'10 Dal Bilezik, Kızınızı ve Sizi Hacca da Götüreceğiz'

'10 Dal Bilezik, Kızınızı ve Sizi Hacca da Götüreceğiz'

'10 Dal Bilezik, Kızınızı ve Sizi Hacca da Götüreceğiz'BİRGÜN GAZETESİ DİZİ YAZI VE ARAŞTIRMA DOSYALARI / MAHALLE BASKISINDAN...

A+A-

'10 Dal Bilezik, Kızınızı ve Sizi Hacca da Götüreceğiz''10 Dal Bilezik, Kızınızı ve Sizi Hacca da Götüreceğiz'

BİRGÜN GAZETESİ DİZİ YAZI VE ARAŞTIRMA DOSYALARI / MAHALLE BASKISINDAN DEVLET BASKISINA

Kayseri’de kız istemelerle ilgili ilginç bir uygulama anlatıldı... Erkek tarafı kız isterken, kızın kendisini ve ailesini hacca götürmeyi vaat ediyor. Takı, çeyiz vesaire yanında hac konusu da vaatler arasındaki yerini almış. Kamuda türbanın hayli yaygın olduğu Kayseri, her türlü muhafazakârlığın doyuma ulaştığı bir kent olarak karşımıza çıkıyor...

Kayseri’de dernek-oda lokali de hemen hemen yok. Tek lokal sayılan “Mühendisler Lokali”, ancak burası da ramazanda içki servisi yapmıyor. Buranın dışında küçük bir polis lokali bulunuyor. Burada da ramazan nedeniyle içki servisi yoktu. Bar, restoran anlamında Kayseri içinde bir tek mekân bulunmuyor. Şükrü Karatepe döneminden bu yana örtülü bir baskı ile bu tür yerlerin kapanmak zorunda bırakıldığı belirtilirken, artık hiç kimsenin böyle bir yer açmaya cesaret edemediği vurgulandı. “Çevreye karşı ayıp olur, eş dost ne der” gibi kaygılarla ruhsat girişiminde bulunmadığı belirtilirken, Büyükşehir Belediyesi var olan Mühendisler Lokali’ne kırmızı bölge olarak nitelendirilen eski terminal bölgesine taşınmasını tebliğ etmiş.

Kayseri’nin içinde beş tane bira salonunun dışında hiçbir içkili mekân bulunmuyor. Erciyes Dağı’ndaki kayak tesisleri ile birlikte, Kayseri’nin dışında ise sadece iki adet içkili mekân bulunuyor. Turizm bölgesi olan kayak tesislerinde içkiyle ilgili sorun yaşanmadığı edinilen bilgiler arasında yer aldı. Var olan bir mekânın ise bir süre önce içki servisini kaldırdığı, gerekçe olarak da sahibinin hacca gitmesini gösterdiği belirtildi. Ancak, aynı kişinin İstanbul Aksaray’da genelde Rusların gittiği bir gece kulübü işlettiği öğrenildi.

Kayseri merkezde Tekel büfeleri bulunuyor. Ana caddelerde Tekel büfesi açılması yasaklanmış. Örneğin 4 kilometrelik Sivas Caddesi’nde hiç Tekel büfesi bulunmuyor. Ramazan nedeniyle kent merkezindeki büfelerin büyük kısmı kapatmayı tercih ediyor. Açık olanlar da alkol raflarını ve buzdolaplarını gazete ile kapatıyor. Avşar kökenli bir Tekel büfesi sahibi; zabıtanın zaman zaman uyarılarına rağmen açık olduğunu ve içki satışı yaptığını ifade etti. Yine aktarılan olaylardan birinde ise, Şükrü Karatepe’nin göreve geldiği günlerde kentteki iki Tekel büfesinin bombalandığı, Melikgazi belediyesinde ise büfelere çeşitli gerekçelerle sıklıkla para cezası kesildiği belirtildi.

