Aksiyona Göre AKP nin Sözde Açılımı Alevi Devrimi !

Aksiyona Göre AKP nin Sözde Açılımı Alevi Devrimi !

Alevi devrimiAK Parti'nin projesiyle 3 bin kadrolu dede, cem evi ve tekkelere atanarak bilinçli nesiller yetişecek. Aleviler içindeki parçalanmışlık...

A+A-

Aksiyona Göre AKP nin Sözde Açılımı Alevi Devrimi !Alevi devrimi

AK Parti'nin projesiyle 3 bin kadrolu dede, cem evi ve tekkelere atanarak bilinçli nesiller yetişecek. Aleviler içindeki parçalanmışlık son bulacak. Alevi, Bektaşi, Caferi, Mevlevi ve Nusayriler, cumhuriyet döneminde ilk kez kabul görüyor.
  
Alevi vatandaşlarımızca her platformda dillendirilen “cemevlerinin ibadethane statüsüne alınması, dedelere kadro verilmesi ve Aleviliğin kurumsallaştırılması” taleplerini çözmek üzere AK Parti hükümeti, elini taşın altına koyuyor. Reha Çamuroğlu tarafından proje haline getirilen öneriler, kabul görürse tarihî bir adım atılacak. Devrim niteliğindeki bu projeler, Aleviler içindeki parçalanmışlığı ortadan kaldıracak, Aleviliğin İslam içinde bir inanç olduğu ortaya çıkacak, rayından çıkmış görüntüsü veren inanç, geleneksel ve doğru yapısına kavuşacak.

Alevilerin bu talepleri geçmişte Cem Vakfı, Ehli Beyt Vakfı gibi kuruluşlar tarafından çeşitli platformlarda dile getirildi. Bu istekler her hükümet döneminde masaya getirildi. Demokratik Sol Parti'nin iktidarda olduğu ilk dönemlerde Başbakan Bülent Ecevit'e de benzer talepler iletildi; ancak “Bunun için erken” cevabı alındığında umutlar yeniden bir başka bahara bırakıldı. Alevilerin CHP ile özdeşleşen siyasi yönelişleri de bu partide anlamlı bir karşılık bulmuyordu aslında. 22 Temmuz seçimleri öncesinde Aleviliği İslam dışı gören federasyon yetkilileri, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile milletvekilliği pazarlığına girişip 11 aday üzerinde anlaştı. Ancak CHP ne Alevileri listesine aldı ne de sorunlarına çözüm yolu gösterdi.

ÇAMUROĞLU HAZIRLADI, ERDOĞAN ONAYLADI

Son genel seçimlerden önce AK Parti hükümeti, Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle Alevilerin Makâlât gibi önemli eserlerini basıp gün yüzüne çıkardığında 'asimile ediyorsunuz' tepkileriyle karşılaştı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Antalya'nın Tekke köyündeki Alevilik Enstitüsü'nü himayesine alıp her türlü maddi-manevi desteği vereceğini vaat etti. Alevilerin sorunlarını çözmeye niyetli AK Parti hükümeti de, son olarak Reha Çamuroğlu'nun projelerini sahiplendi.

Tarihçi Reha Çamuroğlu, milletvekili olacağını bilmediği günlerde Alevilerin sorunlarının nasıl çözüleceğine dair çeşitli projeler hazırladı. Elindeki dosyayı da uygun bir zamanda yetkili mercilere sunmayı planlıyordu. O günlerde Çamuroğlu'na Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından milletvekilliği teklif edildiğinde projenin hayata geçme ümidi daha da arttı. Başbakan Erdoğan'a seçimler sonrası projenin sunulması planlanıyordu ki sınır ötesi operasyon tartışmaları bunu tehir etti. Çamuroğlu, önce Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan sorumlu Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu'na, ardından Başbakan'a projelerini detaylı biçimde anlattı. Aleviliğe nasıl yansıyacağı, Aleviliği İslam dışı gören kesimlerin hiçbir dayanağı kalmayacağı, Ali'siz Alevilik tezinin son bulacağı konularını aktardı. Başbakan Erdoğan, Çamuroğlu'na çalışmaları başlatması talimatını verdi.

