Rehavet ölümdür...!!!

Binali İpek

Alevilerin rehavete kapılacak lüksleri yoktur.!
Defaten söylediğimiz gibi, Aleviler son bir kaç yüzyıla girer iken, zamanın dili ile yaşadıklarına müteakip, Alevi ismini aldılar,.
(YOL bir SÜREK binbir)
Kızılbaş, Bektaşi, Babai, Hurufi, Batıni, Işık tarifesi, vs. isimleri ile anıldılar.
Pir Sultan Abdal, Ulumuz, şöyle dediği rivayet olunur. "Dönen dönsün, ben dönmezem, YOL, umdan"
Yani baskı, Zulüm altında kimliğinin inkar eden, yönünü yanlışa çeviren, uygulamalar sonucunda, gizlenen, saklanan davranışlar geliştirildi. Bizde ümmetin içinde,Hz. Muhammed'in bendesi, Kuran'ın gerçek sahipleriyiz. Hz. Ali'nin muhubiyiz diyerek, canını, namusunu, malını güvene almaya, kısaca yaşamaya çalıştılar. Bunu kimine göre "Takkiye" yani gizlemek, yada zorla dayatılan durumu gerçekten benimsedikleri için yaptılar.
Bu gizlenme, yeşil örtüye girme, zamanla şia
söylemleri ile giderek, gerçekten kopma, büründükleri kisvenin (kıyafetin) yaptığı rol ile bütünleşen, tiyatrocu gibi, bir çok Alevi Can, YOL değerlerini unuttu.!! Yada
YOL, dan epey uzaklaştı, adeta şii'leşti sembollerine, rituelilerine, giydirilen anlamlar, isimlemler, gerçeğe dönüştü.
İnsani anlamda, Zulmün ortasında yaşamak, elbette kolay değildir. Korunmak, yaşamını sürdürmek, her Canlının doğal refleksi, direnebildiği kadar, bu direnci çeşitli teknik ve taktikleri geliştirip, uygulama anlaşılabilir durumdur. Ama farkında olmadan ölmek, tükenmek, elbette maksadını aşan sonuçtur.
Ölen öldü,(mecazi, yoldan dönenler) bazıları can çekişiyor,(Aleviliğini her şey rağmen koruyanlar) kalan sağlar, henüz Can olarak, nefes alıp verenler, bu durumun sarhoşluğu altında, ayılmayı, uyanıp kendine gelecek nefesi, uzanacak eli bekleyen azımsanmayacak kadar büyük boyuttadır. Alevi toplumunun, sistemin her türlü manipülasyon, baskı, sindirme, Asimilasyon ve dahasının sonucunda, geldiği durum budur. Îslam kaide kuralları, günümüzde bir kaç dilde rahatlıkla erişebileceğimiz her türlü bilgi mevcuttur , KURAN, HADİS ve FIKIH Kitapları, en geçerli olan bilgileri ile ALEVİLİĞE ZITTIR..!! Asla Alevilerin YOL ve ERKÂN'nına uymaz, giydirilen örtü kalktığında, her şey apaçık ortadadır. Tarihsel arka planı, yaşadıkları, İSLAM olmadıkları ile geçmişin Şehülislam vb. Din adamlarının fetvaları ilede sabittir. Çağımızda, Kuranı çözümlüyerek, İnsanlığın bilgisine sunan, İSLAM, ı deşifre eden, bunun bedelini Canı ile ödüyen, TURAN DURSUN gibi değerli Aydınların, emeklerini Aleviler mutlaka görmelidir. Yaşadığımız bir mezhep çatışması asla değildir. HAK ile Haksızın mücadelesidir. Birilerinin ben Babam, dan Dedem'den böyle gördüm kelimesi, açılımı ilkeldir. Çünkü bunca imkan, olanak, iletişim bilgi çağında, bu örnekler geçersizdir. YOL dilinin bozulması, şiir ve edebiyata sirayet, şiir ve özlü sözlerin altına isimleri yazarak, Alevilerin İslam akrabalığını pekiştirmek, Alevi tarihini YOL, unu İslamcı yazar, yorumcuların kendi hanesine yontarak, bozarak, yansıtmasına rağmen "Sorma birader mezhebimizi, biz mezhep bilmeyiz YOL 'muz vardır." Çağırma Meclisi riyaya bizi diyen, Nesimi dizeleri ile yerle bir eder..!! Keza İnsanı