Yara'lar semaha durdu

YARA : "Tarihimizde yaşanmış, unutulan ya da unutturulmak istenen yaralarımızın, semahlarımızın özünde bulunan hoşgörü, kardeşlik...


YARA : "Tarihimizde yaşanmış, unutulan ya da unutturulmak istenen yaralarımızın, semahlarımızın özünde bulunan hoşgörü, kardeşlik ve zulme karşı başkaldırı duygularıyla anlatımı"

Yara'lar semaha durdu

Unutturulmak istenen tarihi ‘Yara’lar, ODTÜ Türk Halk Bilimi Topluluğu’nun çalışmasıyla semahla buluştu

Ülkemizin en eski ve en köklü öğrenci topluluklarından biri, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) ise en eski öğrenci topluluğu olan Türk Halk Bilimi Topluluğu (THBT), 1961 yılından günümüze kadar halkbilim alanında imza attığı sayısız çalışmaya bir yenisini daha ekledi.

2006 sonbaharından beri yürüttükleri semah çalışmalarını, temelden ileri düzeye kadar bütüncül bir yaklaşımla ülke geneline yayarak semahların araştırılması, öğrenilmesi ve sunulması noktasında gerçekleştirdiği atölye çalışmaları ve sunumlarla devam ettiren THBT, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde “YARA” isimli gösterisiyle semahta özgün bir çalışma sergiledi.

Semahlar adına özgün bir çalışma

Gösterinin temel amacını “Tarihimizde yaşanmış, unutulan ya da unutturulmak istenen yaralarımızın, semahlarımızın özünde bulunan hoşgörü, kardeşlik ve zulme karşı başkaldırı duygularıyla anlatımı” olarak ifade eden THBT, “Yara”da çok sayıda gayrimüslim vatandaşın öldüğü ve 5 binin üzerinde mekanın saldırıya uğradığı 6-7 Eylül olaylarından Sivas katliamına, Maraş’tan Çorum’a, Uğur Mumcu’dan Abdi İpekçi’ye, Metin Göktepe’ye kadar bu topraklardaki yaraları semahın evrensel duygularıyla anlattı. Arka planında aylar süren semah çalışmaları, tarihsel konular üzerine araştırmalar, izlenen görüntüler, okunan kitaplar ve görüşülen kaynak kişiler olan ve belgesel görüntülerle daha da zenginleştirilen ‘Yara’, Türkiye’de semahlar adına yapılmış özgün bir çalışma.

‘Hoşgörü ve kardeşlik istiyoruz’

Yaralarımızı anlattık sizlere, bir daha ‘yara’lanmasın diye yarınlarımız” söylemiyle yola çıkan THBT adına Yara Teknik Komitesi, gösteriyle ilgili hazırlanan bültende Anadolu kültürünün önemli bir ögesi olan semahı ve deyişleri “nedensellik” çerçevesinde incelemenin kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Yara ekibi, Pir Sultan ve Kaygusuz Abdalların, Abdal Musaların deyişlerinde rastlanan “insan sevgisi”, “hoşgörü” ve “kardeşlik” vurguları ile zulümlere karşı “başkaldırı”nın kendilerini onlar gibi hissetmelerine neden olduğunu ifade ediyor ve diyor ki: “Biliyoruz ki, bu denizler daha çok fırtınalara gebe. Olması muhtemel fırtınalara karşı; geçmişten ders çıkararak, semahın evrenselliğinde bulunan hoşgörümüzü, kardeşliğimizi ve insanlığımızı hep en önde tutarak, ‘dostluk ve barış’ gemisinde hep ‘bir arada’ kalarak sonsuza kadar kardeşçe yaşamayı diliyoruz.”

Gösterinin hazırlanış sürecinde semah ekibini çalıştıran ve aynı zamanda kendileri de semahta yer alan THBT üyesi Canan Büyükaşık Çolak ve Şener Polat ile “Yara”yı konuştuk.

Yara’nın ortaya çıkış sürecini anlatabilir misiniz?

