Değerli Edebiyat ve Sanat Çevresine

Avrupa’da yaşayan edebiyat, sanat ve yazın emekçilerini daha geniş kitlelerle buluşturmak, eserlerini daha nitelikli kılmak, bu yolculuğa çıkmış ve kendilerini var etmeye çalışan arkadaşlara çeşitli suistimallere karşı bir aydın sorumluluğu ile katkı sunmak ve de 'öğrettikçe öğreneceğiz' şiarıyla oluşturduğumuz gruptan; kişisel çıkar üzerine kurulan, ahlaki bozukluklar içeren, tek adam diktatörlüğü, antidemokratik , kurumsallığa aykırı davranışlar içeren bir işleyişten aşağıda belirttiğimiz nedenlerden dolayı ayrılmış bulunuyoruz.

1. Tüzüğe aykırı bir şekilde Yürütme Kurulu'na danışmadan platforma kişi alma ve keyfi üye çıkarma.

2. Zoom proğramı için ödenen aidatların süreğen hale gelmesi, paraların bir kişinin elinde toplanıp makbuz ve resmi belgenin olmaması.

3. Yürütme Kurulunca alınan kararlara uyulmaması, Yürütme Kurulu kararı olmadan Ezeli Doğanay’ın kişisel kararıyla ülkeler arası yaptığı ‘platform üyeleriyle tanışma’ gezileri masraflarını oluşuma bindirme çabası. Üye toplantısı adıyla düzenlenen bu gezilerde üyeleri 3 dakikalık söz hakkı ile geçiştirme, kitaplarını satma, hatıra binaen dayatma, gereksiz bir şekilde aidat toplama.

4. Ezeli Doğanay’ın oluşturmak istediği şiir antolojisine oluşumun haberi dışında bazı üyelerden şiirlerini kendi kitabında yayınlama karşılığı 250'şer euro alarak kişisel rant devşirme girişimleri.

(Oysa ki biz bu ve benzeri suistimallere karşı bir araya gelip bu platformu oluşturmak için yola çıkmıştık.)

5. Gruptan ayrılan çoğu kadın üyelerin beyanları ile gayri ahlaki düzeyde Ezeli Doğanay tarafından sözlü taciz iddiaları.

6. Tüzüğe karşı uygulamalarından rahatsız olan ve son olarak kadın üye arkadaşımızın maruz kaldığı taciz iddiaları üzerine bazı yönetici arkadaşlar, Yönetim Kurulu toplantısında ve WhatsApp grubunda gündeme getirme isteği üzerine diğer üyelerin duyabilecekleri endişesiyle Ezeli Doğanay tarafından gruptan çıkarılmış ve apar topar üye iradesiyle seçilen Yürütme Kurulunu kimseye danışmadan feshetmiş ve 3 Y.Kurulu üyemizi WhatsApp grubundan çıkarmıştır.

Bunlardan ötürü aşağıda imzası bulunan bizler, bu çevre ile olan tüm ilişkilerimizi kesmiş bulunuyoruz. Duyarlı tüm edebiyat ve sanat çevresine saygılarımızla bildiririz...

1 - Cemile Mutlu - Y. Kurulu üyesi

2 - Nevin Sevük - Y. Kurulu üyesi

3 - Zeynep Demirdöğen - Y. Kurulu üyesi

4 - Atilla Topal - Y. Kurulu üyesi

5 - Ahmet Tan - Y. Kurulu üyesi

6 - Hüseyin Can - Üye

7 - Yüksel Aslan - Üye

8 - Ferhat Aksünger - Üye

9 - Cafer Sürmeli - Üye

10 - Ozan İsyani

___________________________________________________

Ezeli Doğanay hakkında yapılan AÇIKLAMANIN GÖRSELİ

Aşık Turabi'nin kızından konuyla ilgili yorumuda çarpıcı:

Konuyla ilgili tecrübesini anlatan başka bir kadın şunları yazdı:

