Down Sendromlu Alevi Açılımı

Down Sendromlu Alevi Açılımı

Down Sendromlu Alevi AçılımıZafer KÖKVER  Bildiği üzere "Down Sendromu" yeni doğan çocuklar için ana karnındayken...

A+A-

Down Sendromlu Alevi AçılımıDown Sendromlu Alevi Açılımı

Zafer KÖKVER
 
Bildiği üzere "Down Sendromu" yeni doğan çocuklar için ana karnındayken taşıdıkları büyük risklerden biri olup teşhisi mümkün ama tedavisi bulunmayan hastalıklardan biridir. Ana karnında bu hastalığın birkaç yöntem ile tespit edilmesi mümkün.

Şayet ana karnındaki çocukta Down Sendromu olduğu teşhis edilirse gebelik ailenin izni ile sonlandırılır.

Fakat onca teşhis ve öneriye rağmen çocuk bu şekilde dünyaya gelirse de bu günkü tıp, tedavisi mümkün olmayan bu hastalığı taşıyan çocuklar için yapılan zor tedavi ile topluma uyabilmesi bakımından bir miktar ilerleme sağlanabiliyor.

Cocuk ise ömrü boyunca bu hastalığın pencesinde boğuşur durur. Hem Ailesine hemde kendisine yaşamı çekilmez kılar.

Bu hastalığı tarif ettikten sonra belki böylesine bir yazıya böyle bir hastalıkla ilgili bilgi ile giriş yapmış olmam yazının devamı bakımından ilginç bulunabilir fakat aşağıda anlatacağım olaylar ve düşüncelerimi olayların gelişimi ve hastalığın vardığı sonuç olarak tam anlamı ile bu hastalığın gelişim evreleri yaşadıklarımız ile tıpa tıp benzeştiği görülecektir.

Dün Alevi Çalıştayın sonuç bildirgesinin okundu; Peki neydi bu Alevi Çalıştayı, maksadı ne idi,

Alevi Çalıştayının oluşumu gelişimini anlatabilmek için biraz geriye gitmekte fayda var.

Çalıştayın Ana karnına düşmesi yaklaşık bundan 3 yıl önce AKP Milletvekili Reha Çamuroğlu'nun bu konuda fikir babalığı yaptığı çalışmalar ile başladı.

Başta AKP’li Çamuroğlu olmak üzere Genel Başkan Erdoğan’ın da katılımı ve teşviki ile başlayın çalışmalar sansasyonlu Alevi İftarları ve Aşure dağıtım törenleri ile akıllarda kaldı.

AKP kendi düşüncesinde bir Alevi toplumu yaratma fikri ve desteği bu dönemde iyice palazlandı ve vücut buldu.

Gelişen olaylar; özellikle ABF önderliğinde gerçekleşen yürüyüş, miting vb. benzeri inisiyatiflerin geniş kitlelerce kabul görmesi, AKP hükümetini bu konuda bir an önce bir şeyler yapmaya zorladı vei de inisiyatif olarak Alevilerin önüne bir Alevi Çalıştayı olarak kondu.

Özellikle Alevi toplumu içinde İktidar ile yan yana duruş sergileme ve iktidar olanaklarından faydalanma meyilli şahsiyetler birer ikişer bu düşüncenin uygulamaya konması ve alınan kararlarında yaşama bir an önce geçmesi için hemen bu tekneye binmekte, bu acı aşıyı yemekte bir sakınca görmediler.

Bu konuda özellikle Dünya Ehlibeyt Vakfı Başkanı Fermani Altun’un “Niye gitmedik” diye pişman olmaktansa sürecin içinde olmayı tercih ettikleri şeklindeki sözleri çok ilginçtir.

Yaklaşık 2 yıl dır devam eden Çalıştaysa sonunda Alevi açılımı konusunda yol haritasının belirleneceği son 7. Alevi Çalıştayı, Kızılcahamam'da 'erkek erkeğe' başladı ve bitti. Tek bir kadın temsilcinin olmadan, onların fikirleri dahi alınmadan.

Alevi Çalıştayının yedincisi de yine diğerleri altısı gibi Alevi örgütlerinin protestosundan nasibini aldı.

ABF başkanı Ali Balkız’ın, “Alevi sorunu hakkında çalışma yapılması gereken yer TBMM dir TBMM bu konuyu içtenlikle ele alıp, parti farkı gözetmeksizin çözüme ulaştırmalıdır” sözü hala kulaklarımızda iken; "Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Alevi Kültür Dernekleri Çalıştaya davet edilmedi, biz de davetli listesine sonradan kerhen eklendik. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ise hiçbir Çalıştaya çağrılmadı. Yani Alevi-Bektaşilerin önderleri bu süreçte yok sayılmıştır. Bu Çalıştay, Cem Vakfı ile AKP arasında geçen bir alışverişten ibarettir” demesini de kim duydu, duyduda ne yaptı bilinmez.

Çalıştayda Alevilik için 'Çerçevelendirme Sorunları’ konu başlığı nedeniyle ‘kendilerine kefen biçilmeye çalışılıyor diye haykırmakta idi.

Madımak Katliamını Alevi Katliamı olarak değerlendirme yapmayan, Dede, baba maaşı peşinde koşan İktidar şakşakçısı sözde Alevi Önderlerinden düne kadar bu Alevi Toplumu fayda gördü ise bundan sonrada göreceği inancımla bu zatlar; önüne konan her türlü bu dünden geri ne varsa kabul ederek sakat iyileşme umudu olmayan bir çocuğun doğumuna sebep olmuşlardır.

Halbuki daha ana karnında iken ortaya konan teşhis ile sakat doğumun önün geçilmeye çalışılmıştı, ama onlarda ne kulak vardı bizi bizleri dinleyecek, ne de yürek vardı cesaretle haykıracak.

Onların anlayışı ile bu ülkenin sorunlarını ile Alevi Toplumunun sorunlarının farklı olmadığın görmeyen görmek istemeyen  yaklaşım ancak ve ancak onlar için  suni Ortodoks gelenekte içinde sorununu çözümleyebilirdi.

İslamiyet’te sözde bulunmayan ruhban sınıf ne yazık ki Alevilik içinde yer bulmuş, tek ses, tek söz haline gelmiştir.

Gerici şıh, şeyhlerle aynı kaba işeyen bu güruh zaten kendisinden bekleneni yapmış dolayısı ile bizleri aslında hiç mi hiç şaşırtmamıştır.

Bu çalıştay sonucunda Sünni Ortodoks cemiyetini temsilen oluşturulan Diyanet konusunda en ufacık bir tavizi bile çok gören Hükümet bir şey vermeden bir çok şey almayı iyi bilmiştir.

Cem evlerini ibadet yeri olarak gördüğünü, Dedelere maaş vereceğini, Madımak'ı park yapacağını ifade eden anlayış sakattır.

Çalıştayda sözde uzlaşılan "Diyanet İşleri Başkanlığı'nın mevcudiyetini koruması, içerisinde Alevilerin de temsil edileceği bağımsız kurulların oluşturulması ve bütçeden Alevilere pay verilmesi" konusu bile meselenin yine Sünni inanç içinde çözümlenmesi yoluna gidildiğinin en önemli göstergesi olarak durmaktadır.

AKP; Alevi örgütlerinin bunca söylem, teşhise ve önerisine rağmen Alevi Çalıştayları ile Alevilere bir kefen biçmiştir.

Alevi Çalıştayın da doğan çocuk Down Sendromlu dur.

Vatana millete hayırlı olsun..

Zafer KÖKVER / Aleviler TR - 2 Şubat 2010

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.