Aile kütüklerinden din ibaresi kalksın teklifi

Aile kütüklerinden din ibaresi kalksın teklifi

Aile kütüklerinden din ibaresi kalksın teklifiBarış ve Demokrasi Partisi, aile kütüklerinde bulunması gereken kişisel bilgiler arasından...

A+A-

Aile kütüklerinden din ibaresi kalksın teklifiAile kütüklerinden din ibaresi kalksın teklifi

Barış ve Demokrasi Partisi, aile kütüklerinde bulunması gereken kişisel bilgiler arasından ''din'' ibaresinin kaldırılması için kanun teklifi verdi.

ANKARA - Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda bir fıkranın yürürlükten kaldırılmasına ilişkin kanun teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu.

Teklif, ''Aile kütüklerinde bulunması gereken kişisel bilgiler'' arasında yer alan 'din' ibaresinin kaldırılmasını öngörüyor.

Teklifin gerekçesinde, Anayasanın 24. maddesinde, ''Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz'' ibaresinin yer aldığı anımsatıldı.

Gerekçede, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda, ''Nüfus cüzdanına bireyin dini de yazılır'' hükmünün bulunduğu belirtilerek, ''Bu durum, bireyi, dini inancını ve kanaatini açıklamaya zorlamadır. Dolayısıyla, düşünce, din ve vicdan özgürlüğünün engellenmesidir.

Nüfus cüzdanlarına dinin zorunlu olarak yazılması anayasaya aykırılık gösterdiği gibi, Türkiye'nin imza koyduğu başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve BM Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi olmak üzere birçok sözleşmeye de aykırıdır'' denildi.

Anayasanın 2. maddesinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olduğuna işaret etmesine rağmen, Türkiye'deki siyasi yapılanmanın karakterinden, başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, kurumların ve kadrolarının niteliğinden, devletin Sünni-İslam yönünün baskın olduğunun görüldüğü savunuldu.

Gerekçede, ''Böyle olunca da ülkemizdeki farklı din ve inançların kendilerini açığa vurmaları, özgürce ibadet etmeleri, kendilerini özgürce tanımlamaları da zor bir hal alır. Başta, kendilerini sadece Alevi olarak tanımlayan, tanımlamak isteyen Aleviler olmak üzere, farklı din ve inanç sahiplerinin bir hukuksuzlukla karşılaştıkları söz konusudur.

Bu durum, Anayasa'ya, Türkiye'nin imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 7/1-e fıkrasının kaldırılması demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti için zorunludur'' görüşüne yer verildi.

NTV - AA - 13 Ocak 2010 Çarşamba

BDP'den 'Aile kütüklerinden din ibaresi kaldırılsın' teklifi

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, aile kütüklerinde bulunması gereken kişisel bilgiler arasından "din" ibaresinin kaldırılması için kanun teklifi verdi.

Halis, Nüfus Hizmetleri Kanununda bir fıkranın yürürlükten kaldırılmasına ilişkin kanun teklifini TBMM Başkanlığına sundu. Teklif, "Aile kütüklerinde bulunması gereken kişisel bilgiler" arasında yer alan ’din’ ibaresinin kaldırılmasını öngörüyor.

Teklifin gerekçesinde, Anayasanın 24. maddesinde, "Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz" ibaresinin yer aldığı anımsatıldı. Gerekçede, Nüfus Hizmetleri Kanununda, "Nüfus cüzdanına bireyin dini de yazılır" hükmünün bulunduğu belirtilerek, "Bu durum, bireyi, dini inancını ve kanaatini açıklamaya zorlamadır. Dolayısıyla, düşünce, din ve vicdan özgürlüğünün engellenmesidir.

Nüfus cüzdanlarına dinin zorunlu olarak yazılması anayasaya aykırılık gösterdiği gibi, Türkiye’nin imza koyduğu başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve BM Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi olmak üzere birçok sözleşmeye de aykırıdır" denildi. Anayasanın 2. maddesinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olduğuna işaret etmesine rağmen, Türkiye’deki siyasi yapılanmanın karakterinden, başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, kurumların ve kadrolarının niteliğinden, devletin Sünni-İslam yönünün baskın olduğunun görüldüğü savunuldu.

Gerekçede, "Böyle olunca da ülkemizdeki farklı din ve inançların kendilerini açığa vurmaları, özgürce ibadet etmeleri, kendilerini özgürce tanımlamaları da zor bir hal alır. Başta, kendilerini sadece Alevi olarak tanımlayan, tanımlamak isteyen Aleviler olmak üzere, farklı din ve inanç sahiplerinin bir hukuksuzlukla karşılaştıkları söz konusudur. Bu durum, Anayasa’ya, Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Nüfus Hizmetleri Yasasının 7/1-e fıkrasının kaldırılması demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti için zorunludur" görüşüne yer verildi.

RADİKAL - 13.01.2010

Nüfus cüzdanından 'din hanesi' kaldırılsın

Nüfus cüzdanından 'din hanesi' kaldırılsınBDP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, nüfus cüzdanından din hanesinin çıkarılması için, "Nüfuz Hizmetleri Yasası'nın 7/1-e fıkrasının yürürlükten kaldırılması" teklifini verdi.

Ankara - BDP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis nüfus cüzdanından din hanesinin çıkarılması için Nüfuz Hizmetleri Yasası'nın 7/1-e fıkrasının yürürlükten kaldırılması için kanun teklifi verdi. Halis teklifinin gerekçesinde 'nüfus cüzdanına bireyin dininin de yazılması'nın bireyin dini inancını ve kanaatini açıklamaya zorlama olduğunu, bunun da düşünce, din ve vicdan özgürlüğünü engellemek olduğunu kaydetti.

Halis Meclis Başkanlığı'na sunduğu kanun teklifinde 2006 tarihli Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 7/1-e fıkrasının yürürlükten kaldırılmasını istedi. Teklifin gerekçesinde, Anayasa'nın 24'ncü maddesinde 'herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz' ifadesinin yer aldığına dikkat çekilerek 24 Nisan 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 7/1-e fıkrasında ise "Nüfus Cüzdanına bireyin dini de yazılır" ifadesinin bulunduğu kaydedildi. Bu durumun bireyi, dini inanç ve kanaatini açıklamaya zorlama anlamı taşıdığı, düşünce, din ve vicdan hürriyetine aykırı olduğu ifade edilen gerekçede şöyle denildi:

"Nüfus Cüzdanlarına dinin zorunlu olarak yazılması Anayasaya aykırılık gösterdiği gibi, Türkiye'nin imza koymuş olduğu, başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi olmak üzere birçok sözleşmeye de aykırıdır. Anayasanın 2. maddesi, 'Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir.' dese de, Türkiye'deki siyasi yapılanmanın karakterinden ve başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, kurumların ve kurum kadrolarının niteliğinden, devletin Sünni-İslam yönünün baskın olduğu görülür. Böyle olunca da ülkemizdeki farklı din ve inançların kendilerini açığa vurmaları, özgürce ibadet etmeleri, kendilerini özgürce tanımlamaları da zor bir hal alır. Başta, kendilerini sadece 'Alevi' olarak tanımlayan, tanımlamak isteyen Aleviler olmak üzere, farklı din ve inanç sahiplerinin bir hukuksuzlukla karşılaştıkları söz konusudur. Bu durum hem Anayasaya hem de Türkiye'nin imza koyduğu Uluslararası Sözleşmelere aykırılık göstermektedir. 5490 sayılı kanunun 7/1-e fıkrasının kaldırılması demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti için zorunludur."

Cumhuriyet - ANKA - 13 Ocak 2010

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.