Ece TEMELKURAN : AKP'deki Kastelli şifresi

“Bugün ırkçı-tekelci emperyalizmin dayatmaları ve haksızlıkları dünya barışını tehdit etmektedir. Irkçı, tekelci ve sömürgeci mihraklar geliştirmeye çalıştıkları Postmodern sömürge politikalarıyla dünyayı yeniden sömürgeleştirmeye çalışmaktadırlar.”

Bu cümlelerin, çok muhtemeldir ki bir sosyalist örgütün bildirisinden alındığını düşünebilirsiniz. Oysa bu paragraf, 17. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi Sonuç Bildirgesi’nden. Bildirgeyi önceki gün ESAM Genel Başkanı ve Saadet Partisi lideri Recai Kutan açıkladı.

Açıklamanın içeriği, AKP’yi Refah’tan ayıran en belirgin yeniliğin, dini referanslarla biçimlendirilen toplumsal adalet kavramından vazgeçmesi olduğu tezini destekliyor. Dünyanın güneyinde Müslümanları adalet, vicdan, kimlik kavramları üzerinden emperyalizme karşı örgütleyen diğer siyasal İslam hareketlerinden AKP’nin ayrıldığı nokta da bu:

AKP, ortalama bir Müslüman-Türk vatandaşın içinde bulunan Kastelli’yi çağırıyor, ona, İslamı kullanarak meşruiyet kazandırıyor. Özal döneminin yarattığı Kastelli tipinin üzerine seyreltilmiş Türk-İslam senteziyle bir katman daha atıyor ve kendi insan tipini oluşturuyor. AKP’nin kendi seçmen kitlesinden başlayarak bütün memlekette yükselttiği şiar bu:

Kastelli öldü! Yaşasın yeni Kastelli!

‘Halk’ yalanı

Şerif Mardin’in ‘iyi, güzel, doğru’ tartışması üzerinden söyleyecek olursak, Özal döneminde belirlenen yeni ‘iyi, doğru, güzel’ kavramını bir kez daha değiştiriyor. Daha önce AKP’nin bu ülkenin kurucu söylemini değiştirdiğini yazmam bu yüzdendi. Bugün sadece AKP’nin bir siyasal iktidar olarak yaptıklarından duyulan bir rahatsızlığın ötesinden daha derin bir tedirginlik duyuluyorsa sebebi bu.

AKP, Kastelli’yi üreten bir bozuşma sürecini daha da ileri götürerek hem daha ileri düzeyde bir ahlaki bozuşumu üretiyor hem de elinde bulundurduğu yasalaştırma ve meşrulaştırma araçlarıyla bu bozuşumu yeni kural-yeni düzen haline getiriyor.

Konuştuğunuz mütedeyyin vatandaşların size yalan yanlış bilgilerle, AKP üzerinden demokrasi ve hukuk dersi verebilmesinin, sizin de fenalıklar geçirmenizin nedeni bu. Cehaletin kurduğu düzenin halk egemenliği olarak yutturulması da kaba ve yanlış bir demokrasi tarifiyle yüzde 47’nin bu ‘yeni halkın’ koltuklarını kabartmasıyla mümkün olabiliyor.

AKP amblemini kazımak

Bu düzenin içeriğinde en rahatsız edici şey, ne İslami referanslarla bezenmiş olması ne de muhafazakârlığı artırması. Zira AKP ambleminin üzerindeki, Müslüman Kardeşler’den apartma ‘anti-kolonyalist’ söylemi biraz kazırsanız, altından sıradan bir sağ parti çıkar.

Başbakan’dan başlayarak en alt seçmen kitlesine kadar yayılan ‘hayali kolonyalistlere’ karşı mücadele veren Müslüman kahramanlar söylemi en son örneğini yarım yamalak da olsa Babacan’ın sözlerinde kendini gösterdi.

Ama AKP’nin ürettiği ‘yeni Kastelli’lerin en tehlikeli yanı her toplumsal ve siyasal meseleyi para ve güç üzerinden ‘halledebilir’ hale getirmesi, bunu toplumda yaygın ve meşru kanaat olarak yerleştirmesi.

Başbakan’ın Diyarbakır ‘çıkarması’ buna iyi bir örnek. Kürt illerine AKP’nin Ulubatlı Hasan’ı havasıyla giden Başbakan’ın açıkladığı kalkınma projesi tam bir ‘mütedeyyin Kastelli’ buluşu.

Savaş ve ayrımcı politikalarla yoksullaştırılan bölgeye zaten yapılması gereken şeyleri yerel seçim öncesi en afili tanıtımla ortaya koymak ne olabilir ki? Bu operasyon aslında ‘kan parası’ değil midir? Bu konuya daha sonra döneriz. Ama bugün ‘Biz Kuran’ı anlayabiliyorduk, Atatürk bize unutturdu’ diyen taksi şoförü, siz ‘Öyle değil’ dediğinizde geri dönüp size tiksinerek ve aşağılayarak bakıyorsa bu ‘yeni Kastelli’nin iktidarı değildir de nedir?

Ece Temelkuran

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy61324 = 'ecetem' + '@';

addy61324 = addy61324 + 'hotmail' + '.' + 'com';

var addy_text61324 = 'ecetem' + '@' + 'hotmail' + '.' + 'com';

( '' );

61324 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->

MİLLİYET - 4 Haziran 2008