‘KOMŞUYA AYIP OLMASIN’

Tuncelili olduğunu belirten bir büfe sahibiyle yaptığımız görüşmede, büfeci, zabıtanın telkinlerine karşın ramazanda büfesini açtığını söyledi. Ramazanda farklı bir uygulamaya gitmediğini belirten büfeci, “Çok uğraştılar ama, boyun eğmedim” dedi. Büfesini açan ama alkol raflarını ve dolabı gazeteyle örten bir büfeci ise; “komşu esnafa ayıp olmasın” diye böyle bir uygulama yaptığını söyledi. Büfelerin bir kısmı ise iftar saatine yakın açılırken, teravi namazının ardından kapanıyor.

Kayseri’nin 20 kilometre dışında yer alan içkili lokantanın jandarma bölgesinde olduğu vurgulanırken, bu tesisle ilgili de şöyle bir olay anlatıldı: Polis, Yıldız, jandarma bölgesinde olduğundan pek bir şey yapamıyor ama, Yıldız güzergâhı üzerinde sürekli trafik denetimleri yapılıyor. İşletmeci alkol kontrolleri yüzünden önlem olarak güzergâha kendi adamlarını yerleştirerek, trafik kontrollerinin saatini takip ettirdiğini, kontrol bitince, müşterilerine bilgi verdiğini anlatıyor.

Şükrü Karatepe döneminden bu yana içkili ruhsat talebinin önünün kesildiği anlatılıyor. Belediye ise ruhsat konusunda “Sıkıntı yok, isteyene veririz” diyor. İnsanların “Memlekette bir düzen var, şimdi böyle bir işe kalkışıp sıkıntıya sokmayayım kendimi. Esnafa, eşe dosta, mahalleye ayıp olur. İçki haramdır, buradan gelen paranın bereketi olmaz. Ruhsat için belediyeye gittiğimde hoş karşılamazlar” düşüncesini taşıdığı belirtiliyor. Kayseri insanının muhafazakârlaşmayı kanıksadığının altı çizildi. Bu konuda yaptığımız bir görüşmede, Kayseri’de muhafazakârlaşmanın “doyum”a ulaştığı vurgulandı. Giyim kuşamın türbana doğru yönelirken, biçim değiştirmesi bununla açıklanırken,  pek çok kişinin oruç tutmayı, cumaya, teraviye gitmeyi gündelik yaşamın bir parça olarak kabul ettiği vurgulandı. Geçen yıl Büyükşehir Belediyesi’nin kentteki büfelerin saat 22’de kapanmasını istediği, ancak büfeciler odasının karşı çıkması üzerine geri adım attığı öğrenildi. Geçmiş yıllarda özellikle fuar bölgesine yakın alanlarda içkili lokantalar olduğu, buraların zamanla kapandığı aktarıldı. Görüşme yapılan gençlerden birisi, “Çocukken bu lokantalardan şişe toplayıp satardık. Şimdi hiçbirisi yok” dedi.

Kayseri’nin Özvatan ilçesinde ise kentin tek birahanesinin bir cemaat tarafından satın alınarak kapatıldığı anlatıldı. İlçede Tekel büfesi bulunmadığı belirtilirken, bir bakkalın sadece tanıdıkları için içki getirip sattığını, tanımadıklarına içki vermediği belirtildi.

YOKSULLUK VAROŞLARDA…

Kayseri’de şehir merkezi modern bir kent görüntüsü taşırken, varoşlarda durum çok farklı. Örneğin Alpaslan adı verilen mahallede daire fiyatları 200 bin avroyu bulurken, aynı mahallenin arka bölgelerinde kanalizasyonlar sokak aralarından akıyor. Bu tür yerlerde evler hayli sağlıksız ve bir odada iki-üç ailenin yaşamak zorunda kaldığı öğrenildi. Atpazarı adı verilen Çingene mahallesinde de belirgin bir yoksulluk ve altyapı sorunu göze çarpıyor. Bu mahallenin bir özelliği de bütün bakkalların, büfelerin arkasında gayri resmi alkol içilen yerler bulunması. Ankara’nın Çinçin Mahallesi’ni andıran mahallede Çingenelerin yanı sıra, Doğu Anadolu’dan göçle gelenler var.

