Bir Ben var Benden içerû

Kemal Atalar

"Bir Ben var Benden içerû"

Bu söylem Tasavuffun büyük ustalarından Yunus Emre tarafından dile getirilmiş olması olaya bir Edebi yön kattığı gibi birde sulfi yönde katmakta ayrıca olayın realist materyalist felsefesinden düşünce tezi ile hümanist mandeist, Hint dinlerinden Vega inancında daha sonradan budizmde Nirvana ya erme ,Hristiyanlık inancında üçlü teslis veya islamiyetteki erme tasavvufu ile benzerlik gösterse de aslında ilgisi olmayan bir kavramdır.

Çünkü. ;
Gerek Hint vega inançlarından gerek Nirvana anlayışında gerekse hristiyanliktaki teslis felsefesi ve islam daki Erme ( huzur bulma ) tasavvufu tamamı ile olmayan yani elle tutulmayan gözle görülmeyen bir karanlık duygu seli ile irticalen birleşme bütünleşme ile olunabileceği yani kendinde yaşamadığını ancak aklı melekelerinin senin kontrolünden çıkarak egemen Tanrısal gücün emrine girmesi aşaması ve daha sonraki süreçlerde kendini olmayanin yani görülmeyen tutulamayan ile birlikte bulup onu görme ona erme halidir .

Bu durum çok uzun süreli ve mitolojik hayal ötesi bir muptezel ( olmayacak ) durumdur.

Yunus un daha önce dlleride Hallac-mansur Hüseyin in söylediği En'el haq yorumları aslında biribirinin aynısının tıpkısıdır.

Neden mi..;
Hallaç en'el haq derken arapça lugatın tanımı olarak değil ( Arapça da eni = Ben demektir ) farsça lugati dili ile söylemiş olduğu En'el ( En= Ben ,El= O ,Haq= Gerçek tanrı) toplayarak düzenli kelime oluşturduğumuzda ,
Ben o'nun ile yada Ben on'da varım dolayısı ile o'da bende dir. Ben haq olan gerçegim,Ben Haq'ım haq'da Ben demektir.

Yunus emre' nin  Bir Ben var Benden içerû  deyimi de ben tekil şahıs yaşayan var olan elle tutulan gözle gorulen yiyen içen konuşan iyi kötü yanlış doğru yapan varlık. Bu varlığımın kaynağı sebebi köşe bucak saklanarak nirvana çekilerek, dağlarda baglarda toplum yaşamından irak da sessiz sakin ve kopuk olarak yaşayarak değil birebir mevcut yaşamın içindeki tüm iyi kötü güzel çirkin varlık yokluk gerçekleri ile yüzleşerek yaşayarak onun heran yanımda ben ile var olduğunu idrak ederek olgunlamak, görülmeyen değil görünen alemde bütün olabilmek o'nu konuşabilmek o'nu duyabilmek hissedebilmek, on'dan korkarak değil cezasından af etmesiden degil ,Cennetinden Cehenneminden değil bizzat kendisi yani ben deki o'nu bilerek bütünleşip ben içindeki gerçek var olan Ben'ı yaşamak yaşatmak ve Hallaç'ın Haq'da ben olmak yada Ben'de Haq olabilmek duygularını önümüzde bedenimizde yaşantımızda gercekligimizde görebilmek yani Alevi Felsefesinde ( şii lik-Caferilik vb felseler de buna benzer zuhurlar olsa da bu duruma erişmek için kendini kapatmak geceli gündüzlü Namaz,Oruç vb yapma şartı vardır.) VAHDET-İ VÜCUD olabilmek Vahdet de Vücut bulmak Kendindeki ben ile bütün olma yoludur.

Bu anlayış Budizm de Veda İnancında hristiyanlıkta ve islamiyette'de var olsa bile bir Alevi bakış açısı sergilemezler.

Çünkü.. ;
Hıristiyanlık inancında.. ;
Kurtuluş yani kendi Ben ego sundan kurtuluş yolu soyutlanmak arınmak Hristiyanlık da İSAR 'a ermek yani Baba,Oğul,kutsal ruh teslisinin üçlü sisteminde bir olmak bütün olmak Tanrının oğlu ( Isa) Tanrı ( Kutsal ruh ) Baba Bu ikisinin bütünü birbirini tamalama ve bunlarla bütünleşmek sureti ile Kurtuluş yolunu bulma yani Ben'den ( Ego'dan ) kurtulma.

Zerdüşt inancında..;
AMEL , doğru söz doğru davranış ve Doğru görüş olarak Avesta ve mazdeist inancın temel kuralı olarak kendi ben' ini Her türlü kirli pis ve Dünyayı ilgilendiren işlerden el çekerek kendi yalnızlığından kendini ( Özü) bulmak ve dolayısı ile ahura mazda ile bütünleşmek olarak yorumlanir.

İslami inançta ..;
Bu duruma Tevhit denir. Tevhit anlayışı aynen hint inancı olan Vega inancının değişik versiyonu olarak burada kişi kendini terk ederek Aynada gördüğü kişinin üzerinde bulunan Güzel çirkin, iyi kötü, Hak haksızlık,erdemli olmak olmamak , ahlak ahlaksızlık ,günah sevap ,Yanlış doğru tüm sonradan giyilen elbiselerini çıkartarak sadece et ve kemikten Ben ile düşünmeden herşeyden uzak ,Yemeden içmeden konuşmadan günlerce aylarca beklemek sabır ve öfkeyi zevk ve acıyı kontrol etmek sonucunda tevhite ermek sureti ile Ben duygusundan kurtulmak.

Ama..;
Alevilik de-ki bugünkü Alevilik Alevilik değildir,taklit ve başkalarına benzeme yada başkalarının arka Bahçesi olmaktır.

Bu nedenle  bu durum haq ve Gerçek olan Alevilik'de Kemale ermek,var olan vardan tekrar var olan var'a öze ermek yani Vahdet ile Vücud bulmak,
( VAHDET-İ VÜCUD) insan-ı kamil olmak deyimleri yukarıda anlatılanların aksine hayatı tüm çirkinlik güzellik doğru ve yanlışları zevk ve acıları ile beraber yaşamın içinde olup yüz yüze yaşayarak kendini nefsini elini belini dilini kontrol etmek sureti ile Ben ( Ego ) içindeki
Ben ( Gerçeğe) ile vücut bulmak Ego olan bendeki bütün olumsuz hallerden yaşarken kalabalıklar içinde kurtulmak hemde konuşarak yaşayarak yazarak çizerek,Haklı haksız ikileminde haklı yanında ve duruş sergileyerek yapılır.

Sonuç olarak..;
BEN  kelimesi Dış anlamı ile iç anlami taban tabana zıt olan ayni ben'i anlatır.
M.Ö 7 bin yıl belki daha uzun süre önceden gelen ( tarihi araştırma ve belgeler bu durum zaman içinde ayyuka çıkartacaktır. En son Göbeklitepe toplu yaşam ve ibadet görsellerini ortaya koymuştur.) Felsefeler inançlar,Inkalar,Vega inançları vb hepsinin anlatimlarinin esin kaynağının bu gün Adına Alevi-lik dediğimiz ( Luvi- Işık inançlarının) inanç ve felselerde aramak gerektiği gerçeğini göz ardı etmeden doğru Ben'e Gercek ben'e En'el Haq diyerek, kabul ederek uygulayarak erisilebilecegini düşünüyorum .

Tabiki her yaşam da olduğu gibi tüm inanç ve felsefelerde de yoruma açık ve kendini yenileme yani Devrim olacaktır.
Aşk ile diyorum....