Ekrem DUMANLI : Alevî-Sünnî gerilimine dur demek

Ekrem DUMANLI : Alevî-Sünnî gerilimine dur demek

Ekrem DUMANLI : Alevî-Sünnî gerilimine dur demek  Geçen hafta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hacıbektaş'taki törenlere...

A+A-

Ekrem DUMANLI : Alevî-Sünnî gerilimine dur demekEkrem DUMANLI : Alevî-Sünnî gerilimine dur demek
 
Geçen hafta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hacıbektaş'taki törenlere katıldı. Çok da iyi oldu. Cumhurbaşkanı'nın konuşmasını protesto etmek isteyen küçük bir zümreye aldırış edilmedi.

O taşkın topluluğun hevesi de kursağında kaldı. Hacı Bektaş-ı Veli'nin evrensel sevgi mesajlarıyla ne kadar bağdaşıyor bu tür kaba saba davranışlar? Eminim, değil devletin en zirvesindeki insan için yapılan kabalık, oraya gelen herhangi bir kişiye gösterilen saygısızlık bile yüreği insan sevgisiyle dolu Alevileri derinden yaralıyordur...

Her neyse... Sonuçta bu ülkenin cumhurbaşkanı protesto riskine aldırmadan Hacıbektaş'taki törenlere iştirak etti, harika bir konuşma yaptı. Birleştirici, bütünleştirici bir konuşmaydı bu. Kürsüden indikten sonra sayın cumhurbaşkanı daha güzel bir jest yaptı ve halkın arasına karışıverdi. Pazar gazetelerinin neredeyse tamamında yer alan fotoğraflara göre Alevi vatandaşlarımızla Abdullah Gül sarmaş dolaş. Bu fotoğrafları gören herkes rahatlıkla 'İşte devlet millet kucaklaşması' demiştir. Hatırlanacağı üzere Köşk'e çıkar çıkmaz Gül, Güneydoğu'ya da bir seyahat yapmış ve Kürtler, Abdullah Bey'i bağrına basmıştı. O zaman da benzer bir duyguya tercüman olmuştu herkes. Zaten cumhurbaşkanlığı makamının varlık nedenlerinden biri de bu değil mi? Milletin tamamını samimi bir şekilde kucaklamak, onların problemlerine çözümler üretmek, üretilen çözümlerin önünü açmak...

Geçen hafta Alevileri yakından ilgilendiren önemli bir hadise daha yaşandı: DHKP/C adlı terörist örgütün lideri Dursun Karataş'ın cenazesi Türkiye'ye getirildi. Malum olduğu üzere, bahsi geçen örgüt Alevi kimliği üzerine sıkça vurgu yapıyor. Hatta güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada ölen üyelerini cemevlerinde düzenlenen törenler sonrası gömüyor. Bu manzaradan rahatsız olan Aleviler de var; ancak bu cebrî duruma itiraz çok da kolay gözükmüyor. Karataş'ın cenazesi önce Gazi Mahallesi'ndeki cemevine getirildi, orada bir tören düzenlendi. Cenaze daha sonra bir camiye götürüldü: Sonra anlaşıldı ki Karataş, Alevi değilmiş; o yüzden iki defa tören düzenlenmiş. Cami hocası için de zor bir durum. Ne desin imam efendi? Çok az sayıdaki insanın namaza durmasıyla o da tekbiri getirdi, görevini ifa etti.

Karataş'ın cenazesindeki genel manzara bile aslında bir gerçeği gözler önüne seriyor: Alevilik üzerinden söylem geliştiren bir örgütün 'efsanevî lider'i Sünni çıkıyor: O kadar iç içe girmiş bir toplumdan bahsediyoruz. Aynı mahallede yaşayan, aynı işyerinde meslek icra eden, ortaklık yapan, aynı futbol takımı için şarkılar söyleyen... Kimin haddine ki Alevi'yi, Sünni'den Kürt'ü Türk'ten ayırabilsin! Yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan insanlar kendine özgü bir sentez geliştirmiş ve toplumsal barış için belli bir kültür oluşturmuş. Ne var ki insanları birbirine düşürmeye ve ülkeyi zaafa uğratmaya azmetmiş birileri sürekli ayrılığı-gayrılığı körüklemiş; hâlâ da körüklüyor...

Pazar günkü Hürriyet'in birinci sayfasından anons ettiği nefis bir haber vardı: Oradaki bilgiye göre Ebuzer Gıffari Bakır adındaki bir imam, Alevi köyüne tayin ediliyor. Orada yaşadıklarını Bir Alevi Köyü İmamının Hatıraları ismini verdiği kitabında anlatıyor. Yozgat Kababel köyüne tayin olan Bakır, önyargılarını anlatıyor önce. Sonra da o peşin hükümlerin insanları tanıdıkça nasıl yok olduğunu, arada nasıl derin bir sevgi ve saygı oluştuğunu naklediyor. Asıl ihtiyaç duyulan da budur! Bu ülkenin çocukları birbirini daha yakından tanıdıkça daha derinden sevecek. Araya fitne sokmak isteyenlere fırsat verilmeyecek. Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta yaşanan acı hadiselerin arkasında provokatörler vardı. Ve maalesef kirli amaçlarına masum gençleri alet etti bu uğursuz zümreler. Halen de insanların birbirini tanımasından rahatsız oluyorlar: 'Alevileri Sünnileştiriyorlar' diye feryat edenlerin önemli bir kısmı diyalogdan korkuyor, 'gelin tanış olalım' düsturundan ödleri kopuyor: Halbuki herkes kendisi olarak kalabilmeli ve 'öteki' ile beraber yaşamanın sevincini iliklerine kadar duyabilmeli. Sayın Cumhurbaşkanı'nın verdiği mesajın özü de budur

EKREM DUMANLI
ZAMAN - 19 Ağustos 2008

Etiketler : , , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.