GÜNDELİK YAŞAMDAN İNSAN MANZARALARI

Görüşülen kadınlar gerek aile gerekse çevre nedeniyle örtünmek durumunda kalındığını sıklıkla ifade etti. İki yıl önce başının açık olduğunu belirten türbanlı bir kadın yaptığımız görüşmede, kapanmadan önce pek çok insanın “neden sen de herkes gibi örtünmüyorsun?” dediğini aktarırken, Kayseri’de hiçbir zaman kadınların istediği gibi giyinmesinin mümkün olmadığını anlattı. Öğrenciler dışında omuzları açık ya da askılı bir bluz giyemediğini anlatan kadın, giyim kuşamın her zaman sorun olduğunu vurguladı. Görüşmelerde diğer kadınlar da, türbanın yaygınlaşması nedeniyle kapanmak zorunda kalındığının altını çizdi.

Genç kızlar ise Kayseri içinde erkek arkadaşlarıyla ele ele tutuşup gezmelerinin mümkün olmadığını söylediler. Üniversite öğrencilerinin dışında, ki onların da kampüste daha rahat oldukları, kent merkezinde el ele tutuşan öğrenci sayısının çok fazla olmadığı, daha ziyade öğrenci evlerinin yaygın olduğu Talas’ta buna rastlandığı belirtildi. Şort ya da benzeri bir giysi ile balkona çıkmanın, bakkala gitmenin olanaksız olduğunu vurgulayan kadınlar, sosyal yaşamda da evlerde düzenlenen “oturmalar” dışında bir şey yapamadıklarını ifade ettiler.

Yerel yönetimin pek fazla sosyal aktivite yapmadığı, genellikle dini günlerde bazı etkinliklerin yapıldığı vurgulanırken, Kayseri’de genç bir kızın ya da kadının gece tek başına sokağa çıkmasının hoş karşılanmadığı, çıkanlara ise potansiyel hayat kadını gözüyle bakıldığı anlatıldı. Özellikle ilçelerde hemşire ya da öğretmen kadınların tek başlarına ev tutamadığı, üç dört kadın memur birleşerek ev tuttuğu belirtildi. Kent merkezinin modern görünümlü apartmanlarla dolu olmasına rağmen, apartmanlarda yalnız yaşayan kadınların kendilerini güvende hissetmediği söylendi. İş konusunda da benzer sıkıntıların yaşandığını anlatan kadınlar, yalnız kadınlara işyerlerinde farklı gözle bakıldığının altını çizdi.

YOKSULLUK GALİP GELİYOR

Kayseri Bağlar mevkiinde oturan ve aşevinden yemek aldığı için kapanmak zorunda kalan bir kadının öyküsü anlatıldı. Bu öykü, söz konusu kadına zaman zaman yardım ettiğini belirten bir Kayserili tarafından aktarıldı. Kentin varoşunda yaşayan kadının, başını geleneksel biçimde bağlarken, aşevi görevlilerinin sık sık, “Sen de diğerleri gibi neden örtünmüyorsun?” sorusuna maruz kaldığı belirtildi. Aynı şekilde başını bağlayarak aşevine giden kadına bu sefer görevlilerinin yemekleri yarım verdiği, bunun üzerine de kadının başını türbanla örtüp, uzun pardesü giymeye başladığı anlatıldı. Kadına yardım eden söz konusu kişi, bir karşılaşmalarında kadının, kapanmasının nedenini bu şekilde anlattığını ifade etti.

Görüşme yapılan bir kadın öğretmen ise, başından geçen bir olayı anlattı: Durakta minibüs beklerken kendisinden biraz ilerde türbanlı bir kadının bulunduğunu belirten öğretmen kadın, gelen minibüsü durdurmak için el kaldırdığını, ancak minibüsün kendinin önünde değil, ilerde türbanlı kadının önünde durduğunu anlattı. Koşarak minibüse yetişen kadın öğretmen, şoföre, “Neden ben el ettiğimde durmadın da, ileride durdun” deyince şoförün “Kapalı bacımı koşturmak istemedim” yanıtı verdiğini anlattı.

