Bu nasıl çağdaşlık, ilericilik, Atatürkçülük?!!

Bu nasıl çağdaşlık, ilericilik, Atatürkçülük?!!

Bu nasıl çağdaşlık, ilericilik, Atatürkçülük?!!Bir dönem Atatürkçü Düşünce Derneği genel başkanlığı...

A+A-

Bu nasıl çağdaşlık, ilericilik, Atatürkçülük?!!Bu nasıl çağdaşlık, ilericilik, Atatürkçülük?!!

Bir dönem Atatürkçü Düşünce Derneği genel başkanlığı da yapan Yekta Güngör Özden, Aleviliğin din olmadığını belirterek AİHM'nin kararının tehlikeli olduğunu söyledi.

Yekta Güngör Özden'in bu açıklaması aslında Kemalizmin nasıl tutucu ve gerici bir ideoloji haline getirildiğinin de kanıtı niteliğinde. Her hak mücadelesini "Güvenlik, asayiş, tehlike vb." argümanlarla değerlendiren, bireye karşı devleti koruyan ve yücelten bir anlayış bu.

Aslında Onlar ağızlarını her açtıklarında "Aleviler Cumhuriyetin teminatıdır", "Aleviler Laikliğin bekçisidir" nutukları atarlar. Gel gör ki Türkiye'nin daha laik ve demokratik bir ülke olması ve Alevilerin özgür yurttaşlar olması yönündeki bu tarihi karara ilk onlar tepki gösterirler. Bakmayın siz onların "Şeriat geliyor" yaygarasına.. Bu ülke mevcut yasalarıyla, Diyaneti ve zorunlu din dersleriyle zaten şeri hükümlerle yönetilmiyor mu? İşte Yekta Güngör Özden'in açıklamaları :

Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden, AİHM'in, nüfus cüzdanında Kürtçe karakter kullanılmaması konusundaki kararının doğru olduğunu savunurken, mahkemenin kimlik hanesinde “Alevi” yazmamasının din ve vicdan özgürlüğünün ihmali olduğuna hükmetmesini ise eleştirdi.

Özden, AİHM'in Türkiye'yle ilgili verdiği resmi kimliklerde “Alevi ibaresi” bulunması ve “Kürtçe harf” konularındaki iki kritik kararını değerlendirdi.

Özden, mahkemenin kimlik hanesinde “Alevi” yazmamasının din ve vicdan özgürlüğünün ihmali olduğuna hükmetmesini eleştirdi. AİHM'in verdiği bu kararlar Aleviliği din olarak kabul ettiğini ve bunun da tehlikeli bir gelişim olduğunu öne süren Özden, şöyle konuştu:

Alevilik din değil mezheptir. Avrupa Konseyi Üyelerinin kimileri, AB İlerleme Raporlarında 'dinsel azınlık' deyimini kullandı. Türkiye'deki mezheplerin bir azınlık olarak tanınmasını gerektiriyor. Oysa aynı soydan gelen insanların inançlarındaki mezhep ayrılığını azınlık olarak nitelendirilmesine elverişliği olmadığını herkes kabul eder. Bence bu yolla verilen karar bana göre yanlış. Bilindiği gibi eski nüfus cüzdanlarında din hanesinden sonra bir de mezhep hanesi vardı. Oraya Hanefi veya Alevi diye yazılıyordu. Şimdi oraya din aynı olduğuna göre, din kaydı bulunduğuna göre, Aleviliği din olarak görürcesine mezhepleri azınlık saymak tehlikelidir.”

Kaynak: Alevihaber.com - 02 Şubat 2010

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.