Şener Polat: 2006’da Mimarlık Amfisi’ndeki semah gösterimiz için yaptığımız araştırmaları bir adım ileri götürmek istedik. Çünkü araştırdıkça yeni şeyler gördük. Anlatmak istediğimizi anlatmaya yetmeyecekti yaptıklarımız ve Yara’ya başlamış olduk böylece. Başlarken Yara diye bir şey düşünmemiştik aslında. Araştırdıkça gördük ki, bizden saklanmış birçok şey. Sakladıkları için de beş on yılda bir tekrarlanmış bu olaylar. İnsanlar ders almamışlar. Biz de bize unutturulan bu yaşanmış olayları halkımız unutmasın ve ileride bunlar tekrarlanmasın diye bu gösteriyi sizlere sunduk.

Canan Büyükaşık Çolak: Mimarlık Amfisi’ndeki semah gösterimiz de Pir Sultan Abdal temalıydı. Genişletelim, sadece Alevilerin değil bu toplumda yaşayan diğer kültürlerin yaşadığı sorunları da bir araya getirip insanlık çerçevesinde bir gösteri hazırlayalım dedik ve böyle bir şey çıktı. Tabii sadece burada anlattıklarımızla sınırlı değil ne yazık ki yaşananlar ama biz şimdilik sınırladık.

Bu gösteriyi daha önce hem ODTÜ’de hem de İstanbul’da sunmuştunuz. Seyircilerden aldığınız tepkiler nasıldı?

Canan Büyükaşık Çolak: Seyirci kitlemiz genelde ileri yaşlardaki, çoğunun zaten bildiği, bazılarının yaşadığı Çorum, Maraş, Sivas olaylarını, o dönemi çok iyi hatırlayan insanlar oluyor ve gösteriyle birlikte tekrar geçmişe döndüklerini söylüyorlar. Amacımız kutuplaşmayı artırıcı, destekler bir şey yapmanın aksine insanlara “o dönem belki Alevi-Sünni meselesi belki de başka biçimde yansıtıldı ama bunların altında yatan çok daha derin olaylar vardır” mesajını vermeye çalıştık. Örneğin Alevi olup, Aleviliğe çok bağlı olan insanlar da durup “aslında hakikaten öyle değilmiş” diyebiliyorlar.

Şener Polat: Neden semahlarla bunları anlattınız diye bir tepki geldi bize. Semah ekibi olduğumuzdan dolayı yola semah gösterisi yapmak için çıkmıştık ama olayların içine dalınca semah arka planda kaldı. Semahların özünde bulunan sevgi, kardeşlik, hoşgörü ve zulme karşı başkaldırı duygularıyla anlatabileceğimizi düşündük. Bizler yeri geldi Sivas’ta yananlar olarak döndük, yeri geldi Maraş’ta kurşunlananlar olarak döndük.

En köklü topluluklardan

ODTÜ Türk Halk Bilimi Topluluğu (THBT) 1961 yılında kurulmuş, ülkenin en eski ve en köklü öğrenci topluluklarından biri olarak halk bilim alanında halk oyunlarından halk müziğine, halk tiyatrosundan kuramsal çalışmalar ve yöre araştırmalarına kadar sayısız çalışmaya imza atarak kültürel değerlerimizi yaşatmaya çalışan bir topluluktur. Kurulduğu günden bu yana çalışmalarını aralıksız sürdüren topluluğun gerçekleştirmeye çalıştığı etkinlikler arasında halk müziği çalgıları eğitimi, notalama, derleme ve arşivleme, asıllarına uygun halk oyunlarını öğrenme ve öğretme, halk kültürünü çağdaş ve bilimsel yöntemlerle araştırma, üyelerine bu konuda seminer ve kurslar düzenleme bulunuyor.

Ezgi Aksoy - EVRENSEL - 1 Aralık 2008

Kültür Sanat Haberleri

Sizin Ali, Bizim Ali
'Biz Melek değiliz'
Hayatı Türkülerle Yorumlayan Kent
Türkçede Sesli ve Sessiz Harfler - Ünlü ve Ünsüz Harfler
Dünya Sanat Platformunda yaşanılan Ezeli Doğanay rezâleti