ABF'den Bayraklı'ya Tepki

ABF'den Bayraklı'ya Tepki

ABF'den Bayraklı'ya TepkiAlevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Mustafa ÖZARSLAN yaptığı yazılı açıklama ile Marmara Üniversitesi...

A+A-

ABF'den Bayraklı'ya TepkiABF'den Bayraklı'ya Tepki

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Mustafa ÖZARSLAN yaptığı yazılı açıklama ile Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Bayraktar Bayraklı'nın bir Televizyon programında Aleviler ile ilgili sarfettiği sözlere tepki gösterdi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi :

Geçtiğimiz günlerde, Devlet Bakanı Faruk Çelik’in “Alevi çocukları din eğitimini cemevlerinde alsın” biçimindeki demeci (ki; Sn Bakan ertesi gün böyle söylemediğini, gazetenin sözlerini çarpıttığını ifade etti.) sonrasında gelişen tartışma çerçevesinde Genel Başkanımız Ali Balkız, bir tv kanalının haber programına telefonla katılarak, düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmış ve özetle şunları söylemiştir: “Ne yazık ki; bu “Alevi Çalıştayı”denilen mesai büyük bir hüsranla, boş olarak ve elde var sıfır ile sonuçlanmıştır. Şu an tartışmakta olduğumuz konu da bunun bir kanıtıdır. Cemevleri yasal bir statüye kavuşturuldu mu ki, orada Alevi çocukları din eğitimi alsınlar, önce oradan başlamak gerekmez mi? AKP, samimi idiyse eğer; neden Anayasa değişikliği paketinde bu konular yok?.. Kaldı ki Alevi çocukları kendi inançlarını, onun teorisini, pratiğini önce ev içinde devamında da cemevlerinde zaten öğreniyorlar. ”

Bu telefonla katılma sonrasında ise; Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Prof Bayraktar Bayraklı söz almıştır. “çok değerli konuğumuz” diye takdim edilen Bayraklı, ipesapa gelmez sözler söyleyerek, Alevileri rencide edici, küçümseyici, asimilasyoncu bir tutum takınmıştır.

Bir gün sonra Genel Başkanımızın, “söz hakkımız doğdu, rencide edildik, sözlerim kesildi, kaldığı yerden yeni bir program istiyoruz” talebine, tv yönetimi olumlu yanıt vermiş olmasına karşın, ilahiyatçı Bayraklı, “Ben kimse ile polemiğe girmem, aynı masayı paylaşmam” diyerek Genel Başkanımız ile birlikte programda  olmayı reddetmiştir. “Bayraklı stüdyo’da Balkız telefonda” önerisini de Genel Başkanımız reddetmiştir. Olayın kısa özeti bu.

Asıl önemlisi, bu ilahiyatçı profesörün o programda söyledikleri:

Kimi tümceler şöyle: “Şimdi efendim cemevleri kendilerini islamın dışında tutuyorlarsa bir diyeceğimiz yok yani adamlar diyorlarsa biz Müslüman değiliz….”

“…. Mezhepler din koymaz, bunlar kültürdür, dini Allah koyar, Allah seçmeli olmaz…. Memleketin çocuğuna Allahı anlatacağız. Aleviler de bunu öğrenecek, bunu öğreteceğiz.”

“… Eğer onlar  Müslümansa Müslüman eğitimi alacaklar, kuran eğitimi alacaklar.”

“… Allah aşkına bu insanlar bir defa Allahını bilmeli, Allahını bilmeli. Bunlara bizim Allahlarını öğretmemiz lazım. ”

“Aleviliğin ahireti yoktur, mezheplerin ahreti olmaz, cennet-cehennemi olmaz, Allahın olur.”

Bayraklı, Alevilerden bahsederken, “adamlar”, “onlar”, “bunlar”, “insanlar” gibi sıfatlar kullanmıştır. Oysa biz hep; “Sünnilik, Sünniler, Sünni kardeşlerimiz” deriz. Bu dersi bir kere öğrenmelidir ki, öğrencilerine de doğruyu anlatabile.

Sonra; her ilahiyatçı, diyanetçi, politikacının yaptığı gibi; “Eğer Müslümanlarsa…” diye başlayan bir cümle kurmaktan vazgeçmelidir. Alevilerin kendilerini nasıl tanımladıkları ile yetinmeli ve buna saygı duymalıdır.

Daha sonrasında da; Alevilere, Allahlarını, kitaplarını öğretme cüretinde bulunmamalıdır. Merak ediyorsa eğer; Alevilerin tanrı anlayışını, “Eline-diline-beline sahip olma” kuralını, “ikrar verme, yola girme,” “dede-talip” ilişkisinin, cem’in, cemevinin, dört kapı-kırk makamın ne demek olduğunu öğrenmelidir.

Belki son olarak; bütün bu tarihsel süreç boyunca, benzer telkin, davet, hatta tehdit ve dayatmaların bir işe yaramadığını, Aleviliğin ve Alevilerin hep kendini koruyageldiğini ve bundan böyle de koruyabileceğini aklının bir köşesine (elbette yer kalmışsa ) yazmalıdır.

Son sözümüz de kamuoyu’nadır:

Alevi Açılımı”, “Alevi Çalıştayı” vb. deniliyor ya, bu çalışmaları yürüten AKP hükümeti’nin akıl hocaları bu tür Prof’lar olduğunca, ne “Eşit Yurttaşlık Hakkı” olacaktır ne de laik ve demokratik bir Türkiye’ye kavuşabileceğiz. Daha kötüsü, bu tür Prof’lar kendilerine benzer öğrenciler yetiştiriyorlar. O nedenle ülkemizi zor günler bekliyor.

Saygılarımızla.

Mustafa ÖZARSLAN
Genel Sekreter

KAYNAK : Alevihaber.com - 8 Nisan 2010

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.