Kamil, yorumu, rıza kavramı, insani merkezli yapan bir çok örnekte bu açığa çıkar..!!! İbadet yönelimi, Ziyaret kültü vb. doğa ile ilişki biçimi İslam ile derin ayrılık ölçüsü olarak yansır..! Bütün bunlara rağmen, Farkında olan Alevileri düşmanın dili ile Alisiz Alevi diyerek, kafir, Yezid vs. Sıfatlar ile İslam terminolojisi ile ötekileştirme, marjinal hale getirme çabaları elbette olacaktır. Bu düşmanın yönelimi ve dilidir. Cem'inde adalet arayan, Kadın erkek eşitliği üzerine, özelikle vurgu yapan, İslam için şartlardan, hiç bir ile işi olmayan Aleviler, ilede Müslümanız, bizde İslam'ı diyenlerce baskılanıyor. Aleviler Avrupada da maalesef baskılanmakta kurtulamıyor.! İran ülkesinde, muta nikahı ile resmi olarak Kadının fuhuşa zorlandığı rejimin elemanlarının, Alevilere YOL göstermesi, esef vericidir. Türkçe dil dersi (eğitim) altında, Diyanetin müfredatı, küçük çocuklarımızı beynini yıkamaktadır.
Paralel elemanlar aracılığıyla, TÜRK OKUL AİLE birliği gibi, dernekler üzerinden, Aile ve çocuk takibatı yapılarak, vatandaşa hizmet adı altında, Alevi çocukları Asimilasyona çekilmektedir. Alevileri etnik kimlik sorununun içine çekilmek sureti ile uygulamalar, ibre, Türk İslam sentezi tek kimlik esaslı, dayatmalar, yönelimler, ciddi mesafe kaydetmektedir.Elbette İranın kapısında gezenleri, CEM evlerimizin kapısını, Îran Konsolosu ve sözde akademik ünvanlı, ajanlara açanları, not düşelim. 72 milleti ayn-ı nazar da bakan, Din, dil, ırk, renk kültürel, bölgesel farklılık gözetmeden, sadice iyiden, haklıdan, vicdan sahibi insanımızın tavırını esas alan, davranış Aleviliktir. Aleviliği kendine benzetmek, kullanmak isteyen, her türden gericilik ırkçılık, belasını, kuşatmalarını aşmak zorundadır Aleviler.! . En yumuşak yanımız hasas bölgemiz, Kutsal kan ırkçılığına düşen aymazlardır.Yetkin olmak, toplumsal teveccühe mazhar ikrarlı, Aleviliğin olmazsa, olmaz, ilkelerini yaşayan, yansıtan, kişilerin yapabileceğidir. İnanç önderliği, Diploma ile değil, Cedde sığınarak değil, İnsana Sevgi ile, muhabbetleri ile Zalime haksıza karşı duruşları ile bilme verdikleri değerle, ölçülmelidir. Ritueli Şia ya yorarak, isim ve sembolleri, İslam'laştırarak, Ocaklarımızın, değerlerini aşındırarak, rant peşinde, işbirliği içinde olanlara, samimi her Can, kapılarını kapatmalıdır. Pirlerimizin, kelamlarını, kirletmek, tarihi karartmak en büyük ihanettir. Yaşadıklarımızı gözardı ederek, oluşan tuaflıkları, bize uymayan davranış dillerini, terk etmeliyiz. Buda bilimle, analitik düşünce ile samimiyetle mümkündür. Her İnanç, veyahut din, kendi muhipblerince, elbette kıymetlidir. Biz Aleviler olarak, karşı çıktığımız, bizlere uygulanan, zalimlikler gerekçe ve amaçlarını, bize dayatılanı, red etmekteyiz. Aleviler Bilmin ışığında, kendilerini bulacaklardır. Alevileri kendi meşreplerine çekmek, Aleviler'e YOL öğretmek, Asla Alevi olmayanların haddi değildir.
Barışa kardeşliğe hoşgörüye, tüm insanlığın ihtiyacı vardır. Aleviler sevgi ve barış toplumudur. Bu demek değildirki, kendine yapılan bunca haksızlığa ses çıkarmıyacaktır. Tarihimiz, baskı ve Zulme direnişin tarihidir. Gerçekler demine
Aşk ile...

Binali İpek
21.10.2019