Erdal GÜVEN : AİHM'nin zorunlu kararı (2)

Erdal GÜVEN : AİHM'nin zorunlu kararı (2)

AİHM'nin zorunlu kararı (2) Erdal GüvenDoğrusunu isterseniz, AİHM'nin Türkiye'deki din derslerinde eğitim hakkının ihlal edildiğine...

A+A-

Erdal GÜVEN : AİHM'nin zorunlu kararı (2) AİHM'nin zorunlu kararı (2)

Erdal Güven

Doğrusunu isterseniz, AİHM'nin Türkiye'deki din derslerinde eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin kararı, Türkiye'nin yıllardır içinde yaşadığı ama nedense yüzleşmek istemediği yalanlardan birinin yüzüne vurulmasından ibaret. Din derslerinin müfredatı ve kitapların içeriği bu memlekette okumuş herkesin malumu. Aleviliğin ya da Sünni Müslümanlık dışındaki inaçların neredeyse görmezden gelindiği de.

Karar Türkiye'de iki biçimde yorumlandı. Hükümet/bürokrasi kanadı, 'Birkaç rotüşla düzeltiriz' havasında. Laikçi kesim ise, 'Gördünüz mü, yıllardır söylüyoruz, laik bir devlette din dersi zorunlu olamaz. AİHM de bunu teyit etti' iddiasında. İki yaklaşım da hatalı.

AİHM diyor ki, Türkiye'deki din dersleri, 'demokratik bir toplumda eğitimin gereği sayılan nesnellik ve çoğulculuk kıstaslarını karşılamıyor; aynı zamanda öğrencilere dine yönelik olarak eleştirel bir akıl kazandırmaktan da uzak.' Bu yüzeysel bir yaftalama değil, müfredat ve din dersi kitapları taranıp incelenerek yapılmış bir saptama. Dolayısıyla, ortada 'rötuşlarla' kotarılabilecek bir durum yok. Müfredat ve din dersi kitaplarının baştan sona, kökten biçimde elden geçirilip AİHM'nin işaret ettiği niteliklerin kazandırılması şart. Bu da ancak sivil toplumun da yer alacağı kapsamlı ve ayrıntılı bir çalışmayla mümkün olabilir.

Öte yandan, laikçilerin sandığı gibi AİHM'nin mahkûm ettiği, zorunlu din dersi uygulaması değil, bu uygulamanın içerik ve yöntemi. Malum, AİHM, Avrupa Konseyi'ne bağlı. Avrupa Konseyi'nin 47 üyesi var. Bir araştırmaya göre bu ülkelerdeki devlet okullarında din eğitimi şöyle:

  • 43 ülkede devlet okullarında din dersi veriliyor.
  • Verilmeyen ülkeler Arnavutluk, Fransa (Alsace ve Moselle bölgeleri hariç) ve Makedonya.
  • 25 ülkede (Türkiye dahil) din eğitimi zorunlu. Ancak, bu zorunluluğun derecesi devletten devlete değişiyor.
  • Beş ülkede (Finlandiya, İsveç, Norveç, Türkiye ve Yunanistan) bu zorunluluk kesin. Öğrenciler mensubu bulundukları dinin derslerine kısmen ya da tamamen katılmak durumunda.
  • 10 ülkede (Avusturya, Britanya, Danimarka, İrlanda, İzlanda, Kıbrıs, Lihtenştayn, Malta, Monako, San Marino) öğrenciler belli koşullarda din dersinden muaf tutulabiliyor.
  • Bu ülkelerin çoğunda din dersi seçmeli.
  • Dokuz ülkede (Almanya, Belçika, Bosna-Hersek, Hollanda, İsviçre, Letonya, Lüksemburg, Sırbistan, Slovakya) öğrenciler eğer din dersi almıyorsa, yerine başka bir ders almak zorunda. Ancak başka ders almazlarsa, din dersine girmeleri gerekiyor.
  • 21 ülkede din dersi var ama öğrenciler hiçbir biçimde girmek zorunda değil. Bunlardan Andorra, Azerbaycan, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Ermanistan, Estonya, Gürcistan, Hırvatistan, İtalya, İspanya, Litvanya, Macaristan, Moldova, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Ukrayna'da din dersi almak isteyenlerin talepte bulunması gerekiyor. Bazılarında ya din dersi ya başka bir ders seçeneği sunuluyor.

Avrupa'daki din eğitimine ilişkin bu tablodan çıkarılan sonuç şu: Öğretim yöntemleri değişse de 46 ülkenin hemen hepsinde öğrencilere din dersine girmemeleri için bir 'çıkış yolu' gösteriliyor: Muafiyet, yerine başka ders alma, ya da seçme hakkı tanıma gibi. İşte AİHM Türkiye'de bu 'çıkış yolu'nun genelde gösterilmediğini, özel durumlarda gösterildiğinde ise yöntemin uygun olmadığını (veliyi dini ya da felsefi inancını açıklamaya zorlamak) belirtiyor.

Son olarak AİHM söz konusu kararında diyor ki (71'inci paragraf) 'Eğer bir Avrupa Konseyi üyesi ülke, okul müfredatına din eğitimini koyuyorsa, o zaman öğrencinin okulda aldığı eğitimle anne babasının dini ya da felsefesi arasında çelişkiye düşmesini önlemek için elinden geleni yapması gerekir.'

Dolayısıyla Türkiye'deki din dersi müfredatı yalnızca, kendi inançlarının dışlandığını savunan ve AİHM'nin kararıyla kanıtlamış bulunan Alevi ailelerinin ya da ateistlerin, agnostiklerin, skeptiklerin ve diğerlerinin sorunu değil. Belki onlardan daha çok tam da Sünni ailelerin sorunu. Çünkü, tekrar pahasına, ne diyor AİHM, Türkiye'deki din dersleri, 'demokratik bir toplumda eğitimin gereği sayılan nesnellik ve çoğulculuk kıstaslarını karşılamıyor; aynı zamanda öğrencilere dine yönelik olarak eleştirel bir akıl kazandırmaktan da uzak.' Asıl tehlike burada...

22/10/2007 - RADİKAL

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.