Ana Tanrıça

Kazım Dursun
Dünyanın birçok yerindeki yapılan arkeolojik çalışma ve kazılarda ortaya çıkarılan kadın figürlerindeki abartılı kalça ve göğüslere, şişman olmaları, kadının doğurma ve besleme gücüne vurgu yapılmıştır. Ana tanrıça kültünde doğuran ve üreten kutsaldır.
Semavi dinlerin dışındaki inançlar da “yaratılış miti” tamamen anaerkildir. Kadın ve toprağın doğurganlığını “tanrıça” olarak özdeş görür. Buna göre toprak ve kadın verimliliği, yaratıcılığı ve kutsiyeti simgeler. Bu mitolojilere göre ana tanrıça dişi olduğu gibi, yarattığı ilk insan da dişidir.
Sümer’lere göreTanrıça Nammu (ezeli sular) “gök ve yeri doğuran ana” ve “bütün tanrıları yaratan kadın ata” olarak tanıtılır. Tüm canlıların yatağı olan “ezeli sular”, kadın doğurganlığı ile özdeşleştirilerek Tanrıça Nammu şeklinde ifade edilir. Bu yaratılış mitosunun kendi “anaerkil” düzenini de doğurduğunu görüyoruz. Anayer (matrilocation) Toprağın ve mülkün kadına ait olması, evin geçiminden kadının sorumlu olması, kadınların dünürcü olarak erkek istemeye gitmesi, erkeğin süslenerek “ana evinden” çıkıp kadının evine damat gitmesi (Eliade). Bu bilgelik Sümer lahitlerin birinde kadını şöyle betimler.
- Yüzlerce parçadan (enerji) vucut bulmuş bir bütün ,
- Bu güçle aynı anda bir çok çocuğu kuçaklayan,
- Dünyanın her yerindeki çocukları olan.
- Düşen bir çocuğun kanayan dizini de,
- Yaralı bir yüreği de iyileştirebilme güçüne sahip,
- Kendi yaralarını da kendi sarabiliyor...
- Yumuşak ama aynı zamanda çok güçlü, gücünü ve kaldırabileceklerini hayal bile edemezsin.
- Yalnızca düşünmeyi değil, hem sağduyusunu kullanmayı bilir. Aklıyla ve yüreğiyle muhakeme etmeyi kusursuz yapar.
- Düşüncelerini savunmayı, mücadele etmeyi, sorun çözmeyi uzlaşmayı da biliyor…
- Bunların yanı sıra "Kendini ifade etmeyi asla ihmal etmez .
- Acıyı, kuşkuyu, aşkı, yalnızlığı, onurunu korumayi aynı zamanda sevinci ifade etmesini de bilir…
- Öte yandan kendini ifade biçimleri sonsuzdur,
- Sevinci, mutluluğu ve aşkı yakalayıp, sımsıkı tutar...
- Haykırmak istediği vakit susar, sustuğunda çığlığını duyurabilir,
- Öfkelendiği vakit gülümseyebilir, mutlu olunca ağlayabilir,
- O inandığı doğrular için sonuna dek mücadele eder,
- Haksızlığa karşı savaşır, ‘Hayır’ yanıtını asla kabullenmez.
- Korkan birini gördüğünde,Tut elimi korkma’ deyip, elini uzatandır…
- Her düğün her doğum haberine mutlu olandır...
- Tanıdığı ya da tanımadığı amma kendine yakın bildiği her ölüm haberine kalbi kırılandır. Ama yine de yaşamı sürdürme gücünü kendinde bulandır…
- Çocukları daha çok yesin diye ‘ben zaten toktum’ diyendir…
- Bir öpüş, bir sarılış, bir kucak açışla kırık, ya da yaralı bir yüreğin onarılacağını bilendir…
Kadın, "NE KADAR DEĞERLİ OLDUĞUNU ANLATMAZ, HİSSETİRİR, ONURU İLE YAŞAR.‘‘
 
Saygılarımla,
Kazım DURSUN