Alevi Raporu açıklandı

Alevi Raporu açıklandı

Alevi Raporu açıklandı AKP Hükümetinin, "Alevi Çalıştayları Nihai Raporu" açıklandı. Raporu seçimler öncesi...

A+A-

Alevi Raporu açıklandı Alevi Raporu açıklandı

AKP Hükümetinin, "Alevi Çalıştayları Nihai Raporu" açıklandı. Raporu seçimler öncesi açıklayan Bakan Çelik'e göre, Alevilerin ihtiyaçları için sonra Diyanet çatısı altına alınması planlanan bir vakıf kurulacak, zorunlu din dersi kaldırılmıyor, Cemevleri ibadethane olarak kabul edilmeyecek.
 
ANKARA- Devlet Bakanı Faruk Çelik, Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'nde yaptığı basın toplantısında "Alevi Çalıştayları Nihai Raporu"nu açıkladı. Raporda, Alevilerin bazı taleplerinin yer aldığı görüldü ancak Bakan Çelik, bu taleplerin karşılanmayacağı yönünde mesajlar verdi.

DİYANET ÇATISI ALTINDA VAKIF

Çelik'in verdiği bilgiye göre, Alevilerin ihtiyaçlarına cevap verecek, vakıf şeklinde sivil bir yapılanma esas alınıyor. Bu vakfın da Alevilerin kaldırılmasını istediği Diyanet İşleri Başkanlığı'nın çatısı altında yer alması planlanıyor.

Çelik, "Alevi paydaşların bir vakıf bünyesinde toplanarak faaliyet göstermesini esas alan bu çalışma kapsamında, kısa vadede, ihtiyaç duyulacak kaynağın sağlanması, yer tahsisi ve inanç rehberlerinin eğitimi için üniversiteler bünyesinde enstitü kurulması gibi çözümlerin ilgili kesimlerle tartışmaya açılacağını" söyledi.

Çelik, bu vakfın, Diyanet İşleri Başkanlığı çatısı altında yer alıp alamayacağının orta ve uzun vadede değerlendirileceğini belirtti.

ZORUNLU DİN DERSİ KALDIRILMIYOR

Bakan Çelik, zorunlu din dersi konusunda ise sadece müfredatın değiştirileceğini bildirdi. Çelik, AİHM'in Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu yönündeki kararını "sadece müfredata ilişkin" olarak yorumlarken, Din Öğretimi Genel Müdürlüğünü'nün çalışmasıyla "nesnellik ve çoğulculuk" ilkeleri ışığında hazırlanan yeni müfredatın, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında okutulacağını söyledi. Çelik, yeni müfredatta Nusayri ve Caferilerin taleplerinin de olduğunu belirtti.

Bakan Çelik, zorunlu din dersinin kaldırılmasını isteyen Aleviler için ise "Bütün bunların, hamı pişirmek yerine pişmişi ham etmek isteyenler" olarak tanımladı, "onlara rağmen 14 asırlık meseleyi 2 yılda çözdüklerini" savundu.

CEMEVİ'Nİ TEKKE İLE BİR TUTTU

Devlet Bakanı Faruk Çelik, Cemevleri'nin statüsü konusunda ise net bir karar olmadığını belirtti ancak hükümetin yaklaşımına ilişkin mesajlar verdi. Çelik, Cemevleri ile tekke ve zaviyelerin aynı olduğunu ima etti, yasalara göre Cemevleri'nin ibadethane statüsüne getirilemeyeceğini savundu. Bakan Çelik, aynı zamanda İslam dininin tek bir ibadethanesi olduğunu belirtti. Çelik'in konuya ilişkin sözleri şöyle:

"Cemevlerinin hukuki bir statüye kavuşturulması konusunda çalıştay katılımcıları arasında fikir birliği sağlanmıştır. Ancak bu statü, nasıl bir statü olmalıdır sorusu, karşımıza iki önemli tartışma alanı çıkarmaktadır. Bunlardan birincisi, konunun teoloji boyutuyla ilgilidir. Teoloji konusunda yetkin akademisyenler, inanç anlamında farklı yorumlar ve mezhepler olsa da Hristiyanlıkta ve Musevilikte tek bir ibadethane olduğunu, İslam dininin de ibadethanesinin tek olduğunu, farklı bir ibadethanenin farklı anlamlara yol açacağını dile getirmektedirler. Çalıştaylar sürecinde tartışılan diğer bir husus da konunun hukuki boyutlarıdır. Bu noktada; İnkılap Kanunu olarak bilinen, Anayasa'da ve Siyasi Partiler Kanunu'nda güvence altına alınan ve laiklikle doğrudan bağlantılı olan 1925 tarihli ve 677 sayılı tekke ve zaviyelerin kapatılmasını öngören kanun, temel belirleyici bir role sahiptir."

Faruk Çelik, bu kanunla, sadece cami ve mescitler korunduğunu, tüm tekke ve zaviyelerin kapatıldığını, Aleviliğe ve Bektaşiliğe has "dedelik, babalık, çelebilik" gibi unvanların yasaklandığını söyledi.

Çelik, "Bu düzenlemeleri yok sayarak, görmezden gelerek bulunacak her çözüm, yeni ve daha büyük sorunların ortaya çıkmasına yol açacaktır. Onun için herkesin, özellikle de siyasilerin; konuya ilişkin söylemlerine dikkat etmeleri, mevcut durumu dikkate almayan, sadece günü kurtarmaya yönelik çıkışlardan özenle kaçınmaları gerektiği inancındayım" dedi.

