Aleviler AİHM'e gidiyor

Aleviler AİHM'e gidiyor

Aleviler AİHM'e gidiyor Aleviler, 2005 yılında Başbakanlık aleyhine açılan din hizmetlerinin kamu hizmeti olarak sunulması konusundaki davanın...

A+A-

Aleviler AİHM'e gidiyor Aleviler AİHM'e gidiyor

Aleviler, 2005 yılında Başbakanlık aleyhine açılan din hizmetlerinin kamu hizmeti olarak sunulması konusundaki davanın kaybedilmesi üzerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurmaya hazırlanıyor.

İSTANBUL - Alevi Vakıfları Federasyonu adına bir açıklama yapan Cem Vakfı Genel Başkanı Prof. İzzettin Doğan, 7 yıl boyunca verilen sözlerin yerine getirilmemesi ve Türkiye'deki iç hukuk yollarının sona ermesi üzerine AİHM'e başvuracaklarını söyledi.

İki bine yakın Alevi vatandaşın, Ankara 6'ıncı İdare Mahkemesi'nde Başbakanlık aleyhine açtığı davanın reddedilmesi, Danıştay 10'uncu Dairenin de bunu onaması üzerine Alevi dernekleri, davayı AİHM'e götürme kararı aldı. İçinde çeşitli Alevi derneklerini barındıran Alevi Vakıfları Federasyonu, konuyla ilgili The Marmara Oteli'nde bir basın toplantısı düzenledi.

Federasyon adına konuşan Cem Vakfı Genel Başkanı ve Alevi Vakıfları Federasyonu Onursal Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan, Türkiye'de iç hukukun tükenmesiyle birlikte Alevi derneklerinin yol haritasını paylaşmak üzere toplandıklarını söyledi.

Türkiye'de din hizmetlerinin bir kamu hizmeti olarak görüldüğünü ve ne şekilde yapılacağının kanunlarla belirlendiğini hatırlatan Doğan, “Anayasada din hizmetleri bir kamu hizmeti olarak kabul ediliyorsa, uygulamada o kamu hizmeti, dini inançları olan her vatandaşa eşit bir şekilde, ayrım yapılmadan ulaştırılması gerekir” dedi.

DİYANET VAHABİ İSLAM ANLAYIŞINDA

Türkiye'de Alevilerin sayısının 25-30 milyon olduğunu, yok sayıldıklarını ve yok sayılmaya devam edildiğini söyleyen Doğan, din hizmetlerinin Diyanet İşleri Başkanlığı'nca sadece Sünni İslam anlayışını, 8-10 yıldır da Vahabi İslam anlayışının yansıtacak biçimde sadece Sünni inancını benimsemiş insanlara verildiğini kaydetti.

Anayasa'da da yer aldığı gibi insanların yasalar önünde eşit olduğunu vurgulayan Doğan, hükümetlerin bu eşitliği hiçbir zaman yürürlüğe koymadığını, etnik ya da dini sıkıntıların bundan kaynaklandığını belirterek, idarenin kamu hizmeti niteliğindeki din hizmetlerinde hiçbir ayrıma gidemeyeceğini ifade etti.

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) iktidara geldiklerinde Aleviler'in çektikleri zahmetleri daha kolayca anlayacağını ve sorunlarını çözmek için kolları sıvayacaklarını düşündüklerini kaydeden Doğan, şunları söyledi:

Ama huzurlarınızda açıkça söyleyeyim, tam 5 yıl bekledik. 5 yıl en ufak bir hareket olmadığını görünce olayı yargı ortamlarına taşımak zorunda kaldık ve dava açtık. 2 bine yakın insanı temsilen Başbakanlık'a ve Milli Eğitim Bakanlığı'na açılan davalar nihayet kısa süre önce sonuçlandı ve kesinleşti.

Özetle, Ankara 6'ncı İdare Mahkemesi kararında Aleviler'in ciddi ve tutarlı bir inancı oluşturduğunu, bundan hiç kimsenin kuşku duymadığını ancak mevcut hükümleri karşısında mahkemenin vereceği başka bir karar bulunmadığını ve davanın reddedilmesi gerektiğine hükmetti. Biz bu karara karşı temyiz yolu olarak Danıştay'a müracaat ettik. Danıştay da temyiz merci olarak mahkemenin kararını yerinde buldu” dedi.

İzzettin Doğan, Aleviler'in dava konusu olan isteklerini, “Alevi vatandaşlara din hizmetlerinin kamu hizmeti olarak sunulması, Cem evlerinin resmi ibadethane statüsünde sayılması, inanç önderlerinin kamu görevlisi olarak istihdamı ve bu hizmetlerin verilebilmesi için genel bütçeden pay ayrılması” diye sıraladı.

AİHM'e başvuruyu 12 Eylül Referandumu'ndan önce yapma kararı aldıklarını kaydeden Doğan, bunun gerekçesini de, “Çünkü referanduma sunulacak olan Anayasa paketinde, bireylere Anayasa Mahkemesi'ne başvuru hakkı tanınıyor. Yani bizim için yeni bir hukuk yolu açılıyor. Onun için doğrudan AİHM'e gidemiyoruz. Referandum sonrası yeni maddeler için evet kararı çıkarsa, bundan sonra Anayasa Mahkemesi'ne başvurulara cevap almak daha uzun zaman alacağından başvurumuzu bugün yapacağız” diyerek açıkladı.

YENİ ANAYASA TOTALİTER REJİME GİTMENİN ZEMİNİNİ HAZIRLIYOR

Konuşmasının sonunda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Doğan, Başbakan'ın Alevi dedeleriyle ilgili sözleri için “İpe sapa gelmez, belki de kendi amacını aşan sözlerini de duymaktan büyük üzüntü duyduk” diye karşılık verdi.

Bir basın mensubunun “Referandumda Aleviler'in oyları ne olacak?” sorusuna ise Doğan, “Sayın Başbakan, Alevi yurttaşlara karşı bir ayrım içinde olmadığını anlatması yetmez. İnandırması gerekiyor. Bu Anayasa değişikliğinin, 24 maddenin üzerinde herhangi bir anlaşmazlık yok. Ama yargı organlarının yapısı söz konusu olduğunda, değiştirilmek istendiği biçimiyle yeni yargı tipi modeli yasama ve yürütmeye yargının da eklenmesi ve böylelikle totaliter rejime gitmenin zeminini hazırlamak olarak görüyoruz. Sayın Başbakan'ın bu konuda çok konuşması ve inandırıcı olması lazım. Yani buradan amaç bu iki maddeyle Aleviler'i tasfiye amacı gütmediğini, Aleviler'le ilgili öyle bir sorunun bulunmadığını, Aleviler'e karşı ayrımcı bir muamele yapmadığını, yapmak istemediği konusunda hem Alevi yurttaşları hem de Alevi yurttaşlarla etle tırnak gibi olmuş Sünni kardeşlerimizi ikna etmek zorundadır. Bence bu kampanyanın en kritik noktası budur. Bunu etmediği sürece benim oyum, İzzettin Doğan olarak hayırdır” diyerek cevapladı.

Radikal - DHA - 01.09.2010

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.