Cemevi ibadethane sayılmaz

Cemevi ibadethane sayılmaz

Cemevi ibadethane sayılmazFatih ÇEKİRGE / HürriyetANKARA’daki Alevi Çalıştayı’nda Arif Sağ söz isteyip ayağa kalıyor.Elinde...

A+A-

Cemevi ibadethane sayılmazCemevi ibadethane sayılmaz

Fatih ÇEKİRGE / Hürriyet

ANKARA’daki Alevi Çalıştayı’nda Arif Sağ söz isteyip ayağa kalıyor.

Elinde İstanbul Valiliği’ne ait bir yazı. Okumaya başlıyor:

Şimdi bize bir belge açıklayacağım. İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağırıcı, Büyükşehir Belediye Meclisi’nin cemevleriyle ilgili bir sorusuna bakın nasıl cevap veriyor:

Cemevlerinin ibadethane sıfatıyla açılması dinen mümkün görülmemektedir. Ancak kültürel bir kurum olarak açılıp açılmayacağı ilgililerin takdirine kalmıştır.”

Belgeyi okuduktan sonra Sağ ekliyor:

Bu zihniyet değişmediği sürece açılım olur mu? İstanbul müftüsü böyle düşündüğü sürece...

Arif Sağ’ın açıkladığı bu belge Türkiye’nin nasıl bir zenginlik içinde olduğunu, ama o zenginliği yıllarca “devlet eliyle nasıl fakirleştirdiğini” göstermesi açısından çok önemli...

İstanbul gibi, “dinler ve hoşgörü” kentinin, bir tarih başkentinin müftüsü böylesine bir keskinlik içinde olursa...

Üstelik karar da “dinen” veriliyor...

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa ÇağırıcıYani bir “fetva”...

Bu yazı belediyeye gönderildiğinden beri tartışma donmuş.

İşte şimdi o buzlar çözülmeye çalışılıyor...

Yer Ankara...

Devlet Bakanı Faruk Çelik Alevi Çalıştayı’nı toplamış.

Eski yeni milletvekilleri çağrılmış. Kültür bakanları. Ercan Karakaş, Fikri Sağlar, Namık Kemal Zeybek gibi isimler. Her siyasi anlayıştan parlamenterler. Herkes görüşünü söylüyor. Öneriler yapıyor.

Bakan Çelik konuşmaları dikkatle not alıyor.

Toplantıdan sonra Faruk Çelik’le konuştum. Bakan umutlu:

Ocak ayında 1 hafta süren bir çalıştay daha yapacağız. Ve umuyorum çok iyi bir yol alacağız.”

Yalnız bakan değil, Ercan Karakaş, Arif Sağ gibi isimler de bu çalıştaydan umutlu...

Türkiye’nin İstanbul Müftüsü’nün zihniyetinden kurtulacağını umuyorlar... En azından bu çalıştayın bir başlangıç olacağını söylüyorlar.

YIKIN O MADIMAK OTELİ’Nİ, YERİNE 37 GÜL AĞACI DİKİN

Tartışmalar sırasında çok ilginç bir öneri daha geliyor.

Yine Sağ çıkıp diyor ki;

Orayı müze yapsanız içine ne koyacaksınız. Yananların kemiklerini mi? Bırakın müzeyi, kötü hatıraları. Yıkın o oteli. Yerine 37 tane gül ağacı dikin yeter...

Bu öneri kabul görüyor. Sanıyorum hükümetin bu konuda bir girişimi olacak.

Çalıştayın genel yapısına gelince;

Kim ne derse desin bu açılımlar, bu çalıştaylar bugüne kadar yapılmamış girişimlerdir.

Yalnızca bu nedenle bile önemsemek gerekiyor. Bu yüzden doğru buluyorum.

Yıllarca “Kürt yoktur, kart kurt sesi vardır” diyen, “Alevi vatandaşlarımızın inançlarını görmeyen”, Ermeni ve Rum vatandaşlardan memur yapmayan bir devlet geleneğinin kırıldığı toplantılardır bunlar.

Komünizm her görüldüğü yerde ezilmelidir” sözünü, ABD’de komünist avı yapıldığı yıllardan ithal edip, Mustafa Kemal gibi bir devrimcinin Atasözü diye yutturan devlet anlayışının kırılmasıdır.

Umarım o yüz kızartıcı otel yıkılır, yerine 37 tane gül ağacı dikilir.

Ve o güllerden bir demet de İstanbul Müftüsü’ne gönderilir.

Fatih ÇEKİRGE

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy61631 = 'fcekirge' + '@';

addy61631 = addy61631 + 'hurriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

var addy_text61631 = 'fcekirge' + '@' + 'hurriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

( '' );

61631 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


Hürriyet - 21 Aralık 2009

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.