Pir Sultan Abdal

Pir Sultan Abdal, yedi yaşında iken gördüğü düşünde, Hacı Bektaş Veli’nin elinden dolu içmiş ve avucundan yayılan ışığı görmüştür. Böylece...

Pir Sultan Abdal, yedi yaşında iken gördüğü düşünde, Hacı Bektaş Veli’nin elinden dolu içmiş ve avucundan yayılan ışığı görmüştür. Böylece girdiği yoldan hiç dönmemiş ve idamı da bu yüzden olmuştur.

[caption id="attachment_25326" align="aligncenter" width="599"] 7 Alevi Ozanın dördüncüsü Pir Sultan Abdal (temsili Resim)[/caption]

Rivayete göre Hacı Bektaş Veli’nin Pir Sultan’a söylediği söz; “Oğlum, bundan sonra senin adın Pir Sultan olsun. Adın dört bir yana yayılsın. Sazının üstüne saz, sözünün üstüne söz gelmesin. Tanrı senin yardımcın olsun. Adını ben verdim, ömrünü tanrı versin.”

ALÇAKTA YÜKSEKTE YATAN ERENLER
Alçakta yüksekte yatan erenler

Yetisin imdada aldi dert beni

Basimi alip hangi yere gideyim

Gittigim yerlerde buldu dert beni

Oturup benimle ibadet kildi

Yalan söyledi de yüzüme güldü

Yalin kiliç olup üstüme geldi

Çaldi bölük bölük böldü dert beni

Üstümüzden gelen boran kis gibi

Yavru sahin pençesinde kus gibi

Seher çagi bir korkulu düs gibi

Çagirta çagirta aldi dert beni

Abdal Pîr Sultan’im gönlüm hastadir

Kimseye diyemem gönlüm yastadir

Bilmem deli oldu bilmem ustadir

Söyle bir sevdaya saldi dert beni

BENI GÖRÜP YÖNÜN ÖTE DÖNDÜRME

Beni görüp yönün öte döndürme

Yine gitmez meylim sendedir sende

Yikip hilâl kaslariini yere indirme

Günah sende degil bendedir bende

Seker vardir dudaginda dilinde

Arzumanim kaldi gonca gülünde

Sen bir padisâhsin hükmün elinde

Senin ile dâvam sendedir sende

Sensiz çikip yaylalari yaylamam

Engeller içinde sirrin söylemem

Çok günah isledim inkâr eylemem

Ik’ellerim kizil kandadir kanda

Nice beyler ile gezdim yoruldum

Kan bulanik aktim duruldum

Sencileyin çok güzele sarildim

Dahi sevgin candadir canda

Pîr Sultan Abdal’im böyle deyiptir

Âsiklar güzeli sevegeliptir

Bir güzel sevmeyle kanli m’oluptur

Kellem terkidedir yandadir yanda

BEN DERVISIM DIYE
Ben dervisim diye gögsün gerersin

Hakk’i zikretmeye dilin var midir

Sen kendini görsene ilden n’ararsin

Hâli hâl etmeye hâlin var midir

Birgün balik gibi aga sararlar

Mürsidinden rehberinden sorarlar

Tütsü yakip köse köse ararlar

Ben ariyim dersin balin var midir

Dertli olmayanlar derde yanar mi

Tahkik dervis ikrarindan döner mi

Her bir uçan gül dalina konar mi

Ben bülbülüm dersin gülün var midir

Pîr Sultan’im senin derdin desilmez

Derdi olmayanlar derde düs olmaz

Mürsidsiz rehbersiz yollar asilmaz

Mürsid eteginde elin var midir

BIR GÜZELIN ÂSIKIYIM
Bir güzelin âsikiyim erenler

Anin için tasa tutar el beni

Gündüz hayalimde gece düsümde

Kumdan kuma savuruyor yel beni

Reyhanini devsir devsir dest’eyle

Ben deliyim ögüt verip pest eyle

Düsmanimi el yaninda dost eyle

Bir gececik mihman eyle al beni

Ak gül olsam al yanaga sokulsam

Gülâb olsam ak yüzüne saçilsam

Kölen olsam pazarlarda satilsam

Kölem deyü ak sinene sar beni

Pîr Sultan Abdal’im gamzeli oltur

Hezaran sinemde yaralar çoktur

Benim senden özge sevdigim yoktur

Inanmazsan ol Allah’a sor beni

BU YIL BU DAGLARIN
Bu yil bu daglarin kari erimez

Eser bâd-i sabâ yel bozuk bozuk

Türkmen kalkip yaylasina yürümez

Yikilmis asiret il bozuk bozuk

Kizilirmak gibi çagladim aktim

El vurdum gögsümün bendini yiktim

Gül yüzlü ceranin bagina çiktim

Girdim bahçesine gül bozuk bozuk

Elim tutmaz güllerini dermeye

Dilim tutmaz hasta hâlin sormaya

Dört cevabin mânasini vermeye

Sazim düzen tutmaz tel bozuk bozuk

Pir Sultan’im yaratildim kul diye

Zalim pasa elinden mi öl diye

Dostum beni ismarlamis gel diye

Gidecegim amma yol bozuk bozuk

BIR NEFESCIK SÖYLEYELIM
Bir nefescik söyleyelim

Dinlemezsen n’eyleyelim

Ask deryasin boylayalim

Ummana dalmaya geldim

Ask harmaninda savruldum

Hem elendim hem savruldum

Kazana girdim kavruldum

Meydana yetmeye geldim

Ben Hakk’in ednâ kuluyum

Kem damarlardan biriyim

Ayn-i cem’in bülbülüyüm

Meydana ötmeye geldim

Ben hak ile oldum asna

Kalmadi gönlümde nesne

Pervaneyim atesine

Oduna yanmaya geldim

Pîr Sultan’im yeryüzünde

Var midir noksan sözümde

Eksiklik kendi özümde

Dârina durmaya geldim

EMEK ÇEKTIM
Emek çektim bir ev yaptim erenler

Yine bu güzele bildiremedim

Bahar geldi çiçek bitti ot bitti

Toprak güldü tasi güldüremedim

Yüregimde belli belli yaralar

Seytan kalbin almis gözün köreler

Hakk’in niyaz eylemeye âr eyler

Egilip bir secde kildiramadim

Hû demine bir ikrari güdenin

Tu yüzüne ikrarindan dönenin

Pîr Sultan’im münafigin nâdanin

Gönül aynasini sildiremedim

GEL BENIM SARI TAMBURAM
Gel benim sari tamburam

Sen ne için inilersin

Içim oyuk derdim büyük

Ben anin’çin inilerim

Koluma taktilar teli

Söyletirler bin bir dili

Öldüm ayn-i cem bülbülü

Ben anin’çin inilerim

Koluma taktilar perde

Ugrattilar bin bir derde

Kim konar kim göçer burda

Ben anin’çin inilerim

Gögsüme tahta döserler

Durmayip beni oksarlar

Vurdukça bagrim deserler

Ben anin’çin inilerim

Gel benin sari tamburam

Dizler üstünde yatiram

Yine kirildi hatiram

Ben anin’çin inilerim

Sari tamburadir adim

Göklere agar feryadim

Pîr Sultan’imdir üstadim

Ben anin’çin inilerim

Alevi Ozanları Haberleri

Bir deli Çoban hikayesi: Hüseyin Özen
Hasan Erdoğan'ı kaybettik!
Noksani kimdir?
Aşık Ali İzzet Özkan
Fuzuli kimdir?