Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Erikli Baba Kültür Derneği ve Cemevi başkanına bir ziyarette bulunmuştur. Ziyaretin basına ve kamuoyuna yansıyışıyla Alevi kamuoyuna verilmeye çalışılan mesaja dair çok şeyler söylenebilinir.

Mesela ; Körler ile sağırlar birbirini ağırlar… Açılımın üstüne tüy dikmek… Nato mermer Nato kafa… Asimilasyon filminin yeni bölümünün ilk fragmanı… Halk deyimlerimiz çok, Uzatmayalım.

Diyanet reisi ile hukukçu Cemevi Başkanının insani iyi dilek ve temennilerine ise kimse gibi bir sözümüz olamaz. Zaten yokta. Ama bunların yeri de Cemevi değil, Çünkü biz her şeyin zaman ve mekan içinde bir anlamı olduğunu bilenlerdeniz.

Diyanet İşleri başkanı canlarla lokma yemeye geldim, zaten tanışıyorduk tekrar tanıştık diyor. Niyet alevinin kestiği de pişirdiği de yeniri gösterip kanıtlamaksa daha iyisi şöyle de yapılabilirdi.

Lokantacı Esnafa bir fetva yayınlayıp alevi canlarımızdan İşsiz olanlara lokantalarda istihdam edinme olanağı sağlanabilirdi. Ya da Alevilerle tanışmak için AKP’den Milletvekili Aday adayı olup da adaylığı kabul edilmemiş olan bir Cemevi başkanı yerine başka adresler düşünülebilirdi.

Hukukçu cemevi başkanı ile başında sarığı ve sırtında cüppesiyle Cemevini ziyaret eden Diyanet işleri başkanının diyaloglarında Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı temelinde yıllardır süregelen mücadelerinde dile getirdikleri taleplerinin bir kez de Alevilere ait ibadet mekanların da reddi de var.

Hukukçu Cemevi başkanının diyanet işleri başkanlığının kuruluş ve görevleri hakkındaki kanunun 7.maddesinin (Başkanlığın hizmet birimleri, görev ve yetkileri) din hizmetleri genel müdürlüğü başlıklı bendinin 1.maddesinin cami ve mescitleri ibadete açmak, yönetmek, ibadet ve irşat hizmetlerini yürütmek olduğunu bilmiyor mu?

Alevilerin ibadetinin cem olduğundan, Cemlerimizde semaha durduğumuzdan, Cemevlerinin Alevilerin ibadet yerlerinin adı olduğundan bihaber miyiz ki Diyanet reisinin “ CEMEVİNİN CAMİNİN  BİR ALTENATİFİ OLARAK KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL,BUNU SİZLERİNDE KABUL ETMESİ MÜMKÜN DEĞİL” ifadelerinden sonra dersimizi almaya büyük bir aymazlıkla devam ediyoruz.

Hukukçu Cemevi başkanı 2010 yılı faaliyet raporunda tehditler (KURUMUN  KONTROLÜ  DIŞINDA  GERÇEKLEŞEN  OLUMSUZLUKLAR , DEZAVANTAJLAR) bölümündeki “İSLAM İÇİ DİNİ GÖRÜŞ VE YORUMLARIN AYRI BİR DİN GİBİ GÖSTERİLMESİ YÖNÜNDEKİ GAYRET VE ÇALIŞMALAR” cümlesindeki özün Aleviler olarak tanımlanmanız gerekir ve asimile olmanız gerekir anlamına geldiğini anlayamıyor mu?

Bizler anlıyoruz ki, bir Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde bir de Başbakanlığa bağlı Alevi standartları enstitüsü kurulacak, Durmak yok asimilasyona devam anlayışı seçimlerden sonra yeni Anayasa oluşturulacak. Anayasa da Alevilik adına kristalleşmiş bir halde görünür hale getirilecek o halde bunun savunucularının da şimdiden yaratılmasında fayda var değil mi?

Erikli baba Cemevin de cenaze erkanı yerine getiren paşa yalçın’ın Arapça değil de sadece Türkçe kullandığını bilse diyanet işleri başkanı ne söylerdi acaba doğrusu bu meseleyi de merak etmiyor değiliz?

Asıl adı Cemaatin devletleşmiş hali olan AKP iktidarı ve onun bir kurumu olan kendisine uluslararası misyonlarda biçilen diyanet işleri başkanlığı Alevilerin yurttaşlık hakkı temelindeki taleplerini görmezden gelmekten vazgeçmelidir. 

Bütün bir Türkiye’yi cemaatler ve tarikatlar toplamına indirgemeye çalışan AKP, Aleviliği de dini bir cemaate dönüştürüp asimile etmenin yollarını aramaktadır.

Aleviler Zorunlu din dersi dayatmasına, Cemevlerinin statüsü konusundaki yasal engellere, Kendilerine diyanetin asimilasyoncu politikalarının dayatılmasına boyun eğmeyecek ve nurjuvazinin temsilcisi diyanetle uzlaşmayacaklardır.

Demokratik Alevi Örgütlülüğünün bu gücü vardır.

28.05.2011

Nedim Gülsen