Belediye Belediye olalı...!

Binali İpek

Belediye nedir..???
A) Yerel, yerinden yönetimdir.
B) Toplumla direkt teması olan katılımcı hizmetler üreten şehir planlamacısıdır.
C) Çevre, ekoloji, Sosyal yaşam aktiviteleri , Ulaşım, iletişim, Tarihi ve Kültürel varlıkların korunması, der uzattıkça uzanır bu liste gider.
Belediye meclisleri yerel parlamento sayılır.
Toplumsal talepleri, meclis üyeleri kendi meşrebince, siyasal hesap, ideolojik yaklaşımları ile gündeme taşırlar.
Gelelim son dönemde, gündeme getirilen imar değişikliği ile Cem Evlerine ibadethane alanlarının ayrılması ile CHP Belediyeleri, siyasal bir atak gerçekleştirdi.
Yurttaşlık, eşitlik, hakları gasp edilmiş Alevi Toplumunun, inancını resmi belediye meclisleri aracılığıyla, meşruiyetini tanımak, kulağa hoş gelen bir durumdur.
Zaten olması gereken, demokratik insan ve yurttaşlık hakkını, belediye meclisi kararları ile onaylanması, Türkiye rejiminin utancıdır.
Bu utanç sadice AKP değil, gelmiş geçmiş tüm TC iktidarlarının, Ana muhalefet ve orta ölçekli tüm siyasi yapılarınındır.
AKP bu utancı kendi döneminde büyümüştür. Laik ve seküler yaşamı tercih eden, tüm kesimleri, tehdit eden, hedefi haline dönüştüren, bir çok uygulamanın sahibidir. Gerek Diyanet, gereksede Dini Vakıflar ve AKP belediyeler eliyle, Bakanlıklar yada bizzati iktidarın muktediri tarafından. bir çok tehlikeli tehdit, uygulanmaya konmuştur.
Afganistan'da Gülbettin Hikmetyar'ın dizinde poz veren, Lideri ile AKP 'nin ortakları, Feto, Menzil, İsmail Ağa, vb. gerici, anti laik yapılardır.
Diyanetin kuruduğu ile övünen, CHP lideri, bütün bu vb gerici yapıların hamsi olan DİYANET' in, kapatılmasını, kendi siyasi programına koymamaktadır.
İmam hatipleri sahiplenmektedir.
Peki ne oldu.şimdi.?? CHP belediyeler aracılığıyla Alevileri neden öptü...???
Yaklaşan baskın erken seçim için malzeme..!!
Yürütülen politika ile, ALEVİLER %99 Müslüman toplumun İnaç ortağı algısını pekiştirmek gibi, iki önemli konuya dikkatinizi çekmek isterim.
Devlet Aklı, yukarıda sistemin yaşamsal bulduğu kabulleri noktasında, ortak hareket eder.
TC DEVLETİ, Kuruluş felsefesi, TÜRK İSLAM sentezi, vatandaşlar kimliğini, üst kimlik olarak kabul etmiştir.
Bu tanımlama, Anayasal olarak Lâikliği içeren maddeye rağmen, başlangıçtan günümüze uygulanmıştır.
Ne çok partili yaşama geçiş, nede Askeri darbe dönemlerinde, bu kural değişmediği gibi katılaşarak uygulanmıştır.
Bu yaklaşım Ülkede devamlı bir huzursuzluğun adıdır.!
Bu talebi 20 yy. Modern diye, ULUSALCI MODERN DİNCİ kimliğinin oluşturmak adına, kabul edilebilir, Laik seküler yaşamı tolere eden, ama asla Lâikliği esas almayan siyasal sömürücü Emperyalist uzlaşı ürünüdür.
Yaklaşık, Yüz yıldır tüm sonuçları itibariyle uygulanan bu politika, Özelikle ötekileştirilmiş kimliklerin, ağır bedeller ödemesine neden olmuştur.
Her kimlikten, Ülkemiz insanı, bu sonuçların mağdurudur.
Mutlu insan, hangi İnançsal ve etnik kimliği taşırsa taşısın, ÜLKESİNİ ve o ülkede yaşayan herkesi sevecektir.
Hakkı, hukuku, gasp edilen insan, mutlu değildir.
Doğası itibarıyla, belirlenen üst kimlik olarak giydirilen elbise bu toplumu tanımlamamaktadır.
Bu Ülkenin insanı, binlerce yıllık tarihi mirasını devamcısıdır.
Türktür, Kürttür, Lazdır, Araptır, Gürcüdür, Boşnaktır, Arnavuttur, Ermenidir, Rumdur, Çerkezdir, Romandır, Asuridir. ve belkide affetsinler unuttuğum başka kimliklerdir ..!!!
Bu Ülkede Müslüman, Hristiyan, Alevi, Yahudi, Ezdaî, Süryani, Ateist, Deist bir çok kimlik yaşamaktadır.
Devlet yüzyıldır diyorki, ben Türk'üm %99 Müslüman'ım sizce bu en büyük haksızlık değilmi...???
Devlet bu dediğinden yola çıkarak, baskı ve zulüme, asimilasyona dayalı uygulamalara gerekçe üretmiş olmadımı..???
Bu durumda Türk ve Müslüman olan gerçekten mutlumu..???
Bence mutlu değil, bu sonuçları bize yaşatan politikanın sahipleri, aslında mimarı Emperyalist düzendir.
Yani sözde anti emperyalist savaşım sonucunda kurulan Devletimiz, gerçek anlamda, emperyalist politikanın bir güzel uygulandığı, bir modeldir. Emperyalist düzen açısında, son derece Stratejik öneme sahip bir Coğrafyanın, bölgesi olduğu için huzur bulması kolay olmayacaktır.
"Diyanet" Emperyalist düzen için mükemmel bir araçtır.
Süspansiyon tedbirler , aslında gerçekçi olmayan, Belediye meclisleri kararları üzerinenden tanıtılmak, eh nihayet bizide birileri gördüler sevincidir.
Bir Parmak baldır. Elbette bu balı tadanlar devamının gelmesini, azimle arzuluyacaktır.
Ama bu balın, zehirli olma olasılığı vardır.
İBB İstanbul 'da, Dedeleri maaşa bağlamak gibi sonuçların, hatta tamamen Belediye CEM EVİ gibi sapmalara* Aleviler dikkat etmelidir.
Devlet gerçekten, Laik ve Demokratik olmalı
Kimlikler üzerinde uygulanan sinsi kirli politikalardan vazgeçilmelidir.
Ülke hepimizindir, Devlet ona hükmedenin elinde güzelleşecek, yada çirkinleşecektir.
Bu gerçekle, Tüm ülke insanına, en çokta şuurunu kaybetmeyen, ülke insanına duyarlılık ve görev düşmektedir.
Birleşirsek, bir oluruz, güçlü oluruz, ayrı, ayrı hepimizi ayrı, bir köşede dövecekleri sömürecekleri, yok sayacakları oluruz.
Alevi Toplumunun taleplerini, hiçbir SİYASAL yapı, görmezden gelemez, gelmemelidir.!
Başta Aleviler olmak üzere, tüm ezilenler haklarını, ancak gücünü birleştirerek alabilir.
Demokrasi, çağdaş uygarlık çizgisinde, her İnaç ve kimliğin barış içinde, kendini ifade edebileceği, Bilimden yana, insan merkezli güzel günler için, inanın mücadeleye değer.!!
Gerçekler demine... devranına.
Aşk ile..

18.01.2020
Binali İpek