Bakiler'in Pir Sultan kini bitmek bilmiyor

Bakiler'in Pir Sultan kini bitmek bilmiyor

Bakiler'in Pir Sultan kini bitmek bilmiyorGülen Cematine yakınlığı ile bilinen, Türkiye Gazetesi köşe yazarı Yavuz Bülent BÂKİLER...

A+A-

Bakiler'in Pir Sultan kini bitmek bilmiyorBakiler'in Pir Sultan kini bitmek bilmiyor

Gülen Cematine yakınlığı ile bilinen, Türkiye Gazetesi köşe yazarı Yavuz Bülent BÂKİLER Alevilerin yedi ulu ozanından birisi olan Pir Sultan Abdal'a hakaret etmeye devam ediyor. Önceki yıllarda da Pir Sultan Abdal'a yönelik saldırgan yazılar kaleme alan ve Alevilerin büyük tepkisini çeken BÂKİLER, "Pir Sultan Abdal-Âşık Veysel-Nâzım Hikmet" başlıklı bugünkü köşe yazısında çirkin itham ve karalamalarını sürdürdü. "Pir Sultan Abdal, 1.400 yıl öncesinin çok cesur, çok kavgacı, çok uzlaşmaz bir şairi! 297 şiirinden 275’i, Hz. Ali ve Kerbela Faciası dolayısıyle çığlıklar koparan, dövünen, baş kaldıran, isyan eden, kılıç çeken, Anadolu Sünnîlerine lanetler yağdıran ve onları kılıçtan geçirip yok etmek isteyen şiirlerdir. Onları okudukça, kendinizi bir mezbaha içinde hissedersiniz" diyen Bakiler, "Pir Sultan Abdal, Alevi inancının dışına çıkan bir şair"dir diyerek saçmaladı. Gündemden düştüğü her dönemde, Pir Sultan'a ve Alevilere saldırarak gündeme gelmeye çalışan Yavuz Bülent BÂKİLER'in kin ve nefret dolu yazısını aktarıyoruz:

Pir Sultan Abdal-Âşık Veysel-Nâzım Hikmet

Yavuz Bülent BÂKİLER
 
Sivas, bine yakın şairiyle, çok bereketli mübarek bir şehir. Sivas’ın meşhur şairleri arasında öne çıkan iki isim var: Pir Sultan Abdal ve Âşık Veysel. İkisini de çok büyük bir dikkatle okudum. Veysel üzerine yazdığım kitap yirmi bin kişinin eline ulaştı.

Pir Sultan da, Âşık Veysel de, şair olarak çok iyi saz ve söz ustalarımızdandırlar. İkisi de Âlevi dünyamızda doğup büyümüşlerdir. Ama Alevilik anlayışlarıyla, meselelerimize bakış tarzlarıyla birbirlerine katiyyen benzemezler. Pir Sultan Abdal, 1.400 yıl öncesinin çok cesur, çok kavgacı, çok uzlaşmaz bir şairi! 297 şiirinden 275’i, Hz. Ali ve Kerbela Faciası dolayısıyle çığlıklar koparan, dövünen, baş kaldıran, isyan eden, kılıç çeken, Anadolu Sünnîlerine lanetler yağdıran ve onları kılıçtan geçirip yok etmek isteyen şiirlerdir. Onları okudukça, kendinizi bir mezbaha içinde hissedersiniz:

“Kalkın dostlar bir olalım/Münkire kılıç çalalım
Hüseyn’in kanın alalım/Tevekkeltü tealallah”

Pir Sultan’ın münkir dediği veya Yezid diyerek lanetlediği Sünni Türklerdir:

“Sur çalınsın, halk çekilsin/Yezid meydana yıkılsın
Senin aşkına dökülsün/Kanım ya Murtaza Ali”

Peki büyük Türk ırkının Sünni bölümünün, hem Hz. Ali’nin, hem de Hz. Hüseyin’in şehid edilmesinde, yüzde değil, binde, milyonda, milyarda değil acaba trilyonda bir olsun vebali, günahı var mıdır? Katiyyen, katiyyen, katiyyen yoktur. Çünkü Hz. Ali 660 yılında Hz. Hüseyin 680 yılında şehid edildi. Biz Türk milleti olarak 950 yılında Müslüman olduk. Aradan geçen asırlara lütfen dikkat edin. Şimdi bir soru daha: Türkler Müslüman olduktan sonra, Hz. Ali’nin ve Hz. Hüseyin’in şehid edilmelerine sevindiler mi? İbn-i Mülcem’i ve Yezid’i alkışladılar mı? Katiyyen! Hz. Ali’yi, Hz. Hasan’ı, Hz. Hüseyin’i aşk derecesinde sevdiler ve onların isimlerini câmi kubbelerinin kuşaklarına yazdılar. İsimlerini, milyonlarca doğan çocuklarına verdiler... Bütün bunlara rağmen, Aleviler, Sünnilere yezid diyerek öfkeleniyorlar. Bu düşmanlıkta, Pir Sultan Abdal’ın ve onun gibilerin kin yüklü, isyan yüklü şiirlerinin, türkülerinin çok büyük tesiri vardır.

Alevi asıllı Âşık Veysel ise, Cumhuriyet şairidir. 125 şiiri var. Ama bir tekinde olsun Ali, Hasan, Hüseyin, Kerbela, Yezid, İbn-i Mülcem dememiştir. “Çekin kılıçlarınızı düşün ortalığa ey Aleviler. Öldürün şu Sünni Türkleri” diye haykırmamıştır.

Veysel, bizim sedef çerçeveli bir güzel boy aynamızdır. Bizim asaletimizdir. Gururumuzdur, huzurumuzdur. Şu mısralar ona ait:

“Yezid nedir, ne Kızılbaş/Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ataş/Söndürmektir tek çaresi”

Pir Sultan Abdal, Alevi inancının dışına çıkan bir şair. Çünkü Aleviler soy bakımından Türk, din bakımından Müslümandırlar. Pir Sultan ise diyor ki:

“Gâfil, kaldır şu gönlünden gümanı/Bu mülkün sahibi Ali değil mi?
Yaratmıştır onsekizbin âlemi/Rızıkların veren Ali değil mi?”

Gümân şüphe demektir. Ne Pir Sultan gibi, Hz. Ali’yi Allah olarak gören bir kişi bir Sünni Türk’ü sevebilir, ne de bir Sünni Türk, bu düşünceler içinde olanlara yakınlık duyabilir. Şiir deyip geçmeyin. Şair deyip omuz silkmeyin!

Yarın da “Nâzım Hikmet Putu”nu yazacağım.

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy21395 = 'yavuzbulent.bakiler' + '@';

addy21395 = addy21395 + 'tg' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

var addy_text21395 = 'yavuzbulent.bakiler' + '@' + 'tg' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

( '' );

21395 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


TÜRKİYE GAZETESİ - Alevihaber.com - 08 Şubat 2009 Pazar

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.