Aleviler ve iftira silahı

Aleviler ve iftira silahı

Aleviler ve iftira silahıZülfü Livaneli / VatanHiç küçümsemeyin: İftira bu ülkede çok güçlü bir...

A+A-

Aleviler ve iftira silahıAleviler ve iftira silahı

Zülfü Livaneli / Vatan

Hiç küçümsemeyin: İftira bu ülkede çok güçlü bir silahtır ve mücadele edilmesi çok ama çok zordur.

Atasözlerimize bakın: “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz!

Yani bir söylenti çıkmışsa, mutlaka gerçektir.

Alın size bir başka inci: “Adı çıkmış dokuza, inmez sekize!

Bu durumu saptayan söz ise şöyle: “Bir şeyin şuyuu, vukuundan beterdir.”

Yani söylentisinin yayılması gerçekten olmasından beterdir.

***

Hayatı boyunca iftirayla bunaltılmaya çalışılmış bir insanım.

Affınıza sığınarak iki örnek vereyim:

2002 seçimlerinde milletvekili adayı olduğum sırada, bütün CHP örgütleri benim şarkıları kullanmak istiyordu.

Yönetim yasakladı. “Sadece partinin seçtiği parçayı kullanacaksınız!“ dediler. (O parça da içinde Ak, ak, ak kelimelerini tekrarlayan, böylece bilmeden AKP propagandası yapan bir şarkıydı.)

Duruma çok üzüldüm ama sineye çektim. Şimdi öğreniyorum ki, o dönemde Türkiye’deki birçok il ve ilçeden gelen Livaneli şarkıları talebine “Çok yüksek telif hakkı istiyor, onun için kullanamıyoruz“ demişler.

Yasaklama değil ama bu iftira kanımı beynime sıçratıyor.

O meşhur hipodrom konserleri ve Taksim konseri dahil, beş kuruş almadan sahneye çıkan ve ülkenin en çok “dayanışma konseri“ veren insanına bu iftirayı hangi vicdan sahibi atabilir?

***

İkinci iftira şöyle; 12 Mart cuntasına kafa tutarak yaptığım ve içinde Deniz Gezmiş, Ulaş ağıtları bulunan albümü reddetmişim. Bunu hangi alçak uydurmuş bilmiyorum. Bu parçaları hâlâ bazı konserlerimde söylüyorum, kitabımda “Bu albüm benim onurumdur!“ yazıyorum ama iftira, doğrudan daha hızlı yayılıyor.

***

Bu iki örneği çoğaltabilirim ama benim bu öfkemin, koskoca Alevi toplumuna yüzyıllardır uygulanan iftira ve zulüm kampanyası yanında sözü bile edilmez.

Bu toprağın en namuslu, en dürüst, en aydınlık ve “eline, diline, beline sahip olmak“ ilkesiyle yaşayan kitlesine utanmadan “mum söndü“ iftirasını yakıştırmışlar.

Hem de kimler: Dört karı ve bir sürü cariye alanlar.

Ve bu yalan yüzyıllardır sürüp gidiyor, bakanların ağzından duyuluyor, bugün bile TV programlarında kullanılıyor.

Gerçek şu: Bu ülkede en büyük zulmü gören kitle Alevilerdir. İnançlarından dolayı iftiraya uğradılar, katledildiler, yasaklandılar ama “insan kalmayı“, erdemli yaşamayı sürdürdüler.

Bir tek TV kanalı değil, bütün Türkiye onlardan af dilemeli.

Zülfü Livaneli

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy32135 = 'zlivaneli' + '@';

addy32135 = addy32135 + 'gazetevatan' + '.' + 'com';

var addy_text32135 = 'zlivaneli' + '@' + 'gazetevatan' + '.' + 'com';

( '' );

32135 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


Vatan - 7 Ekim 2010

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.