Ali YILDIRIM : Aleviler Potansiyel Tehlike!...

Ali YILDIRIM : Aleviler Potansiyel Tehlike!...

Ali YILDIRIM : Aleviler Potansiyel Tehlike!...AKP’nin Kızılcahamam kampında İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile AKP Elazığ milletvekili Fevzi...

A+A-

Ali YILDIRIM : Aleviler Potansiyel Tehlike!...Ali YILDIRIM : Aleviler Potansiyel Tehlike!...

AKP’nin Kızılcahamam kampında İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile AKP Elazığ milletvekili Fevzi İşbaşaran arasında geçen tartışma/konuşma olmasa Aleviler hakkında varolan resmi yargıların artık çoktan aşılmış/değişmiş olduğunu düşünüyor olacaktık.

Oysa öğreniyoruz ki İçişleri Bakanlığı illeri ilçeleri yönetmeye gönderirken mülki idare amirlerine hala “Alevilerin devlet düşmanı oldukları devlet için potansiyel tehlike oluşturdukları” tembihinde bulunuyor. Karakoçan kaymakamı bunu bir milletvekiline söylüyor.

TARTIŞMASALAR ÖĞRENEMEYECEKTİK

Allahtan içişleri bakani ile Elazığ milletvekili tartışıyor da Aleviler kendilerine dair unuttukları bir bakışı yeniden hatırlıyorlar.

Hikaye Elazığ’ın Karakoçan İlçesinde yaşanıyor:

Karakoçan YİBO yurdunda barınan kız öğrenciler, her gün 4 kilometre yürüyerek ilçe merkezindeki okullarına gidiyorlar. 3 ay önce, YİBO yurtlarında kalan 28 kız öğrenci 4 kilometre mesafedeki okullarından dönüşte taciz ediliyor. Öğrenciler, Karakoçan İlçe Milli Eğitim Müdürü’ne giderek, durumu anlatıyor ve akşam dönüşte kendilerine araç tahsis edilmesini talep ediyorlar. Milli eğitim müdürü bu istemi kızlara “size araba yok, parası olan okusun, olmayan evlensin” şeklinde yanıtlıyor. Öğrencilerin görüşme istemini kaymakam geri çeviriyor. Olay yerel gazetelerde, "Haydi kızlar kocaya" başlığı ile yer alınca AKP Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran devreye giriyor. Sorun bir ölçüde çözülüyor. Bu arada Milletvekili Karakoçan kaymakamını arayarak öğrencilerin kendisi ile görüşmek istediğini; ancak görüşemediklerini söylüyor. Ama kaymakamdan şok edici şu yanıtı alıyor:

"Sayın milletvekilim, 28 öğrencinin 12’si Alevi. Bunların devlete bakışını zaten biliyorsunuz.İşbaşaran bu yanıtı sıcağı sıcağına Meclis’te İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a aktarıyor. Atalay ise milletvekilini baştan savmak için dilekçe istiyor kendisinden. İşte Kızılcahamam kampında asıl olarak bir bakanın bir milletvekilin talebine ilişkin vurdumduymazlığı tartışma konusu oluyor geçen hafta, Aleviler ise buna vesile... Bakanlar gruplar halinde milletvekilleri ile görüşürken İşbaşaran, İçişleri Bakanına Karakoçan tavrını hatırlatıp bakanı eleştiriyor. Sesler yükseliyor, tartışma çıkıyor.

Böylece Alevilere, Alevi kız öğrencilere yönelik bir ayrımcılık, bir bakış açısı ortaya seriliyor.

KAYMAKAMIN KAFASI

Kaymakamın Alevileri devlet için potansiyel olarak gören  kafası kendi kafası mı?

Yoksa Ankara’dan Karakoçan’a yollanırken kendine tembihlenenlerin kafası m? Ya da yine münferit(!) bir alevi düşmanlığı ile mi yüzyüzeyiz?

Gazetelere bakılırsa kaymakam Karakoçan’daki bütün Alevilerin kendisini çok sevdiğini anlatıyor.

Ne bilsin kaymakamın kafasının içindekini zavallı Aleviler? 72 Millete aynı gözle baktıklarından kaymakamı da seviyorlar haliyle. Ama kaymakam ister kendi münferit haliyle isterse merkezi tembih neticesinde takınması gereken rolü takınıyor ve çocuklar için bir şey yapmasını isteyen milletvekiline o çocukların Alevi olduğunu, dolayısıyla onların herhangi bir hak hukuk sahibi olamayacaklarını, devlete bakışlarının belli olduğunu ve milletvekilinin onlar için bir şey istemesini anlayamadığını ima ediyor, dile getiriyor.

MİLLETVEKİLİ AYRIMCILIĞIN FARKINDA

Elazığ milletvekili İçişleri bakanına “Ayrımcılık yapan kaymakamı görevden almanızı veya uyarmanızı istiyorum” diyor. Milletvekili Aleviler yapılan ayrımcılığın farında. Bunu Resmi makamlardan öğreniyor. Yine resmi makamlara iletiyor. Ne var ki ilettiği resmi makam asıl olarak o tembihi yapan makam ve kaymakamla aynı kafada. Milletvekili bunun da farkında ve bunu safça ifade ediyor.

Ayrımcılık sıradan bir söz olmanın çok ötesinde. Haksızlığı, hukuksuzluğu ifade ediyor, insan haklarını, temel hak ve özgürlükleri hiçe saymayı ifade ediyor. Hele ayrımcılığı yapan o yerelin en büyük mülki amiri ise kişi güvenliği ortadan kalkıyor. 

KARAKOÇAN KAYMAKAMI

İÇİŞLERİ  BAKANI AYNI KAFASINDA

Milletvekili bakana yaptığı şikayete bir yanıt alamıyor. Bakanın tavırlarını değerlendiriyor ve şu sonuca varıyor:

Siz de kaymakam gibi düşünüyorsunuz.” diyor.

Bakanı da ayrımcılık içinde bulunmakla, ayrımcılık yaklaşımına sahip olmakla değerlendiriyor.

Alevilerin devlete bakışını okuyan, bunu kuşkulu ve potansiyel bir tehlike olarak gören bir mülki amir yani kaymakam bulunduğu yerelde Alevilere yönelik nasıl bir tavır içerisinde olacak? Onlara bu bakışıyla eşit, ayrımsız, davranabilecek mi?

Hadi küçük bir ilçede bu sorun oluşturmayabilir diyelim. Peki aynı yaklaşım içerisinde, aynı bakışa sahip bir İçişleri Bakanı güvenlik gibi yaşamsal bir kurumun başında bulunurken Aleviler kendilerini nasıl güvende/güvencede hissedecekler?

12 EYLÜL YAKLAŞIMI

12 Eylül döneminde yayınlanan bir iç güvenlik belgesinde “Aleviler potansiyel tehlike” olarak nitelendirilmişti. Karakoçan kaymakamı fakında olmadan bu değerlendirmenin devam ettiğini ifşa ediyor.

Hükümetin Alevi açılımı:

Ayırımcılık, eşitsizlik, hukuksuzluk oluyor.

Ali YILDIRIM
ALEVİ HABER AJANSI - 3 Haziran 2008

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.