Şia misyoneri Leyla Akgül Dersim kimliği üzerinden kimlere vurmaya çalışıyor?

Sorsan Laik, Kemalist, Çağdaş ve Modern ama söylemine bakıyorsun buram buram Şia sevdası kokuyor... Evet LA Kitap sahibi Leyla Akgül pusuda bekleyip arada bir sahne alan ve misyonuna uygun şekilde algı yaratmaya çalışan ilginç bir karaktertir.

Leyla Akgül ismi dumanlı ortamlarda sahne alan ve bunu yaparken de akla ziyan her argümanı kılıfına uydurarak sıralayan bir karakter olarak ilgimizi çekmeye devam ediyor...!

Geçenlerde Murtaza Demir ile ilgili gelişen ve Murtaza Demir'in iki yazısını geri çekmek zorunda kaldığı tartışmalı süreç sonrasında da Leyla Akgül sahne alıp Sivas Madımak Katliamının bizler tarafından kullanıldığını kodlayacak kadar kontra bir dil ile saldırmıştı. Leyla Akgül Sivas katillerinin avukatı gibi konuşuyordu.


Cevap verelim dedik..


Kendilerinin tabiriyle eski meseleleri (Sivas katliamı) ''kurcalamamızdan'' rahatsız olanlar mutlaka vardır, bunların başında doğal olarak o katliamın sorumluları geliyorken, bizim Leyla Akgül de yazısında rahatsızlığını satır satır kodlamıştı. Acaba Leyla Akgül görevi icabı Alevilerin Sivas katliamı üzerinden İslam’a bakış açılarını sorgular bir kanala akmasının önünü kesmek istiyor olabilir mi?
Sivas Madımak katliamını unutmamamızın, anmamızın, sorumlularından hesap sormamızın, katillerin yakasından ellerimizi çekmememizin Alevi olduğunu iddia eden Leyla Akgül'de yarattığı tepkinin temelinde ne yatmaktadır?
Yeni katliamları önlemenin yolu nereden geçmektedir?
Eski katliamları unutmaktan mı geçer?
Yoksa unutmamaktan mı geçer?
Bizler suçluların hesap vermesini istiyoruz, aramızdan alınanların acısını yüreğinde hissedenler olarak ne sorumluları unutacağız, ne de katilleri affedeceğiz.
Bu duruşumuz yeni katliamların önüne çekilecek en etkili settir, doğru noktada durduğumuzdan milim şüphemiz yoktur.

Bir insan hem ''Alevi'', hem Şiacı, hem ''Kemalist'', hem Humeynici, hem ''Laik ve ilerici'' hem de ''İslamcı ve gerici'' olabilir mi?
Leyla Akgül bunların hepsini aynı anda olmayı başarabilen yeni model İran güdümlü bir neo-Alevi bir misyoner olarak tamda bu özellikleri taşıyan, bunu yaparken de ortamına göre renk değiştiren ve her fırsatta mücadeleci ve asimilasyona karşı dik duran Alevi kurum ve kişilere saldırmayı kendisine görev edinmiş bir kişilik olarak öne çıkmaktadır.

Gelelim yazımızın başlığına; yine aynı Leyla Akgül Dersimli Alevi bir gencin İŞİD saflarında kendi soyuna sopuna düşmanlarla kol kola cellatlık yaptığı Suriye/Irak sınır bölgesinde tutuklanmasını işler yeni bir yazı kaleme almış ve Dersim kimliği üzerinden yine asimilasyon, inkar ve imha planlarına karşı duran Alevilere saldırmış.
Sanki o genci o cellatların kucağına iteleyen İslamcı zihniyetler değil de Aleviliğin özgün kimlik mücadelesini yapan kesimlermiş gibi saldırmakta.

Leyla Akgül bu yazısında 11 tane noktaya dikkat çekmiş.
Biz bu 11 noktayı alıntılayıp, burada tek tek ele alıp altına cevabımızı altına iliştireceğiz.

Alıntı: 1. Sosyal medyada sürekli Dersimli olmakla övünen arkadaşlarımız var...

Dersim her yönüyle Aleviler ve Alevilik için kayda değer bir yerleşim alanıdır. Dersimin toplumsal yapısı, tarihi ve duruşu değerlidir. İnsanların Dersimli olmakla gurur duymasının temelinde yatan da Dersimin bu değerli duruşuna ve misyonuna sahip çıkmakla paralellik arz eder. Leyla Akgül'ün bundan rahatsız olmasının nedeni, o temel direklere olan alerjisinden kaynaklanıyor olsa gerek...

Alıntı 2. Kendi siyasal düşüncelerinden dolayı sürekli Aleviliğe küfredenler var...

Bu satırda da bir kodlama mevcut. Burada kastedilen Sosyalistlerdir. Bu iddiasının bir temeli olmadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Leyla Akgül'ün buradaki niyeti Şia-İslam ile arasına mesafe koyan ilerici Sosyalist Alevileri kriminalize etmektir.
Çünkü onları misyonuna karşı tehlike olarak görmektedir.

