Bırakın artık şu Alevilerin yakasını!

Bırakın artık şu Alevilerin yakasını!

Bırakın artık şu Alevilerin yakasını! Sevilay YÜKSELİR / SABAHTürkiye günlerdir Emekli General Çetin Doğan'ın daha sonra pratiğe...

A+A-

Bırakın artık şu Alevilerin yakasını! Bırakın artık şu Alevilerin yakasını!

Sevilay YÜKSELİR / SABAH

Türkiye günlerdir Emekli General Çetin Doğan'ın daha sonra pratiğe dönüştürülmek üzere 2003'te planladığı iddia edilen darbe senaryolarını tartışıyor.

Elbette ki, cami bombalatma, uçak düşürtme eylemlerine dair iddialar dehşet verici... Bunların ne kadarının doğru olduğunu, ne kadarının olmadığını ilerleyen zamanlarda göreceğiz.

Ancak bana göre Balyoz Planı adı verilen darbe planlarındaki bu iddialardan daha dehşet verici, daha korkunç olanı, bu planları yaptığı iddia edilen Doğan'ın ısrarla kamuoyuna Alevi kökenli olarak lanse edilmesi.

Bilmiyorum farkında mısınız sevgili okurlarım ama ne zaman ki bu Ergenekon meselesi gündeme gelmeye başladı, ne zaman ki TSK mensubu bir isim bu davayla birlikte anılmaya başladı, hep o kişilerin Alevi olup olmadığı sorgulanmaya başladı.

Veli Küçük'ten itibaren başladı.

Sayısını hatırlamıyorum kaç arkadaşım, kaç dostum sormuştu o tarihlerde bana, "Duydun mu Veli Küçük de Aleviymiş?" diye.

Değil efendim. Adam Alevi falan değil.

Sonra Hurşit Tolon, Şener Eruygur, Albay Dursun Çiçek v.s. gündeme geldiğinde bir kez daha bu türden spekülasyonlar yapılmaya başladı.

"Onlar da Alevi kökenli" diye...

Hayır... Onlar da Alevi değil efendim... Uzaktan yakından alakaları yok adamların Alevilikle falan...

Uzatmayayım. Şimdi de, Çetin Doğan'ın Alevi kökenli olduğu ve hatta bu darbe planlarını Alevilerle birlikte yapacağı yönünde saçma sapan laflar dolaşıyor ortalıkta.

Bakın gerçeği size birinci ağızdan aktarabilmek için kalktım aradım paşanın evini...

Eşi çıktı telefona. Ses tonundan son derece kibar ve de saygın bir insan olduğuna kanaat getirdiğim Nilgün Hanım'a hiççç kıvırmadan direkt sordum tabii.

"Eşiniz Alevi mi?" diye.

Güldü kadıncağız. "Çetin Trabzon Maçkalıdır ve Çerkez'dir" şeklinde cevap verdi.

Ben sormaya devam ettim garantili olsun diye... "Peki siz Alevi misiniz Nilgün Hanım?" diyerek.

"Yok ben de değilim. İzmirliyimdir. Ama çok sayıda Alevi arkadaşım, dostum, ahbabım vardır" dedi bu kez...

Sonra da uzun uzun neden Çetin Doğan'ın Alevi kökenli olarak yansımış olabileceğine dair teorilerini aktardı.

"Çok sever Alevileri... Çünkü ona göre bu ülkenin en aydınlık, en laik insanlarıdır Aleviler. Sigortasıdır onlar Cumhuriyet'in" falan diyerek Alevilerle ilgili toplumdaki genel kanaatlere benzer yorumları aktardı.

Neyse... Nilgün Hanım'la telefon sohbetimizi bitirdikten sonra uzun uzun düşündüm üzerinde.

"Neden hep Aleviler darbe yanlısı, şakşakçısı olarak algılanıyor bu ülkede?" diye.

Cevabını buldum.

Çünkü gerçekten de biz Aleviler Cumhuriyet rejimi hastası ve koşulsuz laiklik ilkesi savunucusuyuz.

Peki bu kötü bir şey mi?

Tabii ki değil. Bilakis gurur verici. Kaldı ki demokrasi yanlısı olmak, modern din anlayışını savunmak ya da çağdaşlıktan yana tavır almak neden kötü olsun ki!

Fakat bazı haddini bilmezler Alevilerin bu tarafını yanlış algılıyor. Ya da öyle algılamak istiyor. Mevcut hükümetle ters düşen adam, o hükümeti indirme planlarında ellerini ovuştura ovuştura diyor ki; "Ver Alevilere gazı! 'Bak şeriat geliyor. Bu rejime sahip çıkmazsan bu adamlar seni kıtır kıtır keser. Türkiye İran'a döner. Mollalar da üzerinde dans eder!' filan diye bak neler oluyor!"

Çok sıkıldım ben artık bu adamların şizofrenik hallerinden!

O nedenle huzurlarınızda Alevileri rejimin teminatı olması dolayısıyla potansiyel darbeci gören tüm arkadaşlara sesleniyorum:

"Vallahi billahi bizden bir halt olmaz! Bakın mesela bazı zamanlar bu rejimin pek işe yaramadığını filan düşünebiliriz. Sosyalist sistem daha cazip gelir bizlere. Hem sonra biraz özgürlükçü yetiştirildiğimiz için teminat, meminat, sigorta işleri filan çok sıkıntı verir. Çünkü biraz ehlikeyifizdir. O nedenle lütfen bırakın artık şu Alevilerin yakasını! Mümkünse planlarınızın içine başka birilerini dahil edin. Daha içinizdekileri. Dibinizdekileri!"

***

Aleviler 'Kasaba'ya neden müptela?

Kötü bir TV izleyicisiyimdir. Tartışma programları ve haberin dışında ilgilendiğim program neredeyse yok! Dizilerle alakam ise hiç yoktur! Ancak son birkaç haftadır bizim evin direği İpek sayesinde atv'nin Kasaba adlı dizisinin müptelası oldum. Kasaba, yıllarca nedensiz şekilde birbirine önyargı besleyen Alevi ve Sünniler arasındaki ilişkileri sosyolojik gerçekliğinden ele alan müthiş bir dizi. Hele Alevi kızla, Sünni oğlanın o korkunç sevdası. Gerçeğin ta kendisi. Geç de olsa Aleviler, kendilerini anlatan bu diziyi atv ekranlarında izlemekten dolayı çok mutlular. Ancak bir şikâyetleri var. İpek diyor ki; "Kırk yılın başında bizim için bir dizi yaptılar sağ olsunlar ama bırakmıyorlar ki şöyle keyfince izleyelim. Durmadan saati ile oynuyorlar. Lütfen Sevilay Hanım. Yazın da şunlara bir iki cümle. Oynamasınlar artık şu Kasaba'mızın saatleriyle!"

(İnşallah atv Genel Müdürü Adem Gürses, İpek'in çığlığını duymuştur!)

SABAH - 29 Ocak 2010 

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.