Murat AKSOY : Demokratlık sırası Alevilerde

Murat AKSOY : Demokratlık sırası Alevilerde

MURAT AKSOY : Demokratlık sırası AlevilerdeAK Parti'nin kimliğini ve pozisyonunu dikkate aldığımızda, attığı adımın büyüklüğü...

A+A-

MURAT AKSOY : Demokratlık sırası AlevilerdeMURAT AKSOY : Demokratlık sırası Alevilerde

AK Parti'nin kimliğini ve pozisyonunu dikkate aldığımızda, attığı adımın büyüklüğü ortaya çıkmaktadır. Şimdi sıra Alevilerin demokratlık yönünde atacağı büyük adımdadır

AK Parti'nin Alevilik konusunda getirdiği açılım, bir çok Alevi derneğinden sert tepki gördü. Neden? Sadece karar süreçlerinde olmadıkları için bu itirazları? Değil. Bu itirazın temelinde bu kurumların kendi dar alanlarında yaratmış oldukları iktidarlarını bu açılımla kaybetmekten korkuyorlar. AK Pari'nin açılımı; i) kısa vadede bir karşılıkla tanıma ve anlama, ii) orta vadede Alevilerin kimlik ve ibadethanelerin kurumsallaşması ve iii) uzun vadede bu kurumsallaşmanın resmi hale gelmesi olarak okunabilir.

Bu açılım eğer gerçekleşebilirse pratik değerinden daha fazla sembolik değeri vardır. Pratik değeri Alevi kimliğinin devlet nezdinde tanınması ve kabulü, sembolik değeri ise bunun AK Parti tarafından başlatılan bir süreçte gerçekleşmesi. Bu açılımı önemli kılan ise ikincisi yani sürecin AK Parti tarafından başlatılması, AK Parti'nin kimliğidir. AK Parti, İslami gelenekten gelen, Sünni Müslüman kimliğin temsilcisi olması ve hükümet olarak böyle bir açılım yapması sembolik olarak çok önemli ve değerlendirilmesi gereken bir açılımdır. AK Parti bu açılımı ile bizatihi devletin içinde, bugüne kadar devletin izlediği politikalara muhalif bir çizginin yolunu açmıştır. Ve bu açılım siyasetin normalleşmesine de büyük bir katkı sunmaya adaydır. Ki, bu açılıma gelen tepkiler baktığımızda bunu görmek mümkündür.

Bu açılım Aleviler için ilk defa siyasetin yolunu açıyor dersek sanırım yanlış olmaz. Çünkü; Alevilerle ilgili birkaç gözlem, Alevilerin siyasete mesafesinini ortaya koyacaktır.

  • Alevilerin çoğunluğu, cumhuriyet ile birlikte kendini laik Türkiye'nin teminatı olarak tanımlamış ve çoğunlukla kendilerini pozitivist sol ile tanımlamış ve konumlamışlardır. Bu siyasal konumlama o kadar sorgusuz bir kabul görmüştür ki, bu pozisyonun dışında bir tanım ötekileştirme ile sonuçlanmıştır,
  • Aleviler içinde var olan heterojen yapı son yıllarda giderek daha fazla kendini kamusallaştırmıştır,
  • Alevilerin kendilerini kamusallaştırmaları bireyselleşmiş Aleviler tarafından değil, dar bir cemaatsel temsile dayanan dernek, vakıf, federasyon, konfederasyon gibi örgütlenmeler üzerinden olmuştur,
  • Bu örgütlenmeler siyasal temsil açısından sınırlı bir kitleyi temsil etmektedir,
  • Bu kurumsal örgütler her seçim öncesi siyasal partilerle sonucu olmayan pazarlıklara girmekte ve temsil ettikleri kimlikleri ile çoğunlukla kendilerini ve kurumlarını pazarlamakta, temsilcisi oldukları kurumları birer siyasi rant kurumuna dönüştürmektedirler,
  • Bu kurumlar Aleviliğin teolojisi, tarihi, kaynakları araştırma gibi Aleviliğin kamusallaşmasına katkı sunacak çalışmalar konusunda sınırlı katkı sunmaktadır,
  • Bu kurumlar siyasal olarak temel hak ve özgürlüklerin alanının genişlemesi konusunda ne yazık ki, salt kendi özgürlükleri öncelemişlerdir.

