'Toplum vicdanı Alevi açılımını desteklemeli'

'Toplum vicdanı Alevi açılımını desteklemeli'

'Toplum vicdanı Alevi açılımını desteklemeli'Alevi Çalıştayları moderatörü Necdet Subaşı, Alevilik konusunda atılacak...

A+A-

'Toplum vicdanı Alevi açılımını desteklemeli''Toplum vicdanı Alevi açılımını desteklemeli'

Alevi Çalıştayları moderatörü Necdet Subaşı, Alevilik konusunda atılacak adımların toplum vicdanı tarafından desteklenmesini istediklerini söyledi.

ANKARA - Alevi Çalıştayı Moderatörü Necdet Subaşı, ''Alevi çalıştayları'' ile ilgili yaptığı değerlendirmede, çalıştaylara başlarken ana hedeflerinin Alevilerin topluluk olarak devlet katında tanınmalarını sağlayacak bir girişimi başlatmak olduğunu söyledi.

Toplumda Aleviler hakkında kırık dökük, yalan yanlış, eksik fazla bir takım bilgiler olduğunu ifade eden Subaşı, şöyle konuştu: ''Aleviler bu toplumun eşit yurttaşları ama eşitliklerine dair kaygıları var. Koşullarının iyileştirilmesini, diğer vatandaşlarla aynı sosyal haklara sahip olmayı istiyorlar. İnançlarının yeterince dikkate alınmadığını, taleplerinin devlet katında bir karşılık bulmadığını iddia ederek bir yandan siyasal anlamda taleplerini dile getirecek bir dil üretmeye çalışıyorlar, bir yandan da devletle müzakere alanlarını genişleterek kendi çıkarlarının peşine düşüyorlar. Biz Alevilerin gerçekte ne istediklerini, toplumsal taleplerinin sınırlarının nereye uzandığını, bu isteklerin gerçekleştirilmesi için nelere ihtiyaç olduğunu, bu konuda neleri harekete geçirebileceğimizi öğrenmeye çalışıyoruz.''

'FARK EDİLMEK İSTİYORLAR'

Çalıştayların Alevilerin gerçekte ''fark edilmek, görünmek ve tanınmak'' istediğini ortaya koyduğunu vurgulayan Subaşı, bu isteğin de toplumsal yaşamda bir takım çıkarların gözetilmesini gerektirdiğini kaydetti.

Çalıştay öncesinde genellikle Alevilerin sorunlarını, siyasal bir dille açıklamaya yöneldiğini anlatan Subaşı, gelinen noktada gözlemlenen değişiklikleri şöyle özetledi: ''Alevi söyleminin çok değişik unsurları müzakereye davet edilince daha soğukkanlı, daha kalıcı ve sorunun çözümüne ilişkin alternatifler arandı ve oldukça gerçekçi bir düzeye doğru ilerlemeye başladık. Geldiğimiz noktada, toplumun tüm üyeleri gibi insanca yaşamak, kendi hak ve hürriyetini teminat altına almak isteyen bir grupla karşı karşıyayız. Bu grup Türkiye'nin her yerindedir. Bir yerde odaklanmış, mekanize bir grup, marjinal bir grup değil. Böyle bir olguyu yeniden okumak, sağlıklı ve gerçekleştirilebilir bir takım önerileri devlete sunmak istiyoruz.''

'GELECEK KAYGILARI VAR'

Alevilik gerçeğinin kimse için sorun olmadığını vurgulayan Subaşı, ancak Alevilerin mevcut pozisyonları ve gelecekleri konusunda bir takım sorunlar yaşadığını söyledi. ''Pek çok Alevinin geleneklerini koruyamadıkları, bilgiyi yeni kuşaklara aktaramadıkları, Alevi inanç ve ritüellerinin eridiği yönünde kaygıları olduğunu'' ileri süren Subaşı, şunları kaydetti: ''Sorumluluk sahibi devlete düşen; bu toplumun haykırışlarına kulak vermektir. Biz Alevilerin haykırışlarını bütün frekanslarını yakalayarak, devlete iletmek istiyoruz ve o güven içinde de devletin adım atmasını bekliyoruz. Ben devlet adına devletin herhangi bir birimi adına teminat verme hakkına sahip değilim ancak, devlete sağlam ve net bir resim sunarsak, buradaki yapının bu seslere makul bir cevap vereceğine inanıyorum. Herhangi bir Alevi, gündelik hayatın herhangi bir diliminde kendini dışlanmış hissediyorsa, bu unsurların temizlenmesi gerekir. Bu oldukça kültürel bir şeydir. Bizim zihniyetle mücadele etmemiz gerekir. Bu zihniyet okuldur, müfredattır, mahalledir... Yoksa emirle bu zihniyeti dönüştüremezsiniz.''

Devleti, gerçek sahici bir Alevi bilgisi ve sorunsalıyla buluşturmayı hedeflediklerini dile getiren Subaşı, Alevilerin taleplerini devlete yansıtırken, bunların meşruiyetini de ifade edeceklerini, taleplere yönelik çözüm önerileri sunacaklarını bildirdi.

''Devletin işleyişiyle Alevi toplumun mağduriyetini dengeleyecek, toplumsal yaşamın akışına radikal bir müdahalede bulunmaksızın toplumu birbiriyle buluşturacak, zenginleştirecek bir dile ihtiyacımız var'' değerlendirmesinde bulunan Subaşı, çalışmalarını bu yönde sürdürdüklerini söyledi.

'TOPLUM VİCDANI DESTEKLEMELİ'

Subaşı, ''Alevi açılımı'' adı altında düzenlenmesi planlanan 7 çalıştayın üçünü gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, dördüncü çalıştayın sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla 30 Eylülde yapılacağını belirtti.

''Aleviliğin Türkiye'de sorunsallaştırılan bir problematik haline getirilen ana gövdesinin toplumun önemli kurumları dışarda bırakılarak çözülemeyeceğine inanıyoruz'' diyen Subaşı, Alevilik konusunda atacakları adımlarla, Alevileri rahatlatacak bir takım düzenlemelerin toplumun vicdanı tarafından desteklenmesini istediklerini kaydetti.

Toplumsal vicdanı harekete geçirmeye çalıştıklarına işaret eden Subaşı, ''Sorunun farkındayız ve aşılması için de ulaşılması gereken ne tür zemin, kaynak, referans varsa onu değerlendirmekten kaçınmıyoruz'' diye konuştu.

Çalıştayın 5. oturumuna medya temsilcilerini davet edeceklerini anlatan Subaşı, medyanın çözüme soğukkanlı bir katkı sunmasını beklediklerini dile getirdi.

Siyaset kurumunun temsilcilerinin 6. oturuma katılacağını belirten Subaşı, Alevi ya da Alevi sorununa duyarlı, konuya bir şekilde taraf olmuş parlamenterle görüş alışverişinde bulunacaklarını ifade etti.

Her bir oturuma katılan 2 ya da 3 kişinin davet edileceği bir değerlendirme çalıştayı da yapacaklarını söyleyen Subaşı, üretilen bilgiyi, burada açığa çıkan enerjiyi ve sorunun nasıl tanımlandığını betimleyen bir rapor hazırlayacaklarını, raporda ''neler yapılabilir'' sorusuna da cevap aranacağını anlattı.

NTV - AA - 22 Eylül 2009 Salı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.