İNANÇ ÖNDERLERİ MÜTEVELLİ HEYETİ

Reha Çamuroğlu'nun hazırladığı projeye göre Alevi, Bektaşi, Caferi, Mevlevi ve Nusayrilerin inanç önderleri devlet kadrosuna alınacak. Cemevi, tekke, ocak gibi yerlere ikişer görevli atanacak. Bu süreçte 657'ye tabi, sözleşmeli ve istisnai memur (özel kalem müdürü, bakan müşaviri) gibi kadrolar tahsis edilecek. Bu inanç gruplarının önde gelen temsilcilerinden oluşan 40 kişilik bir mütevelli heyeti oluşturulup tüm kararlar burada alınacak. Mesela dede ve zâkirlerin nasıl, hangi kurallara göre seçileceğini bu heyet belirleyecek.

Heyet, Aleviliği İslam içinde sayan ve azınlık olarak görmeyen kesimlerden oluşacak. Abdal Musa Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ertuğrul Aslan, ocakların hepsini toplayacaklarını söylüyor: “Önder konumundaki insanları bir araya getireceğiz. Bunların hepsi kâmil insanlardan seçilecek. Sivil toplum kuruluşlarının ve değişik kurumların önerdiği isimler de yer alacak.” Mesela Alevilerin önde gelen dedeleri, Bektaşilerin dedebabaları, Caferilerin lideri, Nusayrilerin lideri bu listede yer alacak. Yeni yapılanmada Balkanlar ve Avrupa da unutulmayacak.

3 BİN KİŞİLİK ALEVİ DİN ADAMI KADROSU YOLDA

İlk etapta 3 bin kişiye kadro verilmesi düşünülüyor. Ancak Reha Çamuroğlu, bu sayının daha da artacağını ifade ediyor. Diyanet içinde ya da Diyanet'e benzer bir kurum oluşturulup nasıl bir müfredatın takip edileceği de netleşecek. Böylece Aleviler arasındaki farklılıklar giderilip homojenleşme sağlanacak. Ertuğrul Aslan'a göre müfredatın en önemli noktası Kur'an içinde gerçek İslamiyet'in anlatılması: “Cem ibadetimizin her noktası, Kur’an içindeki mevcut hususlara dayanmaktadır. Gerçek İslamiyet'i gün ışığına çıkartacağız. Kimsenin bir şey kaçırmaya niyeti yok. Kardeşlik ve barışın tesisi, bilinmezlik perdesinin aralanması bizim amacımız.”

Ankara ve İstanbul'da ise müfredat eğitimi alacak dedelere Alevi antropolojisi, sosyolojisi ve tarihi gibi konular anlatılacak. Müfredat da devlet gözetiminde belirlenecek. Aslan'ın ifadesiyle devlete her aşamada hesap verilecek.

Kadro verilirken ilk etapta ilkokul ya da üniversite mezunu gibi ayrım uygulanmayacak. Çünkü Alevi dedelerinin eğitim dönüşümünün birkaç yıldan daha uzun süreceği öngörülüyor. Buna rağmen atanacak dedelerin “topluma yön verip veremeyeceği, fikren doluluğu” dikkate alınacak. Antalya'nın Elmalı ilçesine bağlı Tekke köyü'nde kurulacak enstitü de Alevilerin ilahiyatı konumuna gelecek. Üniversite mezunu, hatta mastır ve doktora yapan dedeler buradan yetişecek. Dedelerin eğitim düzeyinin yükselmesiyle, Alevilerin önderleri hem bilgili ve donanımlı olacak hem de önüne gelen çıkıp “Ben dedeyim” diyemeyecek.

BEDRİ NOYAN: CİDDİ DEĞİŞİM YAŞANACAK

Son Bektaşi dedebabası Bedri Noyan'ın oğlu Kurtçebe Noyan, kimin Alevi dedesi olup olmadığının nasıl ayırt edileceğinin belli olmadığını söylüyor. “Ocakzâde dedeler dışında bir sürü insan çıkıyor. Bin kişilik Alevi toplumunda, mesela 500 kişi dedeyim diye geziyor.” diyen Noyan, devletin dedeleri eğitip maaşa bağlaması ile Alevi kesiminde çok ciddi bir değişim yaşanacağını düşünüyor.

