Alevilere kollarımızı açma zamanı geldi de geçiyor

Alevilere kollarımızı açma zamanı geldi de geçiyor

Alevilere kollarımızı açma zamanı geldi de geçiyor     Mehmet Ali BİRAND / Hürriyet Bu hükümeti istediğimiz...

A+A-

Alevilere kollarımızı açma zamanı geldi de geçiyorAlevilere kollarımızı açma zamanı geldi de geçiyor    

Mehmet Ali BİRAND / Hürriyet
 
Bu hükümeti istediğimiz birçok konuda eleştirebiliriz, ancak bir yaklaşımları var ki, alkışlamamız gerekiyor. O da, toplumun bazı kesimleriyle barışma sürecini başlatmaları, hemen sonuç alamıyor olsalar dahi, kangrenleşmiş sorunlara el atmasını bilmeleridir. Belki çok becerikli değiller, belki parlak fikirleri yok, ancak samimiyetle temel sorunlarımıza el atma cesaretini gösteriyorlar. Bunların içinde en zorlarından biri de Alevi açılımı...

Bu hükümetin hayat felsefesini paylaşmıyorum.

İçki servisi yapılıyor diye anma günlerini reddeden AKP’lileri, ben de reddediyorum. Dindarlık kisvesi altında iş çevirenlerini sevmiyorum. Ancak, bu iktidarın bir yanı var ki, çok beğeniyorum ve destekliyorum. O da, toplumumuzun artık kangrenleşmiş bazı sorunlarına el atma cesaretini gösterebilmeleridir.

Erdoğan’ın üslubu hatalı, yaklaşımı gereksiz şekilde sert olabilir, ancak artık kokuşmaya başlamış sorunlara yaklaşımı da aynı oranda heyecan verici.

Kıbrıs sorununa o el attı.

Türkiye’yi Avrupa’ya taşıyacak ilk ve en cesur kararları o aldı.

Kürt ve PKK sorunlarına o çözüm aramaya cesaret etti.

Ermeni konusuna o elini daldırdı.

Daha önceki iktidarlar hiç oralı olmadılar.

Böyle gelmiş böyle gider dediler ve yollarına devam ettiler.

Biliyorum şimdi “Ne yaptılar ki? Yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar. Bir adım dahi ileri gidemiyorlar” diyeceksiniz.

Unutuyoruz, böylesine kökleşmiş sorunlar 2-3 ayda çözülemez.

Belki yeterince koordineli çalışamıyorlar. Kamuoyunu iyi bilgilendiremiyorlar. Müthiş bir vizyonları yok.

Ancak cesaretleri var. Her siyasetçinin korkup kaçtığı konuya bunlar el uzatıyorlar. Oy kaybetme pahasına çaba harcıyorlar. Hemen sonuç alamasalar bile, kutunun kapağını açmaları dahi alkışa değiyor.

ŞİMDİ SIRADA ALEVİLER VAR,  ANCAK...

İşte bu en büyük arı kovanlarından biri daha gündemde.

Bu ülke de, Alevilerin kaderleri de Kürtler gibi talihsizliklerle geçmiştir. Devlet, Kürt ve Alevi vatandaşları hep sakıncalı gördü ve sık sık komplolar düzenleyerek, bu kesimi hırpaladı. Hayatı zehir etti.            

Hem güvenlik açısından, hem de Sünni’lik adına Alevilik sürekli itilip kakıldı.

AKP’nin bu kovana el sokmasının ne kadar büyük bir cesaret işi olduğunu, konuyu yakından izleyenler bilir.

Ben de, Alevi vatandaşlarımızı, hem bu ülkenin temel direkleri ve laik sistemin güvencesi olarak görürüm. Hem de yaşam tarzlarını ve inanışlarını severim. Kendi kendime, “keşke zamanında öğrenebilseydim, ben de Aleviliği seçerdim” derim.

Özetle, çok sempati duyduğum bir kesimdir.

Aylardır, Devlet Bakanı Faruk Çelik’in yönetiminde, Alevi vatandaşlarımızın Sünni Devlete yönelik haklı güvensizliklerini giderebilmek için bir dizi toplantı yapılıyor.

Temel soru şu: Ne yapılmalı ki, Alevi vatandaşlarımız rahat etsinler, Devlete güvensinler?

Önce, çeşitli alevi kuruluşları, temsilcileri, dernekleri yani kim ne varsa toplanıp sorunları öğrenildi. Ardından, Akademisyenler bir araya geldi. Arka arkaya Bilim adamları, İlahiyatçılar, Sivil Toplum Örgütleri, Medya mensupları buluştular. Bu şekilde tam 6 çalıştay yapıldı.

Her biri, konuyu kendi penceresinden yorumladı.

Çok zengin, son derece önemli saptamalar yapıldı.

İnanılmaz bir fikir hazinesi doğdu.

Tüm çalışmalar bitince, hepsi bir araya getirilecek ve bir yol haritası çıkarılacak.

Ancak işin içine girdikçe, bu sorunun tümünden halledilmesinin ancak ve ancak, Alevilerin kendi aralarındaki sorunların çözülmesiyle gerçekleşebileceğine daha fazla inanır oldum. Ne yazık ki, bu çalışmalar adeta Aleviler arası görüş ayrılıklarına rağmen sürdürülüyor.

HİÇ DEĞİLSE İKİ NOKTADA ADIM ATALIM, GERİSİNİ ALEVİLERE BIRAKALIM

Aleviler çok parçalılar. Hemen her konuda farklı düşünüyorlar. Kılavuzları yok. Tam bir kaos içinde yaşıyorlar.

Böylesine bölünmüş bir kesimin kimlik ve dini referanslarına, Aleviliğin ne olduğuna Devlet kesinlikle karışmamalı. Bu sorunlar Alevilerin kendilerine bırakılmalı. Ancak, iki konu var ki, toplumsal barış adına o alanda adım atılabilir.

CEM EVLERİ, ibadethane olarak kabul edilip, maddi ve manevi destek verilmelidir. Cem evlerinin ne olduğuna devlet karışmamalı. Alevi vatandaşlar nereye ibadethane diyorsa, bizler de oraya ibadethane muamelesi yapmalıyız. Devlet, Alevilerin  Cem evlerine yardım etmeli.

ALEVİ EĞİTİMİ, hemen çözülebilecek ikinci sorundur. Okullarda, karikatür gibi 15-20 sayfalık Aleviliğin ne olduğunu anlatan bir eğitim yerine, doğru dürüst ders konmalı ve hepsinden de önemlisi, Alevilere zorunlu din dersi kaldırılmalı. Bir Alevi çocuğuna  Sünni’liği öğrenme zorunluluğu veya işkencesi bitirilmeli.

Unutmayalım, Aleviler de bizim özümüzdür.
 
Mehmet Ali BİRAND
Hürriyet - 25.11.2009

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.