BEREKETLİ TOPRAKLAR: Asi ve mavi: Samandağ

BEREKETLİ TOPRAKLAR: Asi ve mavi: Samandağ

BEREKETLİ TOPRAKLAR: Asi ve mavi: Samandağ     Bu hafta Samandağ'a gidiyoruz. Keldağ ve Musa Dağı arasında masmavi bir denizin, upuzun...

A+A-

BEREKETLİ TOPRAKLAR: Asi ve mavi: SamandağBEREKETLİ TOPRAKLAR: Asi ve mavi: Samandağ   
 
Bu hafta Samandağ'a gidiyoruz. Keldağ ve Musa Dağı arasında masmavi bir denizin, upuzun bir kumsalın, kıyıdan dağlara kadar uzanan yemyeşil portakal bahçelerinin arasındaki Samandağ şahane bir doğaya sahip. Aynı zamanda farklı dinlerden ve mezheplerden insanların yaşadığı, farklı dillerin konuşulduğu Samandağı Türkiye'nin en ilginç yerlerinden biri. Burada bayramlar bayramlara karışıyor, herkes bir arada ve kardeşçe yaşıyor.

KEŞİŞ 40 YIL BİR SÜTUN ÜZERİNDE YAŞADI

Antakya'dan Samandağ'a doğru giderken ilk görülecek yer Saint (Aziz) Simeon Stilit Manastırı'dır. Manastırın bulunduğu tepeye Değirmenbaşı Belde-si'nden ayrılan yolla gidilir. Birçok kilise ve yapı kalıntısının görüldüğü manastırın ortasında orijinalde 15 metre yüksekliğinde olduğu sanılan (şimdi 4 metrelik kaidesi kalmış) bir sütun vardır. Sütun keşişleri tarikatının kurucusu olan Aziz Simeon'un yaşamının 40 yılını bu sütunun üstünde geçirdiği kabul edilir. Bu olay bir rekor olarak Guinness Rekorlar Kita-bı'nda da yer almaktadır. Sütun üzerinde yaşayan münzevi keşişler kendilerini düşmekten koruyan parmaklıklar dışında hiçbir korunağı kabul etmiyor, yağmurdan ya da güneşten korunmuyor, pişmiş yemek yemiyor, hatta sürekli ayakta duruyor ve oturmadan ya da diz çökmeden yaşamaya çalışıyorlarmış.

Simeon'un Arapça'da Sem'an anlamına gelmesi nedeniyle yöre de Saman Dağı olarak adlandırılmış. İlçenin adı 1948 yılında Samandağ olarak değiştirilmiş. Manastıra gelmeden ayrılan bir yol ise bir başka tepenin üstündeki El-Arabi Nusayri ziyaretine gider. Yörenin en önemli ziyaretlerinden biri olan beyaz kubbeli yapı her zaman ziyaretçilerle doludur.

EN ÇOK BAYRAMIN KUTLANDIĞI YER

Nüfusunun ezici çoğunluğu Nusayri olan Samandağ'da Arap Ortodokslar, Ermeniler, ve Türkler bir arada yaşamaktadır. Diller dillere, çan sesleri ezan sesine, bayramlar bayramlara karışır; en çok bayram burada kutlanır. Ramazan ve Kurban Bayramlarının, Noel ve Meryem Ana Yortularının, Gadir Hum Bayramlarının sevincine tüm Samandağlılar katılır. Komşular birbirlerine "Allah herkese kendi dininde yardımcı olsun" derler. İlçe merkezinde tarihi yapı yok, ancak 350 Arap Ortodoks ailenin yaşadığı Samandağ'da Cemal Gürsel (Zeytuniya) Mahallesi'nde birbirine yakın mesafede iki Arap Ortodoks Kilisesi var. ıçı.yy yapısı kiliselerden Aziz İlyas Kilisesi demir parmaklıklarla çevrilmiş bir avlunun, Meryem Ana Kilisesi ise Ortodoks Mezarlığı'nın içinde. Her ikisi de son derece bakımlı ve ibadete açık.

HERKES KUTSAL KABUL EDİYOR

Yayladağı'nın Meydan köyünden başlayan Samandağ sahili Musa Dağı'nın eteklerine kadar 14 km boyunca uzanıyor. Yaz aylarında binlerce kişiyi ağırlayan Samandağ sahili birçok hayvan ve 200 civarında da bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Soyu tehlikede olan Chelonia Mydas ve Caretta Caretta türü deniz kaplumbağalarının sayılı üreme alanlarından biri. Çevre kirliliği ise kumsalı ve canlıları tehdit ediyor.

