Oral ÇALIŞLAR : Maraş Katliamı ve Devlet

Oral ÇALIŞLAR : Maraş Katliamı ve Devlet...19, 20, 21, 22, 23, 24 Aralık 1978 günleri... Başbakan Bülent Ecevit . Bağımsızlar destekli CHP hükümette....

Oral ÇALIŞLAR : Maraş Katliamı ve Devlet...

19, 20, 21, 22, 23, 24 Aralık 1978 günleri... Başbakan Bülent Ecevit . Bağımsızlar destekli CHP hükümette. Emekli General İrfan Özaydınlı İçişleri Bakanı. Günlük olarak yayımlanan Aydınlık gazetesinin genel yayın yönetmeniyim. Telefonum çaldı. Türkiye İşçi Köylü Partisi Maraş İl Başkanı Avukat Haydar Güngör , kaldıkları mahalleyi MHP'lilerin kuşattıklarını ve kendilerini koruyabilmek için sokaklara barikat kurduklarını; hayatta kalmaya çalıştıklarını anlatıyor.

Tam 5 gün sürdü kuşatma. İktidarda CHP var, İçişleri Bakanı emekli orgeneral. Katliam tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştirildi. Çoğunluğu kadın ve çocuk olan 111 insan öldürüldü. Binden fazla insan yaralandı. İşyerleri ve evler yağmalandı, yakıldı.

***

"Allah Allah" nidalarıyla öldürülen yurttaşlarımız Alevilerdi. Türkiye'yi bir iç savaş ortamına sokarak askeri darbeye sürükleyecek gelişmelerin en önemlilerinden birisiydi Maraş katliamı. Katliamın ardından Maraş'taki Alevilerin yüzde 80'i kenti terk etti.

Maraş'ta olaylara elebaşılık edenleri katliamın mağdurları tanıyorlardı. İsim isim bunları anlattılar. Polise, mahkemeye bildikleri her şeyi söylediler.

Ben bir gazete yöneticisi olarak tam 4 gün evime gitmeden sandalye üzerinde uyuyarak, bu katliama tanıklık ettim. Devleti yönetenler ise seyrettiler. Başbakan Bülent Ecevit yönetimindeki hükümetin bir şey yapamaması, tam anlamıyla siyasi bir felaketti.

Devletle hükümetin aynı şeyler olmadığını, Türkiye'ye hükümetten ayrı yön veren bir devlet olduğunu Maraş katliamı sırasında çok net bir şekilde gördük. Çünkü o bölgedeki emniyet güçleri ve askeri güçler, katliam sonuçlanana kadar seyrettiler. Daha sonra da olayların sorumlusu Aleviler ve solcularmış gibi bir hava yaratmaya çabaladılar.

***

Dönemin bazı çaresiz yöneticileri olayları o zaman şöyle anlatmışlardı: "... Küçük çocukların ve yaşlı adamların üzerine gaz dökülerek yakılmış, insanlık dışı olaylar işlenmiştir. Toplu katliam olayları, toplu halde ceset bulunmasıyla doğrulanmaktadır." ( Dündar Saner / Dönemin Maraş Davası Savcısı)

"Hastaneye getirilen ölülerden elli ikisini inceledim. Bunlardan üç tanesi sopayla öldürülmüş, diğer ölüler mermilerle... Boğularak öldürülenlerin olduğunu söylediler. Yetmişlik yaşlıları, üç yaşında bebekleri vurmuşlardı. Bir cehennem âleminden geldim." ( Mete Tan / Dönemin Sağlık Bakanı)

"... Karşımızda oturan ve bir gözü görmeyen 80 yaşındaki, yaşlı Cennet Çimen' in evine gittiler. Bu kadını, 'Gel nene, gel' diyerek elinden tutup dışarıya çıkardılar. Cennet Kadın, gözleri görmediği ve yaşlı olduğu için öldürülenlerden ve yakılanlardan habersizdi. Sanıklardan C.Y. ve N.B. tornavida ile onun gözlerini oydular, sonra silah sıkarak öldürdüler. Yakınında bulunan helanın çukuruna baş üzeri atıp, üzerine at arabasını devirdiler..." ( Maviş Toklu / Katliam mağduru ve tanığı)

***

Daha sonra ne mi oldu? Katliamın faillerinin bir kısmı yakalandılar. Neler yaptıkları savcılığın iddianamesinde birer birer yer aldı. Yargılandılar. Çok sayıda idam cezası bile verildi.

Sonra mı ne oldu? Her zaman olan oldu. Diğer cinayetlerde olduğu gibi, yargının ve bürokrasinin labirentlerinde dava uçtu gitti. Bu davanın önde gelen sanıklarının bir kısmı daha sonra milletvekili seçildiler, parti yöneticiliği yaptılar. Şimdi ne kadarı parti yöneticisi araştıramadım, ama etkili ve yetkili kişiler olarak bu ülkede yaşamlarını sürdürüyorlar. Maraş'ın içinde Alevi sayısı artık yok denecek düzeylerde.

***

Maraş katliamı, Çorum, Sıvas katliamları gibi bir mezhep temizliği hedefiyle gerçekleştirildi. Bütün bu toplu katliamlarda devlet güçlerinin nedense olaylara müdahale edemediği, saldırganları engelleyemediği söylendi.

Solcular bir toplu gösteri yaptığında anında oraya yetişen devlet güçleri, bu kentlerdeki katliama yetişemediler. Devletin yargı organları bu olayların katillerini doğru dürüst yargılamayı başaramadı.

Uğur Mumcu, Musa Anter, Doğan Öz, Cevat Yurdakul, Abdi İpekçi, Hrant Dink , Malatya katliamında olduğu gibi...

Maraş katliamı bir tesadüf değildi. Arkasından askeri darbe geldi.

Diğer cinayetlerin hiçbiri tesadüf değildi. Sorumluları da hesap vermedi.

***

Bunların hesabının sorulabilmesi, Türkiye'nin köklü bir değişiklik geçirmesi anlamına gelecek...

Ne zaman?

ORAL ÇALIŞLAR

22 Aralık 2007 - CUMHURİYET

Maraş Katliamı Haberleri

Maraş Katliamı'nda gizlenen gerçekler
Onarılamayan yara Maraş Katliamı 43. Yılında
Elbistan olaylarının 52. yıl dönümü
Kureyşanlı Gıjjık Dede (Sabri Özkan)
"Yazık oldu sana yazık. Ölümün böyle olmamalıydı!"