Değerli Sanat çalışanları Ezeli Doğanay hakkında paylaştığımız yazımız, sayfa yetkisi olan birisi tarafından kaldırılmış. Mesele İktidar sorunu değildir. Bu yazı daki amacımız birilerinin ayağını kaydırmak değil, var olan yanlışlara karşı bir tavır ve duruş sergilemektir. Ayrıca yazı da verilmek istenen mesaj bir kadın ve erkek arasındaki bir olumsuzluğa işaret etmek değildir. Bu böyle anlaşılmamalıdır. Orta da bir hakksızlık, kadınlara karşı şiddet ve sanatı, inancı kötüye kullanma durumu vardır. Olaya bu persfektiften baktığımız da durum daha iyi anlaşılır bir hale gelir. Yazı yı tekrar paylaşıyorum. Yazı yı kaldıran arkadaş samimi davranıp kendisini açık ederse doğru bir şey yapmış olur. Madalyonun öteki yüzü Bu yazı da Sanat yaptığını düşünen ve bununla oldukça böbürlenen, esasta prestije, yazdığı kitap veya eser sayısına göre sanatı ya da sanatçıyı değerlendiren birinden bahsetmek istiyorum. Ezeli Doğanay; Ezeli Doğanay’ı bir yakınımın tavsiyesi üzerine tanıdım ve kendisinin kurduğunu idda ettiği Whatsapp sanat gurubuna katıldım. Kendisi ile ilk telefon görüşmem bir saatten fazla sürdü ve görüşme boyunca yalnızca kendisinden, yaptığı veya yapmak istediği işlerden bahsetti- Öyle ki, benim halen onu dinlemekte olduğumu anlamak için;’’ Ordamısın?’’ diye sormak zorunda kaldı. Hiç lafa gelemiyor, sadece evet ya da hayır diyebiliyordum. Hatır geleneği ve terbiyesi ile büyümüş biri olarak saatlerce bu adamın kabarmış ego duygularını tatmin etmesine katlandım. Ezeli Doğanay’ı bana tavsiye eden yakınım onu Alevi Piri, Halk Ozan’ı olarak epeyice yüceltmişti. Yalan yok. Ezeli Doğanay ezberi oldukça kuvetli olan, ağzı laf eden ve belirli bir birikime sahip olan, çalışkan, yetenekli biri. Buna itirazımız yok.. Ezeli Doğanay ile ilk telefon görüşmesinden sonra düşüncelerimi paylaşmak için ortak tanıdığımız yakınım ile bir konuşma gerçekleştirdim ve Doğanay’ın kendini dayatan tavrından rahatsızlık duyduğu belirtim. Bu Platform da olmakla doğru yer de olduğumu anlamak için daha fazla bilgi edinmek istiyordum. Yakınım kendisini özel olarak çok iyi tanımadığını söyledi. Aslında yapmam gereken o ilk görüşmeden sonra gruba katılamayacağı bildirmekti. İlk itiba son itibadır. Bir ilişkinin yönünü o hissettiğiniz ilk duygu belirler. İnsanın ilk hissettiği duyuya inanması gerektiğini yaşadığım tecrübelerden öğrendim. Grubun yönetim Kurulunda olan Ahmet Tan Platform için bir tüzük hazırladı. Oldukça emeği olan ve bütün samimiyeti ile Platformun birliğine, gelişmesine önem veren biri olarak Ahmet Tan Ezeli Doğanay’ı Aidatlar konusunda eleştirdiği için onun tarafından Gruptan atılmıştır. Oysa Ahmet Tan Zoom programını önermiş ve bunun içe yönelik eğitsel çalışmaları yapılmasını ve sonra her hafta değişik arkadaşların Zoom propramında modaretör olmasını istemişti. Ben ve isminin açıklanmasını istemeyen bir kadın arkadaş Yönetim Kuruluna seçilmiş ve yine Doğanay’ın çıkarlarına ters düştüğümüz için Gruptan atılmış bulunduk. Bunun adı Tiranlık ve Despotluktur. Eğer bir Tüzük hazırlanmış ve bunun bir yönetim Kurulu seçilmiş ise, alınacak bütün kararlar, bunlara üyeler de dahil yönetim kurulunda tartışmalı ve öyle karar verilmelidir. Ancak gelinen aşama da yapılan şey tam da karşı çıktığımız, Despotluktur. Doğanay’ın verdiği cevap şudur;’’ Grubu ben kurdum. İstediği mi alır istediği mi atarım. Kuruldaki arkadaşlar üzerine düşen görevleri yapmıyorlar. İş bana kalıyor.’’ ki, birkaç kez bazı üyeleri Gruptan atmayı da belirtiyordu. Yönetim Kurulu birçok taplantılar yaptı, kararlar aldı. Ve hatta bir defasında Grupta olup Yönetim Kurulunda olmayan bir kadın arkadaşın Grupta olan bir erkek arkadaş tarafından taciz edilmesini konu olarak Kurula sundu. Kadın üyenin grupta kalıp kalmaması tartışıldı ve karar olarak Kadın arkadaşın üyeliğine devam edilmesine karar verildi. Ezeli Doğanay beni Almanya daki evine davet etti. Evine gelip aylarca kalmak istiyebileceğimi söyledi. O hiç sormadan hayatım hakkın da plan yaptı. O dönem bazı resmi sıkıntılar yaşadığım için kaldığım yerden çıkmam gerekiyordu ama ben ona gelmek değil, başka bir yere gitmek istiyordum. Fakat kendisine gelmem için o kadar ısrarcı davranıyordu ki, bunu kendince bir sebebe bağlıyordu; güya benim kaldığım bölge de gelip bir araştırma yapacak ve ben kendisine yardımcı olacağım, uzun kalacağından dolayı otel de kalmak oldukça masraflı olacağından ben de kalabilme imkanını ustaca hal etmiş olacaktı. Benim bu iyilik ve dayanışmama karşı ona göre o da beni evinde misafir etmek istiyormuş. Başka bir yere gideceğimi ama kendisine uğrayacağımı söyledim. O kadar ısarlı davranıyordu ki, vicdan azabı duymaya başlamakla beraber baskı altında hissediyorum kendimi. Kalbim ona gitmekten yana değildi ama insan kalbinin sesini değil, aklının sesini dinliyor çoğu zaman. Bir kitap çıkarmayı düşünüyordum. Kendisi ile kıtabı düzenleyebileceğimi düşündüm ama o elin de çok iş olduğunu, yapamıyacağını fakat bazı tanıdıkların düzenleme yapabileceğini söyledi..

Diğer yorum görselleri:

.......