Çelik, "Bu raporda, Aleviliğin tarihsel temelleri, Aileviliğin, aidiyet, referans ve üzerine inşa edildiği mevcut sabitelerin tespiti, belli başlı kimlik problemlerinin yöneldiği ana güzergahlar, bugün net bir şekilde ortaya çıkan temel talepler değerlendirilmekte ve çözüm önerileri ortaya konmaktadır" dedi.

MADIMAK OTELİ

Devlet Bakanı Faruk Çelik, kamulaştırılan ve müze yapılması istenen Madımak Oteli konusunda ise şunları söyledi: "Çok sağlıksız bir bina. Uzaktan konuşulunca çok şeyler söyleniyor. Yerinde gördüğünüz zaman durumu çok farklı. Yıkılması doğru, ama yanındaki binalar için de yıkılması tehlike arz ediyor. Ayrıca, altından bir derenin aktığını da ifade edelim. Böyle bir yapısı var. Hem alan olarak yıktığınız zaman bir şey ifade etmiyor. Arada kalan bir yer. Çok geniş bir alanı istimlak etmeniz gerekiyor. O da kentin merkezinde bir yer. Başka sorunlar çıkarıyor. Yangın çıkarılan bölümünün, bir anma bölümü olarak tanzim edilmesiyle ilgili proje çalışması yapılmış."

Valilikçe hazırlanan projenin Nisan ayı sonu gibi tamamlanmasının amaçlandığını bildiren Çelik, "Madımak Oteli'nin artık bir çatışma, kavga alanı değil, geçmişten ibret alacağımız bir mekan haline dönüşmesi konusunda yaptığımız çalışmalarımız son noktaya geldi" dedi.

ALEVİ RAPORU

"Alevi Çalıştayları Nihai Raporu", "bağlam ve konsept", "referans ve sabiteler", "kimlik sorunları" ile "değerlendirme ve öneriler" olmak üzere 4 bölümden oluşuyor.

İlk bölümde, Alevi çalıştayları anlatılırken, ikinci bölümde "mağdur, mahrum, mazlum" kronolojik seyri takip edilerek Aleviliğin tarihsel geçmişi ele alındı. Üçüncü bölümde Alevilerin bugün yaşadığı kimlik sorunlarının, Alevilikten ve Alevilerden kaynaklanan boyutlarıyla devlet, sosyo kültürel yapı, gelenek ve modernleşmeden beslenen yanları sorgulandı. Son bölümde de kamuoyuna yansıyan haliyle sorunlar sıralanarak, çözüm yolları arandı.

Raporda, Aleviliğin tanımlanmasının, Alevilerin görevi olduğu belirtildi. Devlet ve toplum nezdinde Alevilerin ayrımcılığa uğradıkları yönündeki söylemlerin dikkate alınması, ayrımcılığa yol açan uygulamalara son verilmesi, hukuki mevzuatın ayrımcılığı besleyen ve kurumsallaştıran ögelerden bir an önce ayıklanması önerildi.

Raporda, Alevilerin de Diyanet İşleri Başkanlığının sunduğu hizmetlerden yararlanma hakkına sahip olduğu belirtilerek, "Diyanet ne Mevlevi ne Nakşibendiler gibi tarikatlar ne de Alevilik Nusayrilik gibi farklı inanç grupları için tasarlanmıştır. Bugün birçoğu ilgili yasa ve mevzuatlar gereği yasal bir statüye sahip olmayan bu yapılanmaların önündeki engellerin anayasal sistemin gereklilikleri içinde kaldırılması toplumda bir rahatlama sağlayacaktır" denildi.

Raporda, inanç hizmetleri konusunda Diyanet İşleri Başkanlığıyla hiçbir bağlantı kurmak istemeyen Alevilerin taleplerinin de dikkate alınması gerektiği belirtildi.

Zorunlu din dersleriyle ilgili anayasal bir düzenleme yapılmasının şart olduğu ifade edilen raporda, Milli Eğitim Bakanlığının, başta Aleviler olmak üzere tüm inanç gruplarının bu derslerden yararlanmalarını sağlayacak teknik çalışma yapması gerektiği savunuldu.

Kamulaştırılan Madımak Oteli'nin bir bölümünün, hayatını kaybedenlerin anısını hatırlatacak şekilde düzenlenmesi önerilen raporda, otelin girişine, olayı tel'in eden, ölenlerin isimlerinin de sıralandığı, "Ortak acı hatırası, sağduyu ve sevgi yoksunluğunun çok acı verici olaylarından birisi 2 Temmuz 1993'te burada yer alan Madımak Oteli'nde yaşanmıştır. Bu acı olayın kurbanlarının adlarını, diğer bütün sevgisizlik kurbanlarıyla birlikte, ortak ve derin bir acıyla ve rahmetle anıyoruz" ifadelerine yer verilen bir pano asılması tavsiye edildi.

Rapordaki diğer öneriler ise şöyle: Aleviler arasında kutsal olarak bilinen Aşure Günü'nün resmi tatil yapılması, Hacıbektaş ilçesinin misyonuna uygun şekilde ihya edilmesi, burada aynı adla bir üniversite açılması, kimi Alevi köylerine konan örseleyici isimlerin iptal edilmesi.

Raporda, Bakan Çelik'in söylediklerinin aksine, cemevlerine hukuki statü kazandırılması ve ihtiyaçlarının eşitlik ilkesine uygun şekilde devletçe karşılanması gerektiği belirtildi.

İnanç vergisi konusuna da değinilen raporda, konunun toplumsal, dinsel, kültürel maliyetleri gözününde bulundurularak değerlendirilmesinin doğru olacağı kaydedildi.

Etkin Haber Ajansı / 31 Mart 2011 Perşembe

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.