Hazreti (Hz.)’lere inanan ve otoriteye biat eden, bel bağlayan Pir: ''DEDE” deĝil, “İMAM” olur!

Hazreti (Hz.)’lere inanan ve otoriteye biat eden, bel bağlayan Pir: ''DEDE” deĝil, “İMAM” olur!

Alevi Haber: Nadir Sayın'ın yazısını yayınlıyoruz.

A+A-
Hace Bektaş Velimiz: “Okunacak en büyük Kitap İnsandır” demiştir. Onun tek bu nefesiyle dahi bir PİRİMİZ olduğu gerçeğine Hü...
Yazımızın daha başında bu somut örnekle kim Pirdir: Anadır/Dededir ve kim İmam:Hacı-Hocadır iyi biline.
Hiç bir Pir; Alevi Anasultanı ve Dedesi ne Hz.’ye inanır ne de bel baĝlar ve hele hele hiç kimseye (kendi nefsi dışında) teslim de olmaz. Eĝer oluyorsa ne Alevi kavramında; batın-isinde, öĝretisinde ve ne de Erkanlarında bırakalım Alevi Anası ya da Dedesi olmayı, Yol’da Alevi olduĝunda dahi başta kendi kendini kandırmakta, insanlıĝına ise yabancılaştıĝına bir zavallı durum içindedir.
Bunu çaĝımızda da o kökü ve temellerine baĝlı ancak devingen (devamlı hareket halinde) olan Alevilik kavramı dediĝi gibi örneĝin; Hallacı, Nasimi, Kaygusuz, Pir Sultan Abdal, Kadıncık Ana, Hace Bektaşi Veli ve geliyoruz çaĝımıza Daimi, Mahsuni, Aşık Veysel, Deruni, Hasan Harmancı, İbrahim Erĝin, Erdoĝan Aydın, Ali Yıldırım, Özcan Ögüt, Mehmet Ali Demir, Mehmet Turan, Gani Pekşen, Zeynel Demir, Ali Koçak, Musa Kazım Engin, Haydar Buĝa, Bektaş Alagöz, Güler, Narin Analarımız, Abbas Tan, Kazım Dursun, İbrahim Kılavuz ve dahaca pek çok sima ve deĝerlerimizin talipleriyle, talipliĝimizle yüzbinlerce, milyonlarcalarımızla bu anlayışıda olanlarımızı çoĝlatabiliriz... Ki sanıyorum onlarda bu kavramı ve bu temel deĝerlerimizi teyit edeceklerdir.
Bu deĝerlerimizin en belirgin diĝer bir farkındalıĝı ise Aleviliĝi sade bir “din” gibi işlemek, bilinmezlikleriyle geçmişin tarihine saplanıp kalmak deĝil, bizzat Aleviliĝin günümüzde gerçek yaşamda; işte, aşta, üretimde, yönetimde, ekonomide, iletişimlerde, insanlıkta, vicdanda, evrensel adalette, toplumda, sistemde, günlük sosyal yaşamda, kişiden- topluma kadar tutum-davranışlarda, sanatta, kültürde, kısaca, hayatın her alanında nasıl olması gerektiĝiyle de ilgilidir!
Bu deĝerlerimizin “Nefelserinde, Cemlerinde ve Erkanlarında, eserleri ve yazıya döktüĝü emeklerinde“ ve onları bariz olarak içselleştirdiklerini uygulamlarda da görür, izlersiniz, okursunuz, lokmanızı ya da o beden içinde ki canda enerjinizi, saçacaĝınız ışıĝınızı kamil insanlık Yol’unuzda onlardan alırsınız.
Çünkü Yol’da Alevi olan bilir ki Hızırı(mız) can yoldaşıdır.
Çünkü Ana ve Dedemiz talibi ile direk iletişim içindedir. Aralarında ne bir kurum, kuruluş, vakıf, dernek, federasyon, cemaat ne bir otorite ve ne de bir ilahi insan üstü güç bulunmaz.
Çünkü “Varlıĝın Birliĝi” ile Doĝa Anamız Turnalarımızla Semah dönerler özgürce.
Çünkü orada, “Okunacak en büyük Kitap İnsandır”, “Bilimden gidilmeyen Yol’un sonu Karanlıktır”. Hakk’a Uĝurlama erkanında baĝlama ile nefes: Hava, Ateş, Su, Toprak elementleri ile var olan “İkrar” gereĝi “Rızalık” alınır. Meydana gelir. Topraĝa “Varı” “Vara””Sırlar” ve tekrar “Var” kılar bu alemde, yeryüzünde. O halde Haktan gelmiştir Hakk’a göçmüştür, doĝanın tekrar bir elementi olmuştur!
Çünkü bunlar ne Tevrat, İncil Zebur ve ne de Kur’an da BULUNMAZ!
Çünkü ayrıca İMAM tanımı TDK’da dahi verdiĝi anlamada, bıraktık içeriği bir kenara, bir Anamızın ve bir Dedemizin kıyısından, yanından, köşesinden dahi geçemez…
Evet bakalım TDK İmam için ne der:
“imam
Arapça imām
1. isim Cemaate namaz kıldıran kimse.
2. isim Müslümanlıkta mezhep kuran kimse.
3. isim Hz. Muhammed'den sonra onun vekilliği görevini üzerine alan halifelere verilen unvan.
4. isim Bazı küçük İslam devletlerinde devlet başkanı.
5. isim En önde bulunan kimse, önder.”
İşte buyurun size İmam. Ancak bu imam ya da papaz veya ayin, şıh ya da şeh ise ve onlara gerçekten gönülden milyarlarca insan inanıyorsa biz ne diyebiliriz ki, tabii nihayetinde başka inançlara yani, 72 millete de saygı da duyarız. Bu ise sözde deĝil, farklılıkları gerçeğimizde kabul edişimizde içselleştirdiĝimizin gereğidir.
Ancak o imama, papaza, hahama biz inanç ve yaşam felsefemiz gereĝi inanmayız.
Bizce onlara inanan Alevi deĝildir. Ya Müslüman, Hıristiyan ya da Musevidir.
Onlara inananlar ve nihayetinde Hz.lerin peşine takılanlar bir PİR; dede ya da Ana OLAMAZ...
Bu ki Aleviliĝin “Ana Yasasına” aykırıdır. Alevilik anlayışındaki “Doĝa Yasamıza”aykırıdır.
Aleviliĝin “Erkanlarına” ve “Öĝretisine” aykırıdır.
Breh kendini söylem ve uygulamaları, kelamları ile Alevi dedesiyim diye nihayetinde tek Tanrılı dine yamayarak imamlardan dem çalan asimile olmuşluĝundan da belki habersiz, tarihten gelen korku imparatorluĝu veya saltanatlara, otoriteye teslim olmuş ya da manipülasyona takılmış, şu ya bu çıkar nedeniyle kendini Hz..lere, ayinlere kafayı bulmuşlar... “İnsanın Kitabını okumayanlar” lütfen kendi aynanıza iyi bir bakar mısınız ? Kendinizi iyi bir yoklar mısınız? Edep ve arkanımız nedeniyle ancak bu demelere dilimiz varır ve bu yazımız biraz da sizedir!
Eĝer "dede" isen lütfen "dede" ve imamsan, imam ol: ” Olduĝun gibi görün, göründüĝün gibi ol”

Aşk- ı muhabbetimle...
Nadir Sayın

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.