CHP üst yönetimi "Dersim"i öğrenemedi

CHP üst yönetimi "Dersim"i öğrenemedi

CHP üst yönetimi "Dersim"i öğrenemediCelalettin CAN* 10 Kasım'da günü en "öğretici" ve "tarihi"...

A+A-

CHP üst yönetimi "Dersim"i öğrenemediCHP üst yönetimi "Dersim"i öğrenemedi

Celalettin CAN*

10 Kasım'da günü en "öğretici" ve "tarihi" konuşmayı konuşmayı CHP adına Onur Öymen yaptı. Kendisinin tecrübeli bir dış işleri mensubu olması konuşmaya çok daha derin bir anlam yüklüyordu.

Kükrüyordu Öymen: "Atatürk Şeyh Sait'le müzakere mi etti? Dersim isyanını yapanlarla müzakere mi etti? Onların sözcüleriyle, temsilcileriyle masaya mı oturdu? Bunların hiçbirini yapmadı" ifadelerinden sonra, demokratik açılım sürecinin gerekçesi olarak ‘’Analar ağlamasın’’ denildiğini anımsatan Öymen, sözlerini şöyle sürdürüyordu: ‘’Maalesef bu ülkenin anaları çok ağladı. Tarihimiz boyunca çok şehit verdik. Çanakkale Savaşı’nda 200 bin şehidimiz vardı, hepsinin anası ağladı. Kimse çıkıp ‘bu savaşı bitirelim’ demedi. Kurtuluş Savaşı’nda, Şeyh Sait isyanında, Dersim isyanında, Kıbrıs’ta analar ağlamadı mı? Kimse ‘analar ağlamasın, mücadeleyi durduralım’ dedi mi? İlk siz diyorsunuz. Çünkü sizin terörle mücadele cesaretiniz yok."

Dersim' de ne oldu? Gelin Necip Fazıl Kısakürek'in tanıklığıyla başlayalım:“En aşağı 50 bin mazlumun kanını ve canını ihtiva etmesi bakımından, kalın hatlarıyla bir harita gibi çizdiğimiz ve şu anda yalnız ana prensip ve manasıyla tespit ettiğimiz bu facianın tarihte bir eşi benzeri gösterilemez. Babalarını arayan ve yanına gitmek istediklerini söyleyen 2 masum çocuğun Hozat Kaymakamı tarafından süngületilerek babalarının yanına gönderilmesi… Kendisinin öğretmen ve köy halkıyla alakasız bir şahıs olduğunu iddia ederek alevler içinden fırlamak isteyen bir gencin, kalasla itilip alevler içine atılması ve karşısında sigara içilmesi… Buğday sapları üstünde yakılan ve daha evvel kurşunlanmış bütün köy halkı… Annesinin karnından sivri uçlu aletle çıkarıldıktan sonra yaşamakta devam eden ve hâlâ topuğunda bu sivri uçlu aletin izini taşıyan çocuk…”

Dönemin Emniyet Müdürü ve Seyit Rıza'yı asmak için Elazığ'a giden 1970 li yılların Adalet Partisinin “ünlü” Dış İşleri bakanı olan İhsan Sabri Çağlayangil anılarında, "Mağaralara iltica etmişlerdi. Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içinden. Bunları fare gibi zehirledi. Yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler. Kanlı bir hareket oldu. Dersim davası da bitti. Hükümet otoritesi de köye ve Dersim’e girdi. Dersim böyle bitti. " diyor.

Ya Dersim'de görev yapan 12 Mart askeri cunta şeflerinden olan Muhsin Batur’un - ne yaşamışsa artık- utancı: “Günlerden bir gün emir geldi, tren yoluyla Elazığ’a vardık, oradan da ilk durak Pertek olmak üzere harekete geçtik. İki aya yakın Dersim’de görev yaptım. Okuyucularımdan özür diliyorum ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum.”

Gerçekten Öymen’in bu konuşması gerçekten çok öğretici ve tarihi. CHP’den beklenti içinde olan her Dersimli, her Alevi, her solcu, her demokrat, kan dökülmesini istemeyen her yunttaş bu konuşmayı çerçeveletip evinin en görünür bir yerine asmalı.

CHP üst yönetimi bir savaş kliği olduğunu apaçık tescil etti. Savaş istiyor. Yetti: cellatlarımızın sığınacak limanlar olmadığını anlamanın zamanıdır.

*78'LİLER GİRİŞİMİ SÖZCÜSÜ

KAYNAK : Acikgazete.com - 14.11.2009

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.