Aydın ŞİMŞEK : Zamanın Ruhu

Aydın ŞİMŞEK : Zamanın Ruhu

Aydın ŞİMŞEK : Zamanın RuhuBütün dünyada dünyevileşen bir durumla karşı karşıyayız. Pazar benliği, iktisadi çıkarlar paraya...

A+A-

Aydın ŞİMŞEK : Zamanın RuhuAydın ŞİMŞEK : Zamanın Ruhu

Bütün dünyada dünyevileşen bir durumla karşı karşıyayız. Pazar benliği, iktisadi çıkarlar paraya havale edilemeyecek değerleri yok ediyor. Zamanın ruhu insanları rehin alıyor. İnsanı insan yapan değerler yok oluyor. Zamanın ruhu özellikle de çocuklarımızı rehin alıyor.

Çocuklarımız halk masalları dinlemiyor artık. Bu gün yeni yeni masallar çocuklarımız için üretiliyor. Gerçekçi olup imkânsızın peşinde koşmasınlar diye.

Üretilen masallar bu toprağın masalları değil. Ama çocuklarımız bu toprağın çocuklarıdır. Kürt, Türk, Laz, Arap, Ermeni, Rum, Çerkez, Gürcü, Yahudi, Terekeme ve daha birçok halk hepimiz bu toprakların çocuklarıyız.

Bu toprağın çocukları bu toprağın masallarıyla büyüdüler. Bu toprağın çocuklarını kimliksizleştirmek için masallarını çaldılar. Zamanın ruhu çeşit çeşit kimlikler taşıyıp hiç kimse olmamaları için çocuklarımıza kendi masallarını anlatıyor.

Çocuklarımızın yaşamındaki eksiklikleri televizyon dizileri izleyerek tamamlamaları isteniyor.

İnsan insan olduğundan beri aklın peşinden gitmek yerine gücün peşinden gitmeyi yeğledi. Güvenlik içinde yaşamak için gücü tercih etti.

Krallar, Şahlar, Sultanlar, Padişahlar, Paşalar ve nice otoriteler insanlar üzerinde güç denemelerinde bulundular. Ama bütün bu otoriter, baskıcı ve zorba anlayışlar insanlık için güvenli bir ortamı sağlayamadılar ve insanlık tarihinin çöplüğüne gittiler.

Bugün Küreselleşme tüketim toplumu yaratarak aşkı, sevgiyi, ilgiyi ve iletişimi (her ailede her ferdin ayrı dizisi olduğu düşünülürse) yok ediyor. Tüketimi özendiren medya yeni bir insan tanımı yapıyor. Konforlu bir hayatı güç olarak kutsuyor. Tüketim ve imaj insanın önüne geçiyor. Paranın imparatorluğu şiddeti özendiriyor. Mafya ve mafyatik ilişkiler ülkemizde doğal olarak görülüyor. Şiddetin toplumu, toplumun şiddeti açığa çıkıyor..

Derin çete karakterleri yücelten diziler popülerleşiyor, fazla alıcı buluyor. Masum olmayan Kitle İletişim Araçları çocuklar üzerinde şiddet güdüsünü arttırıyor. Aynı iletişim araçları toplumdaki şiddetten beslenerek reyting yapıyor. Toplum gündelik hayatın bir parçası olarak şiddeti doğal görerek, şiddetin toplumu oluyor. 

Toplumda, ailede, kurum ve kuruluşlarda şiddet bir araç olarak kullanılıyor ve şiddeti öneren kültürel yapı doğal sayılıyor. Silahların kutsandığı bir kültürel yapı ve toplumda savaşa tepki olmuyor. Savaş karşıtı hareketler taraf bulmuyor.

Kültürel alt yapı (örf, adet, gelenek, görenek, dini aktarımlar)şiddet içeriyor. Namus cinayetinde ablasını vuran genç delikanlı ilan ediliyor. Kan davası kutsanıyor.

Güvensizlik ve yalnızlık duygusu “öteki”ne karşı hoş görüyü yok ediyor. Karşımızdaki “beriki”ni, “beni” nasıl aldatır ve kazıklar görüşü hâkim düşünce haline geliyor.

Devletin şiddeti, şiddetin devleti sorgulanmıyor. Devlet ve devletler şiddetin meşru kullanıcısı olarak lanse ediliyor.

Zamanın ruhu hepimizi rehin alıyor. Şiddeti kutsayan bir dünyada ellerimizden kayıyor çocuklarımız, cinnet geçiriyorlar. İnsanı insan yapan değerler yok oluyor. Zamanın ruhu (Sermayenin Küreselleşmesi) insanı insanın kurdu yapıyor. Sevgi ve dayanışma duygularını öldürüyor. İnsanı insanın kurdu yapan bir sisteme karşı olmalıyız. Yabancılaşma barbarlığına karşı dayanışma uygarlığını geliştirmeli, başkalarının acılarını da acımız bilmeliyiz.

Vicdanı olan ve vicdanını bilinçlendirmiş insan aklın yolunu bulabilir ancak.

Aydın Şimşek
Sulucakarahöyük Gazetesi - Hacıbektaş/SERÇEŞME
ALEVİ HABER AJANSI - 4 Mayıs 2008

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.