2 Temmuz yaklaşırken

2 Temmuz yaklaşırken

2 Temmuz yaklaşırkenALİ BALKIZ / EVRENSEL Sivas-Madımak katliamının 16. yılına günler kaldı. Sadece Aleviler değil, bütün demokrasi güçleri,...

A+A-

2 Temmuz yaklaşırken2 Temmuz yaklaşırken

ALİ BALKIZ / EVRENSEL

Sivas-Madımak katliamının 16. yılına günler kaldı. Sadece Aleviler değil, bütün demokrasi güçleri, yıllardır her yıl dönümünde, Sivas’a gidiyoruz. Gidemeyenler, nerede bulunuyorlarsa orada, bu katliamı protesto eden, Madımak’ta hayatlarını kaybeden sevgili canlarımızın anısına, onların değerlerine sahip çıkmak adına düzenlenen etkinliklere katılıyorlar.

Katliamı takip eden ilk yıllarda, bir-iki otobüs dolusu kararlı-cesur-inatçı insan, Sivas’a ulaşabiliyor iken, keskin nişancıların, uzun namlulu silahların gölgesinde, “Acaba neler olabilecek?...” kaygısıyla otele kadar ulaşıp karanfil bırakıyorlarken, bu saygı gide gide 50-60 binlere ulaştı.

Bu yükselişin üç nedeni var:

Birincisi; başta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Sivas’ta yakınlarını kaybeden ailelerin dirençleri;

İkincisi; demokrasi güçlerinin kararlı katkıları.

Ve böyle bir katliamın bir kez daha yaşanabileceği korkusu-kuşkusu ile duyarlı hale gelmiş olan geniş kitlelerin harekete geçmiş olmaları.

Dördüncü bir etken olarak sayabileceğimiz bir başka neden ise; Sivas Halkı’nın bu ayıba ortak olmamak, bu ayıptan kurtulmak istemleri.

O kara günde, Sivas’ta 400 bin kişi yaşıyordu. Otel’in önüne gelenlerin sayısı 10-15 bin kişi tahmin ediliyor.

Buradan hareketle şunları sorabiliriz:

Müslümanlar” imzasıyla dağıtılan, “Cihat” içerikli bildiriye uyup otelin önünde toplananlar mı asıl Müslümanlardı, uymayanlar mı?...

Aradan geçen 10-15 yıl sonra, bu çağrıya uymayanlar; o katliamı, bitişik mahallelerden, cadde ve sokaklardan görenler, evlerinde TV ve radyolardan duyup izleyenler bu soruları yanıtlıyorlar.

Yanıtları; “Herkes kendine Müslüman, bu bir insanlık ve vicdan işidir. Can almak, cana kastetmek dinlerden, inançlardan, yaşam anlayışlarından, kültürlerden bağışık, bir insan olup olmamak sorunudur” olmalı ki; o gün Madımak Oteli’nin önüne gelmeyenlerin önemli bir kısmı, bu acıyı yüreğinde hissediyor, hissetmekle kalmıyor, ya balkonuna çıkıp Madımak’a yürüyenlere, el sallıyor, alkış tutuyor, çiçek atıyor, ya da gelip korteje katılıyor.

Böylece 50-60 kararlı, inatçı, cesur insanın başlattığı ve yıllardır sürdürdüğü eylem, bu yıllarda 50-60 bin kişiye ulaştı.

Devlet, Hükümet, AKP, Başbakan, “Unutun, unutalım, kaşımayın, kinle nefret duygularını körüklemeyin” diyorlar. Başta Alevi örgütleri olmak üzere, demokrasi güçleri ise; “Unutmayacağız, unutturmayacağız, yoksa yeniden yaşatırsınız” diyorlar.

Bu farklı iki söylem ve tutum gereği olarak da; Hükümet tarafı, toplumda oluşmuş olan onca kanı ve baskı karşısında, Madımak Oteli’ni DÖSİM mağazası ve bir anı köşesi yaparak durumu geçiştirmeye çalışırken, Alevi örgütleri el ve ağız birliğiyle buranın müze olmasını istiyorlar. Dünya’da pek çok örneği olduğu gibi insanlık adına ibret abidesi.

Bu vahşetin Sivas’ta yaşanmış olması, bu anıtın Sivas’ta oluşturulacak olması Sivaslıları neden rahatsız etsin?...

Sivaslılar neden incinsin bundan. Eğer o katliamın ortağı değillerse…

EVRENSEL - 19.06.2009

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.