Sandalcı, insanlığa gönderilen bir mektuptur" demişti. O, 12 Eylül cuntasına karşı Aydınlar Dilekçesi'ne imzasını koydu. 12 Eylül karanlığı, insan hakları ihlalleri sürerken, 1986'da İnsan Hakları Derneği'nin kuruculuğunu ve İstanbul Şube Başkanlığı'nı yaptı. 1989'da Türkiye İnsan Hakları Vakfı kurucu üyesidir. Mahkûm yakınlarının, çocukları kaybedilen ailelerin, kadınların, travestilerin, inançlıların, ateistlerin, azınlıkların, kısaca hakları ihlal edilen insanların koştukları ilk kişi oldu. 43 yıl süren bu kavganın, bu yaşamın, bu adamın adı Emil Galip Sandalcı. Bugün Emil Galip'lere o kadar çok ihtiyaç var ki.

İsmail Cem Özkan
12 Mart 2008, Karaköy - İstanbul
Alevi Haber

Etiketler : , , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.