AİHM: 'Din' hanesi insan hakları ihlali

AİHM: 'Din' hanesi insan hakları ihlali

AİHM: 'Din' hanesi insan hakları ihlaliMahkeme, kimlik kartlarında “din” ibaresinin yer almasını insan hakları ihlali olarak değerlendirirken,...

A+A-

AİHM: 'Din' hanesi insan hakları ihlaliAİHM: 'Din' hanesi insan hakları ihlali

Mahkeme, kimlik kartlarında “din” ibaresinin yer almasını insan hakları ihlali olarak değerlendirirken, Kürt kökenli isimlerde “q, x, w” gibi harflerin kullanılmamasını ihlal olarak görmedi. AİHM’nin kararları bundan sonraki benzer nitelikli davalar için örnek oluşturacak

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), tartışmalı iki konuda Türkiye aleyhine açılan davalarda kararını açıkladı. Mahkeme, kimlik kartlarında “din” ibaresinin yer almasını insan hakları ihlali olarak değerlendirirken, Kürt kökenli isimlerde “q, x, w” gibi harflerin kullanılmamasını ihlal olarak görmedi. AİHM’nin bu iki konuda aldığı kararlar bundan sonraki benzer nitelikli davalar için örnek oluşturacak.

Davalardan ilki, kimlik kartında yer alan din hanesine “İslam” yerine “Alevi” ibaresini koydurmak isteyen Sinan Işık adlı bir vatandaş tarafından açıldı. Bu talebi resmi makamlar tarafından reddedilen Işık, konuyu yargıya taşıdı. Mahkemenin görüş istediği Diyanet İşleri Başkanlığı, “Aleviliğin bir din değil mezhep” olduğunu belirtti. Mahkeme de Diyanet’in görüşüne dayanarak Işık’ın başvurusunu reddetti. Yargıtay’dan da aynı sonuç çıkınca 2005’te AİHM’ye başvuran Işık, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına alan 9., adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. ve ayrımcılığı yasaklayan 14. maddesini ihlal ettiğini savundu.

Kimlikten kalkacak

Konuya genel bir perspektiften yaklaşan AİHM, kimlik kartlarında “din” hanesinin bulunmasının başlı başına insan hakları ihlali olduğuna ve devletin bu konuda tarafsız olması gerektiğine hükmetti.

AİHS’nin 9. maddesinin ihlal edildiğini belirten AİHM’nin kararı, halen uygulamada olan “istenmesi halinde din hanesinin boş bırakılması” uygulamasının da insan hakları açısından yetersiz olduğu anlamına geliyor.

Karara itiraz etme hakkına sahip olan Türkiye’nin üç ay içinde itiraz etmemesi durumunda karar kesinleşecek ve Türkiye ilgili uygulamayı değiştirmezse kimliğinde din hanesinin yer almasını istemeyenler için AİHM yolu açılacak.

“q, x, w” başvurusuna ret

Kimlik kartlarında yer alan Türkçe isimlerin, içinde “q, x, w” harflerinin de yer aldığı Kürtçe versiyonlarıyla değiştirilmesini talep eden Kürt kökenli sekiz Türk vatandaşı tarafından açılan dava da AİHM tarafından karara bağlandı.

Türk yargısına başvuran davacıların talepleri “alfabede bu harflerin bulunmadığı” gerekçesiyle reddedilmişti. Bunun üzerine AİHM’ye başvuran davacılar, günlük yaşamda kullandıkları isimlerin resmi kimliklerde yer almamasının özel yaşamın ihlali ve ayrımcılık anlamına geldiğini savundu.

İlerleme Raporu’nda da vardı

Yıllar önce Avrupa Birliği Komisyonu’nun da İlerleme Raporu’na yansıttığı bu sorun, AİHM tarafından insan hakları ihlali olarak görülmedi. AİHM, Kürtçe isimlerin Türkçe ortografa (imla kurallarına) uygun olarak kullanılmasının önünde yasal bir engel olmadığına ve diğer ülkelerde de benzer uygulamalar bulunduğuna dikkat çekerek, Türk makamlarının bu konudaki değerlendirme marjının insan hakları açısından sorun yaratmadığına hükmetti.

GÜVEN ÖZALP Brüksel

Işık: Din ibaresi kalkmazsa ‘Alevi’ yazdıracağım

AİHM’de açtığı davada, nüfus cüzdanındaki din ibaresinin kaldırılması kararı alınmasını sağlayan Sinan Işık (48), “Bu karar sessiz devrimdir. Devlet hem laik olsun, hem insanlığa layık olsun. Ancak, illa kalması yönünde bir uygulama olursa, ben yine ‘Alevi’ yazılması için mücadelemi sürdüreceğim” dedi.

Konak Belediyesi’ne bağlı Toros Kütüphanesi’nde çalışan Işık, altı yıl önce AİHM’ye açtığı davadan talebi yönünde karar çıkması için zorlu bir mücadele verdiğini belirterek, şunları söyledi:

Gerçekten çok önemli, beklediğim tarzda bir karar çıktı. Hatta, AİHM hâkiminin gerekçesi, benim ağzımdan çıkmış gibi. Türkiye’ye hayırlı olmasını temenni ediyorum. Kıymetini bilecekler için önemli bir karar. Sonuçta haklı çıktığım için sevinçliyim, insani mücadelemi başarıyla sonuçlandırdığıma inanıyorum. Ben, Aleviliğin, İslam dışı olduğuna kesin olarak inandım. Alevi olarak doğdum, yaşadım ve öleceğim. Bu nedenle nüfus cüzdanımdaki din hanemde ‘İslam’ yazılmasını kabullenemedim, bu yükü de taşımak istemedim. Çünkü benim dini tercihim bu. Devlet hem laik olmalı, hem de insanlığa layık olmalı. Artık ortada bir AİHM kararı var.”

Işık, hükümetin “Alevi açılımı”na güldüğünü belirterek, “Açılım yapmak isteyenlerin de işi zor. Müslümanlık ile Aleviliği nasıl formüle edecekler? Benim ibadet yerim cemevleridir. Eğer bu süreçte cemevlerine garip bir statü verilirse, onun için de mücadele etmeye hazırım” diye konuştu.

En çok tepkiyi Aleviler verdi

Işık, dava sürecinde “misyoner, vatan haini, ajan” gibi birçok suçlamayla karşılaştığını, en çok tepkiyi Alevilerden aldığını belirterek, şöyle konuştu: “Herkes, dini inancından dolayı başına bir şey gelmesinden korkuyor. Sayıları 10 milyonlarla ölçülen bir Alevi toplumu var, görmezden gelinemez. Laik toplumlarda bu tip korkuların olmaması gerekir.” 

TURAÇ TOP İzmir DHA

Milliyet - 3 Şubat 2010

Etiketler : , , , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.