Alıntı 3. Irksal kimliğinden dolayı Aleviliği bir yerlere bağlama çabası içine girip Aleviliği köklerinden ve geleneğinden koparmak isteyenler var...

Leyla Akgül yine aynı o kontra diliyle ve kontra bir yöntemle etiketleme yapıyor. Hedefinde kitle Kürt Alevilerdir.
Şu soruların cevabını buyursun verebiliyorsa versin: Kimler hangi Irk adına ne yapıyor, neden bunu somut yazmıyor/yazamıyor? Leyla Akgül Aleviliğin doğasında Irkçı bir yaklaşım olmadığını gayet iyi biliyorken, burada yine işine geldiği gibi bir bulanıklık yaratarak algı yaratma peşinde. Kürt Alevileri kriminalize ediyor ve bunu yaparken ihale ettiği kesimleri Irkçılıkla suçlayacak kadar düşmektende sakınmıyor... Humeynicilik yolunda onun için herşey mübah!

Alıntı 4. Aleviliği sadece bir ritüel olarak görenler ve yobazlıkla eşdeğer görüp küfredenler var...

Leyla Akgül Aleviliğe kimlerin küfür ettiğini açıklamalıdır?
Neden somut olarak isim vermeden ortaya servis dayanaksız iddialarda bulunuyor? Amacı nedir?

Alıntı 5. Aleviliği sadece ritüel olarak bilenler ama Batiniliği bilmeyenler, anlamaya çalışmayanlar var...

Bilmemek ve/veya anlamamak suç ve ayıp değildir.
Leyla Akgül gibilerin misyonerliği sonucu Şianın, Humeyninin kuyruğuna bağlamaktan daha masumanedir.
Bildiğini iddia edip Aleviliği Fars ve Arap çöllerinde aramaktansa hiç bilmemek daha insanidir.

Alıntı 6. Koca koca cemevleri yapıp içini boşaltarak dedelere küfredenler var...

Leyla Akgül burada yine o kirli diliyle bir taşla iki kuş vurmayı hedeflemektedir.
Bir yandan Dedelere şirin gözükmek adına ortaya servis muğlak bir iddia atıp, ardından da adı şanı olmayan ''koca koca'' Cemevlerinde Dedelere küfredenlerin kimler olduğunu neden açıklamamıştır?
Çünkü Leyla Akgül ucuz bir şekilde şarlatanlık yaparak puan toplama peşindedir.
Tipik sağcı popülistlerin söylem tarzlarını Leyla Akgül Alevilik sosuyla servis ederek tribünlere oynamaktadır.
Tribünün en çok puan toplayacağı seyircileri  bazı Alevi Dedeleridir, onları yanına çekmek için her yol mubahtır. Yalan, dolan, iftira.. Yeter ki ''Bravo Leyla Akgül, Ya ya ya, şa şa şa Leyla Akgül çok yaşa'' alkışını duyabilsin..

Alıntı 7. Maddi olarak geleceği dedelik yapmakta görenler var...

Doğru bir tesbit fakat bunu dile getirmeden evvel tamda bu tüccarlık hesabı yapan bazı sözde Dedelere yönelik ortaya servis, somut olmayan, delilsiz, şahitsiz iddiaları neden sıralar Leyla Akgül? Ki o bahsettiği Dedeler kesin! kendisiyle alakasız kişilerdir, kendi arkadaş listesindeki Karabulutlar, Kurnazlar, Tahirler ak ve paktır.

Alıntı 9. Koca koca dernekler kurup bu derneklerde siyasetçilik oynayanlar var...
Dernek ve Kurumlar temsil ettikleri misyona uygun olarak tabiki de hayatın her alanında müdahil olmalıdırlar.
Alevilerin ve yaşadığımız topraklardaki sorunların çözülmesinde tabiki Alevi kitlenin de bir söz hakkı vardır, olmalıdır ve bunun için çaba sarf etmek Alevi Dernek ve Kurumlarının görevidir. Burada kurumların içini boşaltan kuru bir tekkecilik anlayışını Alevi Toplumuna dayatma hevesi söz konusudur.

Alıntı 10. Derneklerin başında hem Alevi hem Ateist olduğunu iddia edenler var...

Konumları ne olursa olsun, insanların inançlarını sorgulamak ve yargılamak kimsenin haddine değildir.
Leyla Akgül burada yine mahalle baskıcı duruşu arkasına alarak -Şeriatcı Mollalarda dahil- toplumuna zararı olmamış olan Ateistleri hedef tahtasına koyarak tribünlerle paslaşıyor.
Bazı derneklerin başında mutlaka Humeynici, Şiacı, İslamcı, Kürt düşmanı, Devrimci düşmanı bireyler de vardır.
Leyla Akgül onları dile getirmeyi neden akıl etmez?
Aklı o kadarına yetmez mi?
Yeter de artar ama işine gelmez, çünkü misyoner Leyla Akgül'ün görevi Alevileri Şia İslamın denetimine servis etmektir, bunun başarmanın yolu karşısındaki sorgulayan ve sorgulatan herkesi mahkum etmekten geçer.
Günümüz Türkiyesinde en iyi yöntem ise malum; insanlara ve topluluklara Din/Dinsizlik ekseninde saldırmaktan geçtiğini bilen Leyla Akgül'de bu yola başvurarak ahlaksızca bir yol seçmiştir.