Sahile paralel uzanan caddenin üzerinde villalar ve eğlence mekânları sıralanıyor. Samandağ sahilinde Müslümanlarca da, Hıristiyanlarca da kutsal kabul edilen bir Hızır Türbesi (Ziyareti) vardır. Burası Antakya'da bulunan onlarca Hızır Ziyaretinin en ünlüsüdür. Hızır'ın Hz. Musa'nın buluştuğu kayanın üzerine inşa edilen ziyaret Hıristiyanlarca Mar Circis olarak adlandırılır. Yalnızca insanlar değil, Hızır ziyaretinin önünden geçen araçlarda çevresinde üç tur atarak yollarına devam eder. Hızır ziyareti gibi, Mızraklı köyündeki Kozma Dimyan ziyareti de akıl hastalarına şifa verdiğine inanıldığı için hem Müslümanlar, hem de Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen bir yerdir.

TİTUS TÜNELİ GÖRÜLMEYE DEĞER

Antik dönemde gemiler Asi Nehri üzerinden Antakya'ya kadar gidebiliyormuş. Asi nehrinin denize döküldüğü yerde kurulan ve günümüze çok az kalıntısı ulaşan Al-Mina kenti de Antakya'nın limanıymış. Samandağ sahilindeki bir diğer antik kent ise Çevlik civarındaki Seleucia Pierria'dır. Selevkos Kralı Se-leucos Nicator tarafından MÖ 300'lü yıllarda kurulan kent kurucusunun adıyla anılmaktadır. Kentin kalıntıları Musa Dağı'nın eteklerinden sahile kadar yayılmıştır. Antik kentteki Beşikli Mağarayla, Titus Tüneli görülmeye değerdir. Beşikli Mağara sahile yakın bir yerdedir. Burada kayalara oyulmuş çok sayıda mezar vardır. Titus tüneli ise 130 metresi tünel, gerisi kayaya oyulmuş bin 380 metrelik bir kanaldır ve günümüzde de gezilebilmektedir.

TÜRKİYE'NİN TEK ERMENİ KÖYÜ: VAKIFLI

2o.yy'ın başında Samandağ'ın 22 köyünden 7'sinde Ermeniler yaşıyormuş. (Kapısuyu, Vakıflı, Hıdırbey, Yoğunoluk, Eriklikuyu, Teknepınarve Azir.) 1915 yılında tehcire karşı çıkan Antakyalı Ermeniler Musa Dağı'nda toplanarak direnişe geçmiş. Kırk gün sonra bir Fransız gemisine sığınan Ermeniler Mısır'ın Port Said limanına götürülmüş. Dört yıl orada bir kampta yaşadıktan sonra tamamı geri dönmüş. Hatay Cumhuriyeti döneminde yapılan referandumda altı köyün halkı Lübnan ya da Suriye'ye katılma yönünde oy kullanmış; Hatay Türkiye'ye katılınca da çoğu göç etmiş, bazıları da Vakıflı'ya yerleşmiş. Vakıflı Türkiye'nin tek Ermeni köyüdür.

Köyün en dikkat çekici yapısı 1994 yılında eski bir kilisenin yerine inşa edilmiş olan Surp Asdvadzazin (Meryem Ana) Ermeni Kilisesi'dir. Kubbeli kilise duvarlarla çevrili geniş bir avlunun içindedir. Her yıl ağustos ayının ikinci pazarında Vakıflı köyünde Meryem Ana yortusu kutlanır. Türkiye basınının da büyük ilgi gösterdiği kutlamalara dünyanın dört bir yanına dağılmış Ermeniler katılır.

Vakıflı-Yoğunoluk köyleri arasındaki Hıdırbey köyünde de Musa Ağacı olarak bilinen 35 metre gövde çevresine sahip 800-1000 yaşında olduğu sanılan, bir çınar ağacı vardır. Söylenceye göre çınar Musa Peygamberin asasını vurmasıyla çıkan ab-ı hayat (ölümsüzlük) suyu sayesinde filizlenip, kök salmıştır.

