AKP'nin Çöküşü ve Reha'nın Çamuru..

AKP'nin Çöküşü ve Reha'nın Çamuru..

AKP'nin Çöküşü ve Reha'nın Çamuru.. Ali YILDIRIMAKP çöküyor ve ilk önce gemiyi dönekler terk...

A+A-

AKP'nin Çöküşü ve Reha'nın Çamuru.. AKP'nin Çöküşü ve Reha'nın Çamuru..

Ali YILDIRIM

AKP çöküyor ve ilk önce gemiyi dönekler terk ediyorlar.

AKP’de bir yama gibi duranlar, gelip saçak altlarına sığınanların kimi sessizce kimi ise “dövüşerek” mahalleyi terk ediyorlar.

Reha Çamuroğlu’nun başbakan Erdoğan’ın danışmanlığından ayrıldığını yazıyor gazeteler. Basına yansıyanlara bakılırsa Reha çekilirken bile onurlu demiyeceğim ama en hafif deyimiyle dürüst davranmaktan uzak duruyor. AKP’den ayrılmayı düşünmediğini söyleyerek Tayyip’in eteklerine tutunmaya devam ediyor, “Hükümet Alevilere ayrımcılık yapmaya devam ediyor” diyerek aralarına dönmek istediği ahaliye mesaj veriyor.

İnandırıcılığı olamayacak bir tutum, siyaset yaptığını sanıyorsa bile çok zavallıca.

Reha’nın haline sevinir misin üzülür müsün?

Duygusallığı bir yana bırakıp AKP’nin Alevi politikasına dair üzüntüden öte bir şeyler söylemek lazım.

AKP’nin tüm toplumun partisiyiz aldatmacası Reha’nın mektubu ile resmi olarak böylece son buluyor. Baştan beri iyi kamufle edildiği sanılan, liberal tatlı su yazıcılarının “AKP’nin demokratlığı” çığırtkanlığıyla perdelenen oyunda perde kapanıyor.

AKP aslına rücu ederken kimliğini rengini takiyyesiz ortaya koyuyor. Bizim için AKP hep buydu demek kolay! Ama işin bir de laik, demokrat ve cumhuriyet değerleri çizgisindeki Alevi toplumunu ifal etme, yoldan çıkarmaya eylemli kalkışma boyutu var. Reha için sözkonusu olan budur.

Reha AKP saflarına geçerek ikrarını bozmuş, ikrarını kırmıştır.

Reha AKP’ye katılarak kirlenmiştir.

Reha’nın kirlenmesi iş, aş vaadiyle AKP’ce aldatılan Tuncelili sıradan Alevi Ali Güler’in kirlenmesine benzemez. Aydın olmanın, yazar olmanın, örgüt yöneticisi olmanın, öncülüğe soyunmanın belli sorumluluk ve yükümlülükleri vardır. Toplumun önüne çıkmadan kendi mekanınızda yazsanız belki kimse sizin yakanızı tutmayabilir. Ama önderliğe kalkıştığınızda her adımın hesabını vermeden, yaptıklarınıza dair sorgudan/görgüden geçmeden yapamazsınız. Yine kişisel olarak alıp başınızı gitmekte elbette özgürsünüzdür. İstediğiniz bataklığa koşmakta, dilediğiniz çamura bulanmakta, celladınıza aşk ilan etmekte kuşkusuz serbestsinizdir. İntiharınız kendi ellerinizden olabilir. Fakat bir büyük toplumu 4 bin yıllık değerlerini inkar etmeye, kendi varoluşuna sırt çevirmeye, kendinizle birlikte çamura bulanmaya davet etmişseniz ve hatta kendi kişisel istikbaliniz için bilinçli olarak toplumu alet etmeye kalkışmaktan geri durmamış iseniz orda durum bambaşka bir renk alır. Bu renk kırmızıdır, ateşte sınanma ve hesap verme kırmızısı. Ve asıl önemlisi yüreğinize ve “çağırdığınız yer”e hesap verme hali…

AKP VE ALEVİLERİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ

AKP’nin oyununa gelmeyen, siyasal İslamcı rengini ve siyasallaşmış dinsel ideolojik karakterini tahlil etmekte zorlanmayan Alevi toplumu 2002 ve 2007 seçimlerinde AKP’den bir tek oyunu bile esirgemiştir. AKP çevreleri tüm ülke sathında şu ya da bu oranda aldatmadığı ve oltasına takmadığı hiçbir kesim bırakmamışken Alevi toplumunun kendisine bu açıktan karşı duruşunu hazmedememiş, içine sindirememiştir. Aleviler AKP’nin dini siyasete alet eden, anti laik, cumhuriyet değerleri ile barışık olmayan, yalnızca kendisine demokrat ve küresel sermayenin yeni atı olma gerçekliğini daha 2002’de tespit etmişlerdir.

AKP Alevileri de yedeğine almak, Alevileri kırmızı çizgilerinden vazgeçirmek planlarını 2007 seçimlerinde “devşirmeleri” aday yaparak  uygulamaya koymuş ve fakat Alevi toplumu “Hızır Paşa”dan beri bildiği bu oyunu elinin tersi ile itmiş, boşa çıkarmıştır.