Yine aynı öğretmen, velilerden evlerdeki toplantılara sık sık davet aldığını, kabul etmeyince de ilişkilerin bozulduğunu anlattı. Ramazanda oruç tutmadığının bilinmesine rağmen, komşularının teravi zamanında zile basarak taciz ettiğini anlatan kadın öğretmen, buna benzer olayların sık sık yaşandığını söyledi. Aynı öğretmen kadın, görev yaptığı okulda, müdür yardımcısının hacca gitmesinin ardından beş kadın öğretmenin kapandığını örnek verdi. Kayseri’de ticari ilişkilerin, şef-memur ilişkilerinin ve AKP’den beklentisi olanların hızla kapandığının altını çizdi. Apartmanlarda, kapıcılar aracılığıyla “Mevlüt okunacak, sohbet yapılacak, hoca geldi, onu dinleyeceğiz” davetlerinin yapıldığı aktarıldı. Kız istemelerle ile ilgili ilginç bir uygulama anlatıldı. Erkek tarafı kız isterken, kızın kendisini ve ailesini hacca götürmeyi vaat ediyor. Takı, çeyiz vesaire yanında hac konusu da vaadler arasındaki yerini almış. Belediye otobüsü ve minibüslerde türbanlılara yönelik bir hoşgörü olduğu belirtilirken, bir görüşmeci şu olayı anlattı:

Annemin başı açıktır. Birlikte otobüse bindik, annem ayaktaydı, yer yoktu. Bir süre sonra otobüse binen türbanlı bir kıza; bir genç yerini verdi. Annem ayaktaydı, ona yer vermemişti. Bu tür olaylar sıklıkla başımıza gelebiliyor. Kapanan kadın Kayserili için daha makbul kabul ediliyor. Açık giyinenler bakışlarla bile taciz ediliyor. Bir gün oturduğumuz kafede alkol olup olmadığını sordum, garson dövecek gibi davrandı. Alkol satmak istemediklerini, belediyenin de zaten izin vermediğini söyledi, gitti. Aslında Kayseri’de garip bir durum var. Örneğin gittiğimiz bir kafe var Talas’ta. Türbanlılar da geliyor. Burada öğrenciler genelde okey oynuyor. Türbanlıların bulunduğu okey masalarına biz de garip garip bakıyoruz. Çelişki işte. Ama Kayseri’de türbanlılar çok rahat

Bir başka görüşmede ise, emekli bir öğretmen, oturduğu apartmanda yaşadığını aktardı. Apartmana mescid ve Kuran okuma bölümü yapılmak istendiğini, buna karşı çıktığını belirten söz konusu kişi; bu girişimde bulunanların kendi aralarında para toplayarak dairesini satın almak istediğini söyledi. Dairesine 50 bin avro fiyat verildiğini, ancak kendisinin işi yokuşa sürmek, girişimi baltalamak için 150 bin avro istediğini anlatan kişi; “Planlarını bozdum. Ama o günden sonra selamı sabahı kestiler. Mescid ve Kuran okuma yerini de yapamadılar” dedi.

GECELERİ ‘HAYALET KENT‘ KAYSERİ

Kayseri’de bir tane bile bar bulunmadığını anlatan gençlerden birisi, başından geçen bir olayı paylaştı: “Arkadaşımın kullandığı arabada bira içerken, polis durdurdu ve Kabahatler Kanunu’na göre araçta alkol aldığım için 62 milyon lira para cezası yazdı.” Ali Dağı denilen bölgede mesire yeri bulunduğunu, ancak içki içenlerin görevliler tarafından uyarıldığını anlatan bir başka genç, sırt çantasından bira çıkardığında, özel güvenlik görevlisi yanına gelerek, içkinin yasak olduğunu söylediğini anlattı. Kentteki en önemli eğlencenin evlerde toplanıp okey oynamak olduğunu belirten gençler, akşamları Kayseri’nin hayalet kente döndüğünü, çoğu zaman da evde oturup dizi izlediklerini söylediler. Gençler, pek çok erkeğin erkenden evliliğe teşvik edildiğini, bir an önce başlarının bağlanıp çoluk çocuğa karışılmasının istendiğini anlattılar. Mahalle arasında tek tük tekel büfesi bulunduğunu belirten gençler, siyah poşetin hemen dikkat çekmesi yüzünden siyah poşetin yanında büfelerden beyaz poşet istenmesinin yaygın olduğunu aktardılar.

