Alevilik ve Kürtlük

Alevilik ve Kürtlük

Alevilik ve KürtlükMine G. Kırıkkanat / VATANAlevi Kürtlere ilişkin tarihsel verileri (bildiğim kadarıyla) sıralamadan önce vurgulamak...

A+A-

Alevilik ve KürtlükAlevilik ve Kürtlük

Mine G. Kırıkkanat / VATAN

Alevi Kürtlere ilişkin tarihsel verileri (bildiğim kadarıyla) sıralamadan önce vurgulamak isterim: Gerçek ne olursa olsun, toplumsal aidiyet her şeyden önce duygusal bir bilinçtir. Kimlerden ve nereden gelindiği değil, kimlerle ve nerede olunduğu inancı belirleyicidir. İsterse Türkmen asıllı olsun, birey kendisini Kürt diye tanımlıyorsa Kürt’tür. Zaten Atatürk de böyle düşündüğü içindir ki, Türkiye yurttaşlığının ulusal kimliğini, ‘Ne mutlu Türk olana’ değil, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ formülüyle ifade etmiştir. Dolayısıyla bu yazının biricik amacı, okullarda öğretilen resmi tarihin çoğu kez gizlediği, bazen de çarpıttığı gerçekleri doğrultmaktır.

Aslında doğrultmak bile sayılmaz, çünkü gerçekleri pek çok bilim insanı, yazar, araştırmacı onlarca yapıtta dile getirdi. Ben sadece bir toparlama yapıyor ve belki daha yüksek sesle söylüyorum, o kadar.

***

Alevilik konusunda en kapsamlı araştırmaları yapanlardan Cemal Şener’e göre, Türkiye’de yaşayan Alevilerin ezici çoğunluğu Türkmen. Alevi Kürtler de Aleviliği benimsemiş Kürt ve Zazalar değil... Tam tersi, Kürtleşen Türkmenler. Cemal Şener, Türkmenlerin Alevilikten vazgeçmeden Kürtleşmesini, Osmanlı’nın Yavuz Sultan Selim döneminde Alevilere karşı başlattığı ve bence Anadolu tarihindeki en büyük soykırım sayılması gereken katliamlar dizisinin yanı sıra, tehcir politikası olduğunu öne sürüyor.

Şener’e göre, Alevi Kürtlerin oluşumundaki iki faktörden biri, Orta Anadolu’da yaşayan Türkmenlerin Osmanlı baskısından kaçmak için Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelere sığınması ve zaman içinde Kürtleşmeleri. İkincisi, bizzat Osmanlı’nın, 1517’deki Çaldıran Savaşı’nı izleyen yüzyıl içinde düzenlediği birden çok resmi göç, yani tehcirle Türkmenleri, Kürt bölgesine sürmesidir. Bu sürgünlerin zaman içindeki sonucu, Türkmen kimliğinin asimilasyonu, ancak Alevilik inancının Kürtlük çatısı altında sürdürülmesi olmuştur.

Kürtçeyi ve Zazacayı Türkçe’den daha iyi konuşan bazı Alevilerin, ısrarla ’Biz Türküz!’ demesinin altında yatan neden, işte bu tarih ve Osmanlı’nın Türkmen politikasıdır.

Üstelik bu politika, Kürtlerin Osmanlı tarafından yüzyıllar boyunca önce Türkmenlere, sonra da Ermenilere karşı kâh ‘asimilatör’, kâh ‘tetikçi’ olarak kullanıldığı, adeta gelenek haline gelen bir manipülasyon stratejisinin başlangıcıdır.

***

Alevilik konusunda kayda değer araştırmalarıyla öne çıkan İsmail Onarlı, Kürtlere bölgeyi Osmanlı yararına ‘temizleten’ bu stratejinin bir başka uygulamasını da meşum Hamidiye Alayları’yla açıklar. Ermeni tehciri öncesi, Abdülhamit, 1890 yılında Şafii Kürtlerden oluşan ‘Hamidiye Alayları’nı, prensipte Ruslara karşı ‘sınır ötesi’ operasyonlar için kurdurmuştur. Ama pratikte, bu alaylar Ermeni ve Alevi köylerine baskınlar düzenleyip çapulculuk yaparlar!

Konu hakkında çok okudum. Ve Alevilik hakkındaki ilk iki yazıma bazı okurların, ‘Bunları nereden uyduruyorsun?’ tepkisine de çok şaşırdım. Türkiye’yi geniş genelinde cehalete mahkûm eden önyargı, tam da bu: İnsanlar, öğrenmek için aramaya zahmet, hatta merak bile etmedikleri için edinmedikleri bilgiyi yok saymakla kalmayıp ‘uyduruk’ diye suçlayabiliyorlar. Oysa kendilerini aptal yerine koyan, seyredeni de zaten aptallaştıran televizyon dizileri yerine birkaç kitap okusalar, hem cahil kalmayacak hem de cahilliklerini ortaya koyan sorular sormayacaklar. Ne okuyacaklarını bilmeyenler için, internette sınırsız kaynakça var.

Ben Alevi Kürtler üzerine ‘çapraz’ okumalar yaptım. Yukardaki alıntıların yazarları Cemal Şener ve İsmail Onar’ın verdiği bilgiler Doğan Avcıoğlu, Prof. Dr. Ömer Lütfü Barkan, Prof. Dr. Faruk Sümer gibi bilginlerin araştırmalarıyla desteklense de, doğruluğuna katıldığım bu bilgilerin başka bir sıralamayla hem daha anlaşılır, hem de daha gerçekçi olacağını sanıyorum.

Örneğin, Alevi Kürtlerin sadece 1517’den öteye Orta Anadolu’dan göçerek asimilasyona uğrayan Türkmenlerden ibaret olmadığını, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki Alevi Kürt varlığının 14. yüzyıla dayandığını düşünüyorum.

İleride yazarım.

Mine G. Kırıkkanat

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy82960 = 'mine.gokce' + '@';

addy82960 = addy82960 + 'wanadoo' + '.' + 'fr';

var addy_text82960 = 'mine.gokce' + '@' + 'wanadoo' + '.' + 'fr';

( '' );

82960 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


VATAN - 26 Kasım 2008

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.