Bütün bunları, bu Alevi kurumlarının siyaset algısı ve siyasal konumlama olarak yanlış yerde durduklarını göstermek için sıraladım. Bu konunun çok yalın bir örneği, 22 Temmuz öncesi yaşandı. Ve bazı Alevi vakıf ve dernekleri kamuoyuna çıkıp CHP'den, MHP'ye, Genç Parti'den Halkın Yükselişi Partisi'ne (HYP) kadar geniş bir yelpazeyi Alevilere seçimlerde adres olarak gösterebildi.

ALEVİLERİN ÖZGÜRLEŞMEYE İHTİYAÇLARI VAR

Alevilerin tek ihtiyacı özgürleşme ve siyasallaşmadır. Bu yüzden hak ve özgürlükleri kendilerine bahşedilmesini değil, bizatihi bu talepleri kamusallaştıracak eylemde bulunmaları yani siyasi özne olarak karar süreçlerine katılmaları ve bu taleplerini siyasallaştırmaları gerekmektedir. Bu siyasallaşmanın yolu tüm farklılıkların temel hak ve özgürlüklerinin savunulmasıdır. Yani cemevlerinin ibadethane olması, zorunlu din dersinin kaldırılması gibi talepte bulunmak kadar başörtüsü özgürlüğünün, vicdani red hakkını da savunabilmeli ya da savunanların yanında olmak demektir. Buna bağlı olarak kendilerine ve siyasal konumlarına eleştirel olarak bakmaları ve pozitivist sol ile kurdukları ilişkiyi sorgulamalarıdırlar. Bu ister istemez vatandaşlık tanımına eleştirel olarak bakmayı ve Kemalizm ile hesaplaşmayı zorunlu kılar.

Evet AK Parti Aleviler konusunda bir tabuyu daha yıkmaya kararlı. Bu yüzden AK Parti'nin açılımı anlamlı ve önemli. Bu açılıma bazı Alevi dernek ve vakıflarının verdiği dışlayıcı tepkiyi yukarıdaki tablo ile değerlendirdiğimizde anlamı ortaya çıkacaktır. Çünkü bazı dernek ve kurumlar Aleviliği ve Alevilerin temsilini kendi tekelinde görmekte ve bu alana en ufak bir müdahaleyi kendi iktidar alanına tehdit saymaktadır.

Geldiğimiz nokta hem Sunnilerin hem de Alevilerin demokratlaşamaya ihtiyaçları vardı. Sünni İslam'ın demokratlığı, “Alevilerin zorunlu din dersi, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi vs” gibi özgürlüklerden yana olmaktan geçerken; Alevilerin demokratlığı ise, “Türban, İslami görünürlüğün kamusal alanda kabulü vs” gibi özgürlüklerden yana olmaktan geçecektir.

AK Parti'nın açılımı demokratlık yönünde büyük bir adımdır. Ve şimdi demokratlık sırası Alevilerde. Tartışma başlığı ne olursa olsun gerek Sünnilerin gerekse Alevilerin “haklar ve özgürlükler” konusunda birbirini dışlayan değil, birbirini destekleyen pozisyonları savunmaları gerekiyor. Şüphesiz bu tespiti en geniş hali ile ele alıp, devletin kültürel kimliği dışında kalan; devletin denetimini ve hakemliğini yani demokratikliğini hedef alan tüm toplumsal kesimlerin ve mağdurların işbirliği yapmasını önermek demokratlık açısından hayati önemdedir.

MURAT AKSOY
25.11.2007 - YENİ ŞAFAK

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.