Kayseri içinde az sayıda alkolsüz kafe bulunuyor. Bu kafelerden birisiyle yaptığımız görüşmede, polis ve belediyenin mekânın kapanması için sistemli baskı uyguladığı belirtildi. Bazı geceler canlı müzik yaptıklarını anlatan işletmeci; “Desibel cihazımız bulunmasına rağmen, müzik yüksek gerekçesiyle para cezaları kesiliyor. Sık sık ‘uygulama’ adı altında kimlik kontrolleri yapılıyor. Müşteriler taciz edilmeye çalışılıyor. Ramazanda kapatmıyoruz kafemizi. Ancak genelde diğerleri kapatıyor. Birkaç kez alkol ruhsatı için girişimde bulunduk, olmadık gerekçeler öne sürdü belediye. Şofben yok diye kafemiz mühürlendi bir keresinde. Biz de vazgeçtik. Kayseri’de kafelere karşı genelde bir negatif tutum var. Bizim buraya türbanlı da geliyor. Ama insanlar kafeleri kötülük yuvası görüyor” dedi.

KAMUDA GÜNLÜK DURUM…

Kamuda türban hayli yaygın. Özellikle belediyelerde kadın çalışanların büyük kısmı türbanlı. Belediyenin yanı sıra sağlık ve milli eğitimde türbanlıların çalışabildiği aktarıldı. Özellikle cuma namazı saatinde kamuda yaşam duruyor. Kayseri’deki bütün okullarda istisnasız bir müdür yardımcısının din ve ahlak öğretmeni olduğu belirtildi. Aktarılan çarpıcı olaylardan biri de, gazete ana bayisine “Anket yapıyoruz” diyerek gelen bazı kişilerin, muhalif gazete ve dergileri hangi tali bayilerin sattığına ilişkin bilgileri toplaması oldu.

***

Kayseri’de genç olmak...

KAYSERİLİ gençler, dışarıdan gelen üniversiteli gençlerin kendilerine nazaran daha rahat olduklarının altını çiziyor. Özellikle de öğrenci evlerinin bulunduğu Talas’ın durumu örnek gösterilirken bir genç, “Merkezdeki arkadaşımızın evine karanlık çökünce adeta hırsız gibi gidiyoruz, etraftan görülmesin diye” diye durumunu anlattı. Kentte gezme-tozmanın sınırlı olduğunu anlatan gençler, “Ailem görür, mahalleden görürler” kaygısıyla öyle el ele, kol kola, sarılarak dolaşmanın olanaksız olduğunu ifade etti. Buradan hareket eden gençler, Kayseri’de erken evliliğin yaygın olduğunu belirttiler. Nitekim, özellikle kızların “En azından evlenir, eşimle gezerim” dediğini ancak bunun yine de pek mümkün olmadığını vurguladılar. Görüşme yapılan bir genç, evlerdeki “Oturmalar”a katılmadığı için dışlandığını, çocukluk arkadaşı bile kalmadığını söylerken, “Gitmeyince selamı sabahı kestiler” dedi. Kamuda, uzun saçlı, küpeli birine karşı önyargı olduğunu anlatan gençler, memurlar bu tür kişilerin işini zorlaştırdığını belirttiler.

Bu arada Erciyes Üniversitesi’nde akademik kadro açısından beyin göçü olduğu belirtilirken, dışardan gelen öğretim üyelerinin ilk fırsatta Kayseri’den uzaklaştığı vurgulandı. Üniversite içindeki sosyal bir tesiste personele yönelik içki servisi de yapılan bir yer olduğu, ancak bir süre sonra tesisin dışarıya açıldığı, bu yüzden de sıklıkla kavga-tartışma yaşanmaya başladığı belirtildi. Hizmet kalitesi de giderek düşürülen tesisin, böylece içki servisini kaldırmasının sağlanmak istendiği ileri sürüldü.
 
BİRGÜN - 4 Mart 2009

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.