Kazım Dursun

Kazım Dursun

Basından Seçmeler

A+A-
Yeni dünya düzeni”nden bahsediliyor , bu hedeflenen yeni düzen nasıl bir şey? Bu kimine göre insanlardan saklanan gerçek bir plan, kimine göre sadece komplo teorisi, kimine göre hemen binilmesi gereken tramvay, aslında çok da gizli saklı bir şey değil. Proje sahipleri bunu kendileri söylüyorlar.
“Dünyada 200 civarında olan devlet sayısı 380’e çıkacaktır”
David Rockefeller
“Dünyada tek devlet oluşturduğumuzda, modern dünya daha mükemmel ve daha istikrarlı olacaktır. Halkların kendilerini yönetme hakları artık dünya bankerleri ve entelektüelleri olan elit’in otoritesi altına girecektir.‘‘ Donald Trump
“Hangi hükümet seçilirse seçilsin, ABD ya da Avrupa’ya dayanan çok uluslu şirketler, küreselleşmeyi yöneten lokomotifler olarak ortaya çıkmaktadır. ABD ve Avrupa’nın çok uluslu şirketleri, gelişmekte olan ülkelerin şirketlerini yutacaktır.” Rahmi Koç
Dünyanın en büyük 5 ekonomisi devletler değil, şirketlerdir.”
Mason örgütü, İlluminati, Skull and Bones, CFR, Bilderberg gibi organizasyonlar ve sahibi oldukları Monsanto, Goldman Sachs ve diğerleri gibi uluslar arası finans, medya, gıda, silah ve enerji firmalarının ve kuruluşlarının hedefi aynı: Bu dünyanın en büyükleri dünyayı kendi çıkarlarına uygun olarak düzenleyip, daha da güçlenerek dünyanın efendisi olmak istiyorlar! Bir başka deyişle, dünya nüfusunun %5’i geri kalan %95’i yönetmek, kendi çıkarları için kullanmak istiyor. Kendi adamlarını devlet yönetiminde kilit noktalara getirmek, kendi çıkarlarına uygun siyasi ve ekonomik kanunlar ve kararlar çıkabilmesi amacıyla perde arkası gölge yöneticiler yapmak için ellerindeki finansal ve askeri gücü, medyayı kullanıyorlar. İstedikleri düzen için büyük harcamalar yapıyor, istekleri gerçekleşince daha büyük karlarla daha çok büyüyorlar.
Günümüzün küresel büyükler deyim yerindeyse, kendileri ateşten, diğer insanlar çamurdan yaratılmış gibi kendilerini özel ve ayrıcalıklı görüyorlar.
Her ne kadar amaç ABD’nin dünya egemenliğini gerçekleştirmek gibi görünüyorsa da gerçekte din, millet ayırmıyorlar. Devlet yöneticileri ve para sahipleri işbirlikçi oldukları sürece, o ülkedeki hak, hukuk, demokrasi, insan hakları önemsiz. Dünyanın en zenginlerinden olan Rothschild imparatorluğunu kuran baba Mayer A. Rothschild
“Bana bir ülkenin parasının yönetimini verin. Kanunları kimin yaptığı beni ilgilendirmez.”
Goldman Sachs, Yunanistan’a kredi vererek, ödeyebileceğinden fazla borçlandırdı. Buna karşılık gelecekteki havaalanı ve piyango gelirlerine el koydu. Ama ortada kredi ve ödemesi olarak resmi işlem gözükmediği için Yunanistan’ın borcu gizlendi. Yunanistan sonunda iflas etti. İtalya, İspanya, Portekiz ve diğerleri batmış, AB çökmüş kimin umurunda! Kaostan düzen yaratmak. karışıklık çıkararak var olan düzeni bozmak, daha sonra düzeni kendi çıkarları doğrultusunda yeniden biçimlendirmek uzmanlık alanları.
Önemli olan "kazananlar"ın refah seviyesini artırmak, onun için “demokrasi götürmek”, renkli devrimler, Arap Baharı gibi değişimler, ülkelerin etnik veya mezhep temelinde ayrışıp bölünmesi faydalı. Kaç kişinin öldüğünün önemi yok. Önemli olan enerji ve doğal kaynaklar o ülke halklarının elinden çıkıp büyük firmaların denetimine ve kullanımına açmak, ülkeler bölündükçe hâkimiyet daha kolay kuruluyor. Bir büyük gücü idare etmek var, bir de küçük parçalarla kolayca oynamak var. Örneğin, Kuzey Irak’ta kurdurulan Kürdistan’a istediğini yaptırırsın. Barzani kafanı bozarsa yerine Zerdari’yi koyarsın olur biter! O da mı karşı çıktı, Arapları Kürtlere karşı saldırtırsın, sen de Arapların yanında yer alırsın, Kürtler de ellerindekini Araplara kaptırmamak için senin dediğini yapmak zorunda kalırlar. Bu yeni düzende vatandaş yok, sadece iyi müşteri var. Paran ve gücün kadarı ile yetinmelisin. Çok para harcayan birey, çok tüketen uluslar iyi müşteriler İnsanlardan beklenen beyinlerini çalıştırmak yerine, en yeni teknolojiyle yeni modellere sahip olmak, medyada ne veriyorsa onunla yetinmesi, ülkesinin veya dünyanın neresinde ne olduğu önemli değil. “emek gaspına” üzülmeden, kendi küçük dünyasına hapsolmasıdır.
‘‘Böylece altındaki halı çekilirken bile fark etmeyecektir‘‘
Henry Kissinger,
“Petrol ve gıda bir silahtır.” Tohum bereket olmaktan çıkıyor, kısırlaştırılmış tohum yıllık milyarlarca dolarlık ticaretin patentli ürünü haline geliyor. Üstelik bu daha çok insanı beslemek, ilaçsız tarım, verimi artırmak iddiası ile yapılıyor. Tecrübeler tersini gösteriyor. “Yeşil devrim” kandırmacasıyla çiftçiyi borçlandıran Monsanto karına kar katmaya devam ederken, Hindistan’da her yarım saatte bir çiftçi intihar ediyormuş, ne gam. Onlar zaten “kaybedenler” ve yaşamayı hak etmeyenler. Onlara göre, dünya nüfusu zaten çok fazla ve başarısız olanın yaşaması da gerekmiyor! Mayer Rothschild
GDO’lu veya ilaçlı, hormonlu, katkılı gıdanın, kirlenmiş havanın suyun toprağın insanları hasta etmesi hiç de kötü değil, ilaç firmaları da kazanmalı!

Saygılarımla,
Kazım DURSUN
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.