Alevi toplumu’nun 2007 seçimlerindeki tercihi çok açık ve net bir biçimde kırmızı çizgilerine sahip çıkmak şeklinde olmuştur. Aleviler laiklik, demokrasi ve cumhuriyet değerlerini varoluşlarının esası olarak görmüşlerdir. Altı yıllık AKP hükümet politikaları Alevilerin bu tercihlerinin ne kadar yerinde ve tarihsel bir öngörünün sonucu olduğunu bir kez daha göstermiştir.

ALEVİ İFTARİ VE DEVŞİRMELERİN BİTİŞİ

Seçimlerde Alevilerden yüz bulamayan devşirmeli AKP bu kez de Alevi inancına dair değerler üzerinden ve devşirmeleri kullanarak Alevilere çengel atma manevrasına girişmiş, muharrem ayında Ankara’da bir büyük otelde “Alevi iftarı” düzenleyeceğini ilan etmiştir. Bu AKP için Alevilerden bir arka bahçe yaratma operasyonu karşısında Alevi toplumu bir ve bütün olarak onurlu bir duruş sergilemiştir.

Bu tertipe karşı Ankara’da bir araya gelen Alevi dedeleri Alevi hukukunun bir gereği olarak “Alevi değerlerini hiçe sayan, hafifi alan, onu siyasal bir mezeye dönüştüren ve Alevi iftarı diye sunulan bu yemeğe katılacak olanların” DÜŞKÜN olacaklarını ilan etmişlerdir. Dedelerin çağrısı büyük bir yankı yaratmış, hiçbir gerçek Alevi davete icabet etmemiş, AKP çevreleri başbakanın başkanlığında kendi kendine iftar yapmak durumunda kalmıştır. Alevilerin AKP ve devşirmelerin oyununa gelmeyerek başbakanın siyasal iftarına karşı aldıkları tutum Türkiye’de AKP yandaşları dışındaki tüm kesimlerce ayakta alkışlanmış, onurluca bir davranış olarak, övgüye değer bir eylem olarak nitelendirilmiştir.

AKP anlayışının iki seçime ek olarak Aleviler karşısında “Alevi iftarı” özel hüsranı olmuştur. Başbakanın “Alevi işi de tamam” hevesiyle olur verdiği iftarı kendi kendine yapmak zorunda kalması sonucunda morali bozulmuş, “bu ne rezalet”, “bunlar nasıl insanlar, başbakanın çağrısına bile uymuyorlar, bu Alevilerden hiçbir şey olmaz!” diyerek devşirmeleri azarlamış ve sözde “Alevi açılımı”nı o noktada kapatmıştır. Ve Alevilere dair bütün planlarını boş bir çaba olduğunu görerek hemen oracıkta devşirmelerin ipini çekmiştir…

Üç sonuç ortaya çıkmıştır ve üçü de hayırlı olmuştur:

Aleviler tarihsel duruşlarına uygun hareket etmişlerdir. Bozulmadıklarını göstermişlerdir.

AKP Alevileri arka bahçe yapamayacağını görmüş, oyunu bırakmıştır.

Devşirmeler ortada kalmışlar ve iyice kendi çamurlarına bulanmışlardır.

AYRIMCILIK AKP’NİN KARAKTERİDİR…

Reha’nın Erdoğan’a mektup yazarak “Alevilere yönelik ayrımcılık devam ediyor” diyerek “danışmanlığından” ayrılması Reha’yı suça iştirakten alıkoymadığı gibi ancak ve ancak AKP’nin ayrımcı karakterinin göz önüne serilmesinde basit ek bir kanıt olabilir.

Çünkü AKP’nin Anayasanın 10.maddesini çiğneyerek yurttaşlar arasında ayrımcı politikalar uygulaması son 10 ayın eseri olmayıp tersine AKP’nin iktidar olduğu 3 Kasım 2002 tarihinden beri uyguladığı temel bir hükümet politikasıdır. Mektubu Reha’yı kurtarmaz, Reha AKP’nin Alevilere yönelik 5 yıldır uyguladığı, ayrımcı, hukuksuz ve eşitsiz politikalarını görerek, bilerek ve farkında olarak bu aleme dahil olmuştur. Ben biliyordu ve fakat değiştirebileceğimi sandım savunmasına ise çocukları bile inandıramaz.

Evet sorun ne Reha ne de Reha’nın inandırıcılığı sorunu değildir.

Sorun bir partinin, bir iktidar partisinin toplumun çok önemli bir parçasını yok sayması, ona hiçbir hak ve hukuk tanımaması ve en önemlisi onu “öteki” olarak görmesidir. Bu durumda “neden Alevi kökenli bir il emniyet müdürü dahi yok” sorusu çok naif kalmaktadır.

AKP’nin anti laik cumhuriyet değerleri ile kavgalı icraatlarından elbette tüm toplum kesimleri mağdur durumdadır. Ne var ki bu süreçte en fazla mağdur edilenin Aleviler olduğunu da gözlerden uzak tutmamak gerekir.

Aslına bakılırsa Alevilerin talepleri tüm toplumun gözü kapalı altına imza atacağı taleplerdir:

Laiklik, demokrasi, cumhuriyet değerleri, eşitlik ve insanca yaşama koşulları…

Öyleyse AKP’nin ayrımcı politikaları ve ortaya çıkan gerçek yüzünü tüm toplumun kucaklaşmasını sağlayacak bir fırsata dönüştürmek zamanıdır.

ALİ YILDIRIM
ALEVİ HABER AJANSI - 13 Haziran 2008

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.