Büyük Alevi Kurultayı: AKP kendi Alevilerini Üretmekten Vazgeç!

Büyük Alevi Kurultayı: AKP kendi Alevilerini Üretmekten Vazgeç!

Büyük Alevi Kurultayı: AKP kendi Alevilerini Üretmekten Vazgeç! Atilla TAŞ / Aleviler, 15-16 Ocak’ta Ankara’da, hükümetin...

A+A-

Büyük Alevi Kurultayı: AKP kendi Alevilerini Üretmekten Vazgeç!
Büyük Alevi Kurultayı: AKP kendi Alevilerini Üretmekten Vazgeç!

Atilla TAŞ / Aleviler, 15-16 Ocak’ta Ankara’da, hükümetin gözünün önünde, kulağının yanı başında seslerini bir kez daha yükselttiler, eşitlik taleplerini dile getirdiler.

300’e yakın Alevi kurumunun bir araya geldiği Büyük Alevi Kurultayı ikinci günün sonunda açıklanan sonuç bildirgesiyle sona erdi.

Sonuç bildirgesi iki bölümde değerlendirilebilir; birinci bölümde Türkiye’ye dair, ikinci bölümde ise Alevilere dair durum ve tespitler yer alıyor, elbette taleplerle beraber.

Kurultayda bu taleplerin takip edilmesi ve anlatılması için bir heyet kurulması talebi kabul edildi. İçerisinde sanatçıların, akademisyenlerin, dedelerin, zakirlerin, yazarların, gazetecilerin de bulunacağı bir dönem kurulmuş olan Alevi Temsilciler Meclisi benzeri bu heyete son şeklinin ileriki süreçte verileceği bilgisini de atlamadan ekleyelim.

Bu oluşum pratikte başarılı olursa hiç şüphesiz hem Alevilerin taleplerini görmezden gelen AKP hükümetinin “hanginizin taleplerini dikkate alayım, siz önce aranızda anlaşın gelin” argümanını boşa çıkartarak elini zayıflatacak, hem de Alevi kurumlarının kendi aralarındaki çekişmelerine, “Alevileri sen değil ben temsil ediyorum” şeklindeki kavgalarına son verecektir.

Bu metin Alevilerin altına imza attığı kaçıncı sonuç bildirgesi bilinmez ama AKP’nin açılım sevdasının diline doladığı demokrasi ve millet aşkının(!) attığı damarların anjiyosu olan “”leri, bunun son olmayacağını aşikar ediyor.

Aleviler bu sonuç bildirgesinin AKP tarafından görünmeyeceğini bildiklerinden Mart’ta İzmir’de sokağa çıkma kararını da almayı ihmal etmediler.

Kurultaydan çıkan İzmir buluşmasının yanı sıra Nisan’da yeni Anayasa çalışmalarına müdahil olmak için “Anayasa ve Aleviler” adlı bir toplantının düşünülmesi, ardından AKP’nin Aleviliği müfredata koyma çalışmalarına karşı Alevileri din derslerine girmemek için toplu davalar açması yönünde çalışmalar yapılması önerileri, eylemliliğin birçok alanda büyüyerek süreceğinin bir işareti.

Bu gerçekten büyük bir sabır. Öncelikle Alevi geleneğiyle de ilişkili bu sabır ve mücadeleyi demokratik zeminden ayırmadan götürme kararlılığı büyük alkışı ve övgüyü hak ediyor.

Bu hakkı teslim ettikten sonra bu kurultayın ne dediğine, bir şey söylerken başka bir şeyi nasıl tanımladığına, nasıl anladığına bakmakta yarar var; İlk önce bir araya gelen Aleviler, farklı olarak ne dediler ya da neyi işaret ettiler…

Bugüne kadar seslendirdikleri taleplerin, yani Cemevleri’nin yasal statüye kavuşturulması, Alevi köylerine zorla cami yapılmasından vazgeçilmesi, zorunlu din dersinin kaldırılması, Diyanetin kaldırılması, Madımak Oteli’nin utanç müzesi yapılması, Hacı Bektaş Dergahı’nın Alevilere devredilmesinin yanı sıra bu kurultayda yeni talepler de dile getirildi; Çorum, Maraş ve Sivas katliamlarının dosyalarının yeniden açılması, faillerin ortaya çıkartılması, Dersim’le ilgili devlet arşivlerindeki kayıtlar açılması ve Seyit Rıza’nın mezar yerinin açıklanması, Munzur Vadisi’ne, Alevilerin kutsal mekanlarının yok olmasına yol açacak biçimde yapılması planlanan barajların durdurulması bu taleplerden bazılarıydı.

AKP’nin Aleviliğine tepki

Bizce taleplerin yanı sıra Kurultay’da önemsenmesi gereken bir tespit vardı ki bu talepler kadar önemli idi; bu tespit AKP’nin kendi Aleviliğini ve Alevilerini yaratma çabasına işaret ediyor olmasıydı.

Çalıştay süreçlerine ve AKP’nin verdiği Muharrem “iftar(!)”ına kağıt üstünde bile var olmayan uydurma Alevi kurumlarının davet edildiğinin; AKP’nin bu kurumları meşrulaştırarak Alevileri temsil misyonu yükleme çabasına şahit olunmuştu.

Bu çaba Alevilerce boşa çıkartılınca, AKP’nin rotasını değil gemisini değiştirerek yani kimi Alevi kurumlarıyla işbirliği yaparak menzile yürümeye çalıştığı itirazları seslendirilmeye başlandı bu kez; bu seslendirme kurultayda resmiyete dökülmüş oldu.

Alevi kurumlarına göre bu asimilasyon çabasının en büyük tehlikeli manevrasıydı. Kirliydi.

Yüzlerce Alevi kurumunun talepleri bir kenara konularak bir iki kurumun taleplerinin öncelenmesi mümkün müdür sorusunun cevabı; ne yazık ki, evet mümkündür.

Çünkü bir iki kurumun talepleri AKP’nin kafasındaki Aleviliğin mimarisi için son derece uygun bir arazinin oluşmasına imkan vermektedir.

Aleviliğin devletin formülasyonuna açık hale getirilme çabası bizce Alevilerin karşı durmaya çalıştıkları asimilasyonun en büyük ve geri dönüşü olmayan adımıdır.

Aleviler, sistemi mi? geleneği mi? rehber aldıklarını bu kurultayda net bir şekilde dile getirmişlerdir. Bu paralelde kurultayda kimi Alevi kurumlarının bu “kirli savaşa” alet olduklarının dile getirilmesi önemli bir adım olmuştur.

Şimdi beklenen şey bu teşhirin daha net ve yüksek sesle vurgulanmasıdır. Kinetlik ve beraberinde getireceği yeklik, özelde bu kurultayların önemli bir platform olmasını sağlarken, genelde ise Alevilerin eşit yurttaşlık taleplerinin başarıya ulaşmasına ve Alevilerin Türkiye siyasetinde, söylemi merak edilir yetkin bir baskı grubu olmasına büyük katkı sağlayacaktır.

Tüm bu sonuçların Türkiye’deki demokrasi mücadelesine kazandıracağı ivmeyi söylemek gereksiz olacaktır elbette…

Alevi Haber - 17 Ocak 2011

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.