Divriği Çamşığı Avcıların İşgalinde

Divriği Çamşığı Avcıların İşgalinde

DİVRİĞİ ÇAMŞIĞI ‘AVCILARIN’ İŞGALİNDE     Bitki örtüsüne ve doğal yaşama sıçrayan ‘kan’Sivas’ın...

A+A-

DİVRİĞİ ÇAMŞIĞI AVCILARIN İŞGALİNDEDİVRİĞİ ÇAMŞIĞI ‘AVCILARIN’ İŞGALİNDE   
 
Bitki örtüsüne ve doğal yaşama sıçrayan ‘kan’

Sivas’ın Divriği ilçesi beldelerinden Çamşığı’nın adını duymuş muydunuz hiç? Ya da Ruhi Su’nun “Bir Çamşığı Türküsü”nü dinlemiş miydiniz? Çamşığı bir halk ozanları diyarı olarak anılır. Yörenin havasından mı, suyundan mı, eşsiz güzelliklerle bezenmiş doğasından mı bilinmez ama çok “halk ozanı yetişir” bu yöreden. Türküleriyle meşhurdur. Divriği’nin de Çamşığı’nın da sorunları çok elbette.

MAKİNELİ TÜFEKLE “AV”

Üç veya dört yıl öncesi Çamşığı’ya çok kar yağmış, kış çetin geçmiş. ağır kış şartlarından yaban hayvanları da etkilenmiş, yiyecek bulmak için köylere kadar gelmişler. Gürpınar köyü’nden birkaç kişi toprağın üzerindeki karları temizlemiş, açlıktan ölmesinler diye kekliklere yem bırakmış. Keklikler de gelip güzel güzel karınlarını doyurmuş. Doyurmuş doyurmasına da. Ardından patlayan silah sesleri ve ortalığa saçılan “kan” her şeyi altüst etmiş. Ne olduğunu merak edenler, baktıklarında son yıllarda ortaya çıkan dışarıdan gelen ve Çamşığı’nı mesken tutan avcılarla karşılaşmışlar. Nereden buldularsa bulmuşlar, bu güzelim yöreyi mesken tutmuş eli silahlı avcılar, doğa katliamcıları...

DAĞ KEÇİLERİNİN NESLİ TÜKENİYOR

O gün bugündür, Kırşehir’den, Kayseri’den, Maraş’tan, Malatya’dan ve başka yerlerden “avcılar” sürekli bölgede. Çamşığı’nı ve civar köyleri son model “otomatik tüfekli”, attığını vuran, “tam techizatlı”, lüks arabalı avcılar doldurmuş... Torbalar dolusu keklik vuruluyormuş. Avşar, Çukur Ören ve Güneş Çayı’nın meşeliklerinde yaşayan dağ keçilerinin nesli tükenmek üzere. Kala kala analı, yavrulu 5-6 dağ keçisi kaldı. Sırada onlar mı var şimdi?..

Bölgemizden geçerek Fırat nehrine karışan Güneş Çayı’nın Çamşığı topraklarındaki uzunluğu yaklaşık 40 kilometre. Çay’ın her iki yakası da meşe ağaçlarıyla kaplı. Bu nedenle yöremiz yaban hayvanlarının yaşamasına uygun bir bölge. Bu özelliğinden dolayı yöremiz avcıların işgalinde. Köylüler huzursuz ve tedirgin. Bağına, bahçesine, tarlasına gitmeye çekinir vaziyette. Çamşığı halkı, sözde “avcılık” adı altında yapılan hayvan katliamına ‘dur’ denilmesini istiyor...

Yöremizin doğal zenginliği, yaşam kaynağı ve güzelliği olan”kınalı keklikler” ve nesli tükenmekte olan dağ keçilerinin yok edilmelerine göz yumulamaz.

Bu hayvanlar özgürce yayılıp özgürce uçamayacaklar mı? Nereye kadar kaçacaklar ya da kaçabilecekler! Korku içinde geçirilen üç beş senelik ömür, avcının torbasında mı son bulacak?!

Çevre ve Orman Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı yetkilileri doğanın ve yöre halkının sesine, çığlığına kulak versinler.

Bu ayvancıkları kim koruyacak, ölüm kusan silahları kim susturacak?...

ÇAMŞIĞI’DA VAHŞETİN ÇIĞLIĞI!

“Keklik dağlarda çağıldar
Yavrum diye diye ağlar
Günden güne yansa dağlar
Görenlerin bağrı yanar
Ağlarım ben kekliğime
Seherden öten bülbüle
İpeklenmiş tüylerine
Yanaktaki benlerine
Ağlarım ben kekliğime”

CAFER DOĞAN

( Dünya Yalnız Bizim Değil sayfası, BirGün Gazetesi, 17 Kasım 2007)

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.