ABF : Hükümet; AİHM'nin Zorunlu Din Dersi kararına uymak zorundadır

ABF : Hükümet; AİHM'nin Zorunlu Din Dersi kararına uymak zorundadır

ABF : Hükümet; AİHM'nin Zorunlu Din Dersi kararına uymak zorundadır.BASINA VE KAMUOYUNA*Başbakanlık, AİHM’nin Zorunlu Din Dersi kararına...

A+A-

ABF : Hükümet; AİHM'nin Zorunlu Din Dersi kararına uymak zorundadırABF : Hükümet; AİHM'nin Zorunlu Din Dersi kararına uymak zorundadır.

BASINA VE KAMUOYUNA

*Başbakanlık, AİHM’nin Zorunlu Din Dersi kararına uymaya davetimize cevap vermediği için, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine başvuruyoruz.

*Hükümet; AİHM’nin Zorunlu Din Dersi kararına uymak zorundadır.

12 Eylül Askeri darbesi ile ülke yönetimine el koyanlar yapmış oldukları 82 Anayasa’sı ile, temel hak ve özgürlükleri yok etmişlerdir. Laik bir ülkede olmaması gereken Zorunlu Din Dersi uygulamasını yaşama geçirmişler ve 82 Anayasası’nın 24. Maddesine yerleştirdikleri, “Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi İlk ve Ortaöğretim Kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır.” hükmü ile, temel hak ve özgürlüklerden olan inanç ve eğitim özgürlüğünü ortadan kaldırmışlardır.

Alevi örgütleri on yıllardır, Alevi toplumunu asimile etmenin en önemli aracı olan Zorunlu Din Dersi uygulamasına karşı, demokratik zeminde ve hukuk alanında mücadele etmektedirler. Demokratik alanda verilen mücadele sürmektedir.

Hukuki alanda verilen mücadelede başarı elde edilmiş; hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ve hem de İç hukukta Danıştay nezdinde davalar kazanılmıştır.

AKP iktidarı, Aleviler yok saydığı için, ayrıca biraz da, bu dersi okuyanlarca ülke yönetimine taşındıklarının bilinde olduğu için, bu kararı da yok saymaktadır. İktidarın böyle bir keyfiyeti olamaz. Mahkeme kararlarını uygulamamak iç hukukumuzda Anayasal suç olup, uluslararası zeminde ise devlete itibar kaybettiren bir olgudur.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Hasan Zengin ve Eylem Zengin adına yürüttüğümüz dava 1448/2004 sayılı başvuru ile görüşülmüş ve 09.10.2007 tarihinde nihai karar verilerek, zorunlu din dersi uygulamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ek:1 nolu protokolün 2. Maddesi ile düzenlenmiş olan eğitim hakkına aykırı olduğunu tespit etmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu kararına, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından üç aylık yasal süresi içinde, Büyük Daire nezdinde itiraz edilmediğinden, karar 09.01.2008 tarihinde kesinleşmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararına karşı hükümetin yapacağı tek işlem vardır: O da yargı kararının gereğini yapmaktır.

AKP’ nin bu yok saymacılığını ve inançlara karşı objektif olmadığını kamuoyuna göstermek için, AİHM kararına uymalarını ihtar için davalı T.C. Hükümeti Başbakanlığı’na 11.06.2008 tarihinde 04247 sayılı dilekçe ile başvurduk. AİHM’nin 1448/2004 sayılı kararının gereğini yapmaları talep ettik. Karar ile ilgili olarak yapılan işlemlerin tarafımıza yazılı olarak bildirilmesini de istenmemize rağmen, bugüne kadar her hangi bir işlem yapılmamıştır.

Tarafımıza; Başbakanlık Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı, Başbakanlık İletişim Merkezi tarafından gönderilmiş olan, son derece özensiz bir şekilde tarihsiz ve sayısız yazı ile yazımızın sonucunun “ALO 150”  hattını arayarak veya www.basbakanlik.gov.tr adresindeki  “BİMER” logosunu tıklayarak öğrenilebileceği bildirilmiştir.

BİMER üzerinden yaptığımız araştırmada; yazımızın 11.06.2008 tarihinde Başbakanlık tarafından Milli Eğitim Bakanlığına gönderildiği, Milli Eğitim Bakanlığı’nın da 12.06.2008 tarihinde kendisine bağlı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığına gönderdiği, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının da 12.06.2008  tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir başka birimi olan Prensipler ve Eğitim Sistemi Daire Başkanlığına gönderdiği görülmüştür. 12.06.2008 tarihinden sonra yapılmış herhangi bir işlem gözükmemektedir.

Hükümet tarafından başvurumuza bir cevap verilmediği ve AİHM’in bu kararı ile ilgili olarak hiçbir işlem yapılmadığı için; Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine başvuru yapmakla karşı karşıya kalmış bulunuyoruz. Çünkü; Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM kararlarının uygulanıp uygulanmadığını da, denetleyen bir organdır.

Ülkemiz insanının ihtiyacı ve demokrasinin gereği olduğu için zorunlu din dersi uygulamasına son verilmelidir.

AKP; AİHM kararına uymalı ve Anayasa’nın 24. Maddesinin “Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi İlk ve Ortaöğretim Kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır.” fıkrasını kaldırarak, zorunlu din dersi uygulamasını bitirmelidir.

Zorunlu Din Dersi uygulamasına karşı vermekte olduğumuz demokratik ve hukuki mücadele, bu ders kalkıncaya kadar sürecektir.

Saygı ile kamuoyunun bilgisine sunarız.13.08.2008

Ali BALKIZ
ABF Genel Başkanı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.