Alıntı 11. Alevilik yaşam biçimi deyip elinde bir kadeh rakı ile yaşayanlar var...

Leyla Akgül'ün fikir dağarcığında ve ufkunda daha kayda değer bir argüman kalmadığı için insanların yemesini-içmesini malzeme yaparak basitleşebilmenin dibine vurduğu noktaya geldik... !
Evet bizim bir elimizde demimiz, bir elimizde bağlamamız var! İçeceğimiz Şarabı da, Kaldıracağımız kadehi de sana mı soracağız Leyla Akgül?
Kadı mısın? Müftü müsün? Şia mısın, İran’ın ahlak polisi misin?
Senin Humeyni efendin İranında şarabı yasaklamış olabilir ama o ancak senin anlayışına hizmet ettiğin İran çöllerinde geçerlidir Leyla Akgül.
İran Şia misyoneri olabilirsin,  haddini aşarak Alevilerin ne içip içmediklerini sorgulamak senin çapını aşar Leyla Akgül.

(Not: Madde 8 yazısında olmadığı için burdada cevaplanmamıştır. Bakınız: FB sayfası)

....

Leyla Akgül ilginç ötesi bir karaktertir demiştik...
Sorunu olduğu tek çevre sadece ve sadece Asimilasyona karşı duran Alevilerdir.

Leyla Akgül Ankara,Yüksel caddesinde Devrimci..
Humeyni Portresi altında başı örtülü Şiacıdır Leyla Akgül.
Leyla Akgül hem 'Laiktir' hemde sevimli İran Şiacısı.

Leyla Akgül insanlık düşmanı İran Mollasının portresi önünde başını kapatan ''Laik ve Modern'' neo-Alevi bir Şia misyoneridir.

Evet, Leyla Akgül'ün biz Asimilasyona karşı duranlarla sorunu vardır çünkü Aleviliğin İran eksenli bir Şia bölgesel projesine entegre edilmesine karşı en net duruşu biz sergiliyoruz.
Aleviliğin Şiacı-İslam potasında asimile edilmesine karşı bizleri karşısında engel olarak görüyor.

Leyla Akgül işte bu nedenle kodladığı kontra yazılarında bizleri hedef alarak misyonuna uygun davranıyor.

Son olarak Dersimli Alevi kökenli gencin İŞİD Terör Örgütüne katılmasını utanıp-sıkılmadan çarpıtma ve algıyla bizim mahalleye ihale eden  Leyla Akgül, o Dersimli gencin beynini yıkayanların kendisini kimlik bunalıma sokan, -İran sularında yüzmesine neden olan- statükonun Dersime yönelik İmam Hatip ve yatılı okullar ve kendisi gibi sözde birtakım Alevi kökenlilerin Aleviliği Anadolu medeniyetlerinden koparıp, Arap ve Fars çöllerinde aratan Alevi tanımı ve izahı olduğunu gayet iyi bilir.



Bugün IŞİD dahil İslamcı gericiliğin kucağına düşen binlerce Alevi genci vardır.

Bu durumun sorumlusu kimdir, kimlerdir?
IŞİD'le ortaklaşan bir zihniyetle, aynı İslami ezberler üzerinden giderek suçladığı kesimler olarak bizler değil, bizatihi kendisini savunuculuğunu yaptığı anlayıştır.
Leyla Akgül ve benzerlerinin kraldan çok kralcı kesilip, Alevi gençliğine İslamcılık aşılandığında, yarın bir gün radikal birilerinin de gelip "öyle değil böyle Müslüman olunur" demesi sonucu ver elini İŞİD safları diyecek olan Alevi gençlerinin günahı kimin hanesine yazılmalıdır?

Alevi gençliği kendi kadim inancının köklerine düşman edip gerici sığ alanlarda yüzdürenler Leyla Akgül ve Leyla Akgül'e benzeyen diğer İslamcı-Şiacı ve İslamcı-Sunni misyonerlerdir.

İŞİDe katılan Alevi gençler bazında bu utanç tablosu bizim değil, Aleviliği Arap ve Fars coğrafyasına bağlamaya çalışan Leyla Akgül gillerin eseridir.
 

Deniz Çamur

06.03.2019

İlgili Haberler

Alevi Forum Haberleri

Sanatçımız M. Karataş'tan Alevi Pirlerine ve Kurumlarına zor sorular!
Alevilere yönelik Şii / Caferi misyonerliği
Alevilerde Kadının yeri
Alevilik: Ali'li mi, Ali'siz mi?