Alevi kökenli bir IŞİD'ci yakalanmış!

Alevi kökenli bir IŞİD'ci yakalanmış!

Bir IŞİD militanı yakalanmış. Yakalanan militan Dersimli bir Alevi...Herkes şaşkın...Ama ne yalan söyleyeyim ben o kadar da şaşırmadım.

A+A-

Bir IŞİD militanı yakalanmış. Yakalanan militan Dersimli bir Alevi...Herkes şaşkın...Ama ne yalan söyleyeyim ben o kadar da şaşırmadım. Çünkü sahada sürekli Alevilerin her kesimiyle iç içe olan bir kurum yöneticisi olarak uzun zamandır asimilasyonun yoğun etkisini gözlemliyorum. Asimilasyon illa da "ben artık Alevi degilim" demekle olmuyor. Aleviyim diyorlar ama Cemevine geliyorlar; Kuran okunmasını, namaz kılınmasını istiyorlar. Cenaze erkânlarında salavat getirilmesini, "Allah-u Ekber" denilmesini, kendi ana dilini bırakıp Arapça dua okunmasını talep ediyorlar. Hatta kadın erkek cemlerde ayrı oturulmasını savunuyorlar. Aleviliğin İslamla, Ehlibeyt ve On iki imam sevgisi dışında hiçbir ortak noktası olmamasına rağmen kendilerini İslam'ın aslı ve İslam'ın direği olarak tanımlıyorlar.

Aleviliğin insanlık tarihinin en başından beri insanlığın özüne ait bütün olumlu değerleri sahiplenen, her türden hiyerarşi ve tahakküm ilişkisini reddeden, eşitlikçi, demokratik, çoğulcu, paylaşmayı ve dayanışmayı esas alan, insanlar arasında dil, inanç, cinsiyet, etnik köken vs. ayrımı yapmayan, insana insan olduğu için değer veren, 72 millete tek nazarla bakan, kendisini dinler üstü gören, İslam dahil hiç bir dinin kalıpları içine sığdırılamayan, bütün alemi bir gören, her şeyin ortak bir özden geldiğine inanan, bu yüzden de var olan her şeyi kutsal bilen, doğaya saygı duyan, insanı merkeze alan anlayışının sistemli çabalarla tanınmaz hâle getirilmeye başladığını görüyoruz.

Aleviliğe ait otantik değerler ve pratikler olan, kendi anadilimizde okuduğumuz gulbenglere, deyişlere, devriyelere, semahlara, saza, söze, muhabbete artik daha az yer veriyoruz. Doğan boşluğa siyasal islama ve dinciliğe ait çeşitli söylem ve pratikler yerleşiyor.

Kendi yöneticisi olduğumuz Batıkent Cemevi'nde gerek cenaze erkânlarında, gerek cemlerde gerekse de diğer inanç pratiklerinin Aleviliğin kendi özüne uygun olarak gerçekleştirilmesi noktasında oldukça ısrarlı davranıyoruz. Ama üzülerek belirtmeliyim ki Türkiye'de bu ısrarda olan Cemevlerinin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Özellikle cenazelerde namaz kılınması, Kuran okunması, salavat getirilmesi, Allah-u Ekber denilmesi gibi talepleri kesinlikle reddettigimiz için birçok yurttaşla tartışmalar yaşıyoruz. Yeri geliyor kendi akrabalarımızla bile karşı karşıya geliyoruz. Biz yine de bu talepleri reddediyoruz. Ama dediğim gibi bu Cemevlerinin sayısı çok az...Çoğu Cemevi baskılara karşı koyamayarak artık cenazeleri İslamcı bir anlayışla kaldırıyorlar.

Sadece cenazelerde değil diğer birçok konuda da benzer gelişmeler yaşanıyor. Hayırlı cumalar diyen, hatta cuma namazına giden, kandil kutlayan, ramazan cemi yapan Aleviler var. Örnekler çoğaltılabilir. Yapılması gereken silkinip Aleviliğin özüne dönmek ve Aleviliğe ait olmayan İslamcı değerleri, pratikleri ve söylemleri Aleviliğin bünyesinden söküp atmaktır. Bunun için net, ısrarlı ve kararlı olmaktır. Yoksa açık söylüyorum. Biz böyle örnekleri daha çok görürüz.

Onur Şahin

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.