Bu noktada Alevi dedelerine kadro verilmesi ve resmî bir kurum altında örgütlenmelerinin yanı sıra cemevlerine, cami ve kilise gibi ibadethane statüsü verilmesi talep ediliyor. “Din değil inanç” diye kabul edilen Alevliğe böyle bir hak verilmesi halinde farklı inançlara sahip birçok kesimin benzer taleplerle gelmesi söz konusu olacağı ifade ediliyor. Bunun yerine cemevlerine özel bir statü verilmesi de gündeme gelebilir.

Henüz uygulamaya geçmese de “Başlamak niyetin yarısıdır.” diyen Reha Çamuroğlu'nun öncülüğünde hazırlanan projeye, Alevilerin büyük çoğunluğu olumlu yaklaşıyor. Kurtçebe Noyan'a göre devlet bu açılımıyla “Alevi kesimi kabul ediyorum” diyor. “Devlet Alevi vatandaşların varlığını, dinî ihtiyaçlarını kendi bilgileri, görgüleri ve usulleri çerçevesinde değerlendirmesini kabul ediyor. Alevilerin varlığını ve ibadetlerini kendi istedikleri gibi yapmaları anlamına geliyor. Bu, devleti temsil eden kurumlar açısından bir ilk.” diyen Noyan'a göre öğretmen/mürşit konumunda bazı dedeler bilgisizlikten gülünç duruma düşüyor. Önemli kısmı bilgisiz kalan Alevi dedeleri, bu açılımla 'daha bilgili, liyakatli ve müspet' yetişecek.

DEDELİK İÇİN SOY DEĞİL, LİYAKAT ARANACAK

Bektaşilikte liyakat ön planda iken Alevilerde dedelik babadan oğula geçiyor. Kurtçebe Noyan da liyakatsiz dedelerin Alevi toplumunun başına geçtiğinden dert yanıyor. Çamuroğlu'nun projesinin devreye girmesiyle liyakat ön planda tutulacak. Hatta Noyan'a göre Aleviliğin en temel gelenekleri arasında sayılan 'dedeliğin babadan oğula geçmesi' geleneği de değişebilir: “Dede olmak için babanızın dede olması gerekiyor. Belki bir süre sonra babadan oğla değil, liyakate göre bir mertebe olabilir. Liyakat ön plana çıkarsa bu kırılma olabilir. Uzun süreden beri bu konu camiada konuşuluyor.”

Bektaşiler de sorunsuz değil. Bedri Noyan Dedebaba'nın vefatının ardından Bektaşilerin içinden üç tane dedebaba çıktı. Bu yapının kurulmasıyla çok başlılık son bulup bir tane dedebaba seçilmesi sağlanacak. Ertuğrul Aslan da hiyerarşik yapıyı AK Parti'nin sahip çıktığı bu gelişmeler üzerine düzelteceklerini anlatıyor.

Birikimli dedelerin yetişmesiyle Alevileri temsil ettiği iddiasında bulunan dernek ve vakıfların da gözden düşmesi, Aleviliği İslam dışı sayan anlayışın yok olmaya yüz tutması, Avrupa'da Aleviler azınlık tanımlarının zeminsiz kalması amaçlanıyor. “Alevileri ocaklar temsil ediyor. Dersine iyi çalışmış, geçmişte ateist-Marksist ideolojiye sahip öğrencilerin malzemeleri ellerinden alınırsa, siyaset yapma olanağı ortadan kalkar. Dernek ve vakıflar belirli siyasi partilerin arka bahçesi olmaktan çıkar.” diyen Ertuğrul Aslan, tüm bunlara rağmen, Aleviliği İslam dışında gören bu dernek ve vakıfların Alevi toplumunda etkili olduğuna inanmıyor.

“Toplumu alıp da yanlış bir yere götüremez. Ama bugünkü ortam buna müsait. Bu açılım, bunları engelleyecek bir başlangıç olacak. Hem ülkenin bütünlüğü hem geleceği açısından çok önemli.” diyen Kurtçebe Noyan, Alevi toplumunun büyük bölümünün eğitilmesiyle sorunların kendiliğinden çözüleceğini belirtiyor. Yani Alevi toplumu, AK Parti’nin son dönemlerdeki açılımlarının nimetlerini görmeye hazırlanıyor.

İbrahim Doğan

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy389 = 'i.dogan' + '@';

addy389 = addy389 + 'aksiyon' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

var addy_text389 = 'i.dogan' + '@' + 'aksiyon' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

( '' );

389 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


AKSİYON - Sayı: 678 - 03.12.2007 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.