Ece TEMELKURAN : Bir grup vatandaş'la konuşulsun

Ece TEMELKURAN : Bir grup vatandaş'la konuşulsun

'Bir grup vatandaş'la konuşulsun!Ece TEMELKURAN..İstanbul'da önceki gün bayrağa sarınmış kalabalık "bir grup vatandaş"...

A+A-

Ece TEMELKURAN : Bir grup vatandaş'la konuşulsun'Bir grup vatandaş'la konuşulsun!

Ece TEMELKURAN

..İstanbul'da önceki gün bayrağa sarınmış kalabalık "bir grup vatandaş" sabahlara kadar Kürtlerin yaşadığı Tarlabaşı Mahallesi'nde insanları evlerinden dışarıya çağırdılar. Ne kadar da Maraş Katliamı'na, Çorum Katliamı'na, Sivas Katliamı'na benziyor her şey.

Çünkü bugün çıkan bir olayın ne Maraş'taki gibi üstü kapatılabilir, ne Çorum gibi unutturulabilir ne de Sivas gibi birkaç suçlunun cezalandırılmasıyla nihayetlendirilebilir...

'Bir grup vatandaş'la konuşulsun!

"Bu savaş yapılamamış bir darbenin bedeli mi?" diye sormuştum bir hafta önce. Cevabımı aldım. Darbe yerine son derece "meşru" yollarla seferberlik koşulları içine sokulan Türkiye'de artık savaş çığlıkları atmamak vatan hainliğiyle eşdeğer duruma getirildi. "Olağanüstü hal ilan edilsin" sesleri daha ilk günden yükselmeye başladı. Şimdi akıllarımız ve kalplerimiz bir darbenin beceremeyeceği kadar "tek tipleştiriliyor".

Saldırılar başladı

"Sınır ötesi operasyon, savaşı hiç olmadığı kadar ülke içine taşımayacak mı?" diye sormuştum bir hafta önce. Cevabımı aldım. Saldırılar başladı. Dün sekiz şehirde DTP binalarından çeşitli derneklere kadar birçok binaya "kimliği belirsiz kişiler" tarafından saldırılar düzenlendi.

İstanbul'da önceki gün bayrağa sarınmış kalabalık "bir grup vatandaş" sabahlara kadar Kürtlerin yaşadığı Tarlabaşı Mahallesi'nde insanları evlerinden dışarıya çağırdılar. Ne kadar da Maraş Katliamı'na, Çorum Katliamı'na, Sivas Katliamı'na benziyor her şey.

Karşılığında yapılan ne? "İtidal" çağrıları! Basının her seferinde "bir grup vatandaş" diyerek adını koymaktan özenle imtina ettiği bu vatandaşlar, hepimiz biliyoruz ki bu saldırılar sırasında elleriyle kurt işaretleri yapıyorlar.

Ve hepimiz biliyoruz ki bu "itidal" çağrıları onları sakinleştirmek için değil. İtidal, onların saldırdıkları insanlara "Aman siz karşılık vermeyin" demeye geliyor.

Son yirmi beş yıldır aşırı milliyetçi, şiddet yanlısı, düşünce düşmanı politikalarla zembereği kurulmuş bebekler gibi erkekler, şimdi kurma anahtarları savaş çığırtkanları tarafından salıverilince ne için kurulmuşlarsa onu yapmaya başlıyorlar.

Onlarda kurulan öfke sadece Kürtlere yönelik de değil, "galeyana gelmiş gruplar" ne kadar sol örgüt, ne kadar kilise, ne kadar dernek varsa, kendileri kadar militarist, milliyetçi, dindar olmayan ne varsa hepsine karşı saldırı hazırlığı içindeler.

Ve basın, "Aman olaylar büyümesin" diye bu saldırı haberlerini vermekten çekiniyor. Ülke, hızla ve alkışlar içinde iç savaşa sürükleniyor oysa.

MHP lideri Devlet Bahçeli, PKK'nın uzantılarının "Meclis'te, derneklerde, üniversite konferans salonlarında" olduğunu söyleyerek var olan zor durumu daha da güçleştiriyor.

Eğer, bugün "bir grup vatandaş" derneklere ya da üniversitelere girip gencecik çocukları öldürürse vebali boynunadır, bilmeli.

Hükümet, hem Bahçeli, hem Muhsin Yazıcıoğlu ile görüşmeler yapıp bu "bir grup vatandaşı" uyarmalarını söylemeli. Evet, durumumuz benim bile böyle şeyler söylememe neden olacak kadar çaresiz ve ürkütücü.

Çünkü bugün çıkan bir olayın ne Maraş'taki gibi üstü kapatılabilir, ne Çorum gibi unutturulabilir ne de Sivas gibi birkaç suçlunun cezalandırılmasıyla nihayetlendirilebilir.

Bosna'daki gibi olabilir

Öfke ve nefret, bugün Türkiye tarihinde belki de hiç olmadığı kadar derin ve canlı. Bu işin sonu Bosna'daki, Ruanda'daki gibi olabilir. İstanbul, Beyrut olabilir. İnsanlar, "milliyetçi hisleri olan normal vatandaş" olmakla komşularını öldürmek arasındaki çizgiyi akıl almaz bir hızda aşabilir.

"Bize hiçbir şey olmaz" itikadıyla yaşadık bunca yıl. O ülkelerdeki o insanlar da öyle yaşamıştı. Şimdi hepsi öldüler. Çocukları Avrupa'da hayalet mülteciler olarak dolaşıyorlar.

Kuzey Irak'a operasyon yapılacak. Ne kadar savaş karşıtı olsak da, şu günlerde sesimizi çıkarırsak lince uğrayacağımızdan sesimiz çok duyulmayacak. O konuda ok maalesef yaydan çıktı.

Belki bu karar, karar verenleri bile aşıyor. Ama bizim hiç değilse savunacak bir iç barışımız olabilir hâlâ. Bu barışı bozacak olanlara benim, bizim sözlerimiz ulaşmıyorsa sesi onlara ulaşacak olanlar konuşabilir.

Ece TEMELKURAN

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy65287 = 'ecetem' + '@';

addy65287 = addy65287 + 'hotmail' + '.' + 'com';

var addy_text65287 = 'ecetem' + '@' + 'hotmail' + '.' + 'com';

( '' );

65287 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->

MİLLİYET - 24.10.2007

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.