ALTI KİLİSE ÜSTÜ CAMİ

Bir zamanlar Samandağ'ın en büyük köyü olan Yo-ğunoluk'ta yörenin zengin Ermenilerinin konakları varmış. 1939 yılında Ermeniler köyü terk etmiş ve buraya Selderen köyünden Yörükler yerleştirilmiş. Köye yerleşen Yörükler kiliseyi camiye çevirmiş, daha sonraki yıllarda da üstüne bir kat çıkarak cami inşa etmiş. Böylece ortaya benzeri görülmemiş bir yapı çıkmış; altı kilise, üstü cami. Cami ibadete açık, ama kilise kullanılmıyor.

Yoğunoluk yakınlarında ıı.yy'a tarihlenen bir manastırın kalıntısı, Teknepınar (Batıayaz) köyünde de Musa Dağı yöresinin en eski Ermeni Kilisesi olduğu bilinen Surp Melidos Kilisesi bulunmaktadır. Suları ve havasıyla ünlü Teknepınar Yaylası da Akdeniz'in sıcağından bunalanların kaçış noktasıdır.

Nusayriler kimdir?

TÜRKİYE'de yaşayan Nusayriler, kendini Alevi yada Arap Alevisi olarak adlandırır. Ana dilleri Arapça olan Nusayriler; Hatay, Mersin ve Adana'da yoğun olarak yaşamaktadır. Hatay'ın üçte birinin Nusayri olduğu sanılır. Kendine özgü ri-tüelleri bulunan Nusayri Aleviliği, Anadolu Aleviliğinden farklı özellikler taşır. Bunların arasında Hızır ve reenkarnasyon gibi inançlar başta gelir. Nusayriler, Hızır'ın sağ olduğuna ve inançla çağrıldığında yardım edip, insanların dileklerini yerine getireceğine inanırlar. Hatay'da Nusayrilerce kutsal kabul edilen onlarca Hızır Ziyareti (türbesi) vardır. Nusayriler, ibadetlerini çoğunlukla bu ziyaretlerde yapar ve kutsal mekân olarak kabul ederler. Bu makamları yeni araba alanlar, işe girenler, evlenenler ya da askere gidenler üç kez dolaşıp, dilek tutarak ve Hızır'dan yardım dilerler. Nusayri inancına göre Hz.Muhammed'in Hz.Ali'yi Gadir Hum mıntıkasında halife ilan ettiği kabul edilir. Nusayrilerin en büyük bayramı olan Gadir Hum gününde çalışılmaz ve herhangi bir iş yapılmaz. Namaz kılınır, dua edilir, adak adanır, kurban kesilir, kutsal mekânlar ve yerler ziyaret edilir. Nusayri Cemaati 2008 yılında 15 Aralık gününe denk gelen bayram gününün Antakya'da ve Samandağ'da resmi tatil olması için girişimlerde bulunacakmış.

Gurbetçileri çok

SAMANDAĞ bereketli topraklara sahip olmasına rağmen halkının büyük bölümü geçimini gurbette kazanıyor. Çalışmaya genellikle Suudi Arabistan'a gidiyorlar; erkeklerin önemli bir bölümü de geçimini nakliyecilikten kazanıyor. Samandağ'da aile kurumu çok güçlü. Özellikle ailenin bir araya geldiği akşam yemekleri büyük bir özenle tören havasında hazırlanıyor. Burada çocuk ailenin baş tacıdır, susturulmaya çalışılmaz, söyledikleri dikkate alınır. Samandağ'da en çok tepsi kebabını beğenmiştim.

Tarifi çok kolay: Kıyma, soğan, baharat, maydanoz, domates ve biber yoğrulur; ince ve geniş bir tepside pişirilir, böylece 3-4 kişilik lezzetli bir yemek hazırlanır. Tepsi kebabı fırınlarda pişiriliyor. Bu nedenle fırınların yanında bir kasap, kasapların yanında fırın bulunuyor. İpekten yapılmış gömleği ve kravatıyla, ev yapımı defne sabunu da ünlüdür.

nasıl gidilir?

SAMANDAĞ Antakya arası 22 Km'dir. Antakya'dan kalkan minibüslerle 20 dakikada ilçe merkezine varılır.

ERSOY SOYDAN

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy13137 = 'ersoy.soydan' + '@';

addy13137 = addy13137 + 'gmail' + '.' + 'com';

var addy_text13137 = 'ersoy.soydan' + '@' + 'gmail' + '.' + 'com';

( '' );

13137 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


BİRGÜN - 13 Ocak 2008

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.